EnerjiManşet

Enerji talebi su kaynaklarını tehdit ederken küresel susuzluk artıyor

0

Geçtiğimiz cumartesi, Dünya Su Günü’nde Birleşmiş Milletler tarafından dünya su geliştirme raporu yayınlandı.

Rapora göre gelecek on yıllarda artan nüfusun ve büyüyen ekonomilerin ihtiyaçlarını karşılamak, hayat tarzındaki ve tüketim eğilimlerindeki değişiklikler nedeni ile içilebilir su ve enerji talebinin artmaya devam edecek olması kısıtlı olan doğal kaynaklar ve ekosistem üzerindeki var olan baskıyı arttıracak. Ayrıca enerji üreticileri, suya ihtiyacı olanlar ve çevreciler arasındaki çatışmanın şiddetlenme potansiyeli artıyor.

Yoğun su kullanan enerji kaynakları bırakılmalı

Dünya su kullanımının % 15’e yakını enerji üretimi için kullanılıyor. Raporda 2035’e kadar bu oranın %20’lere ulaşacağı aynı zamanda su talebinin de 2050’ye kadar %55 oranında artacağı belirtiliyor. Bu büyüme büyük oranda Çin, Hindistan, Orta Doğu ekonomilerindeki nüfus artışına ve ekonomik büyümeye bağlı. Gelecek yıllarda enerji talebindeki artışın %90’ı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri dışından gelecek.

Dünya su kullanımının % 15’i enerji üretimi için kullanılıyor. Fotoğraf:Reuters

Enerji üretiminin yaklaşık %90’ının yoğun su kullanımı gerektirdiğinin belirtildiği rapor; fosil kaynaklar, katran kumulları ve hidrolik kırma seçeneklerine dayalı enerji üretimin azaltılması konusunda uyarıda bulunuyor.

Enerji sektörünün “büyük politik güç” olduğunu ancak suyun bir konu ya da endüstri olarak bu etkiden yoksun olduğu, bu iki alanda yani enerji ve su alanında bir koordinasyon olması gerektiği belirtiyor.

Tahminler 768 milyon insanın temiz içme suyuna ulaşamayacağını ve 2,5 milyar insanın temel sağlık hizmetlerine ulaşamayacağını, 1,3 milyar insanın elektrik olmadan ve 2,6 milyara yakın insanın mutfak için katı yakıt ve biyokütle kullanacağını ortaya koyuyor.

Su ve sağlık hizmetleri yardımları yapılmıyor

WaterAid(Su Yardım) adlı sivil toplum kuruluşunun geçtiğimiz cuma günü yayınladığı ayrı bir rapora(pdf) göre ise zengin ülkelerin geçtiğimiz on yıl içerisinde, su ve sağlık hizmetleri için taahhüt ettikleri milyarlarca dolarlık yardımın tamamını henüz yapmadıklarını gösteriyor.

OECD’den edinilen verileri analiz eden WaterAid’in ortaya çıkardığına göre 2002-2012 yılları arasında söz verilen 80 milyar dolarlık yardımın sadece 53,6 milyar dolarlık kısmı yapılırken kalan 27,6 milyar dolarlık kısmı ise ödenmedi.

WaterAid yöneticisi Barbara Frost;

Eğer dünya verdiği yardım sözünü tutsaydı milyonlarca insanın hayatlarını dönüştürmeye yardımcı olacaktı. Ancak sadece verilmiş sözleri tutmak yeterli değil. Bu gibi hayati hizmetlere ulaşılmayı sağlayabilmek için su ve sağlık hizmetleri için toplu yardım akışının iki katına çıkartılması gerekmektedir

şeklinde açıklama yapıyor.

Yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaşamıyor

WaterAid’e göre 2012 yılında, su ve sağlık hizmetleri toplam yardımın sadece %6’sını alabildi. Fotoğraf: AP

WaterAid’e göre su ve sağlık hizmetleri 2012’deki toplam yardımın sadece %6’sını alabildi. WaterAid ayrıca yardım yapanların yardımlarını su ve sağlık hizmetlerine nasıl dağıttığını sorguluyor ve paranın yoksullara ulaşamadığını bunun yerine küresel eşitsizliği şiddetlendirebileceğini belirtiyor.

WaterAid’in hesabına göre örneğin, su ve sağlık hizmetlerine ulaşımın nüfusun %90’ı olduğu Morityus gibi ülkelerde kişi başına düşen yardım 588 dolar iken nüfusun %50’sinden fazlasının temiz suya ve temel sağlık hizmetlerine ulaşma imkanının olmadığı Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde ise bu miktar sadece 0,80 dolar.

Frost sözlerini şöyle sürdürüyor;

Uluslararası yardımın amacı dünyadaki yoksulların yoksulluktan kurtulmaları ve sağlıklı ve verimli bir hayat yaşamalarına yardım etmek ve temelde eşitsiz bir dünyamız olduğunu işaret etmektir. Sorulması gereken soru şudur; neden su ve sağlık hizmetleri yardımının büyük çoğunluğu, bu temel ihtiyaçlar için çaresizce bekleyenlere ulaşmıyor?

Bin yıllık kalkınma hedeflerinde olan su kaynaklarına erişimi olmayan insanların oranını yarıya indirme hedefine, hedef tarihi olan 2015’den önce ulaşıldı. Ancak yine de, resmin bütününe bakıldığında büyük bir ayrım görülüyor; bazıları için bolluk, hatta gerektiğinden fazla bolluk diğerleri için ise kıtlık ve ayrıca temiz su yokluğu. Bu ayrımın yanlış tarafında olanlar her gün bu temel ihtiyaçlar için mücadele etmek zorunda kalıyor.

(guardian, Yeşil Gazete)

 

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.