Endüstri Bölgeleri teklifi yasalaştı: Hazine arazileri ‘yatırımcıya’ açıldı, ÇED zorunluluğu kalktı

Haber: Yeliz DOĞAN

*

Endüstri Bölgeleri Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, muhalefetin tüm itirazlarına rağmen TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Düzenleme ile, Endüstri Bölgeleri’nde inşa edilecek alanlar için ÇED süreci devre dışı bırakıldı.

Bakanlıkça belirlenen alanlarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan endüstri bölgelerinin kurulmasına veya alan ilavesine izin verebilecek.

Teklifle Hazine arazileri de ‘yatırımcılara’ açıldı: Düzenleme ile, endüstri bölgesi olarak ilan edilen alanlardaki araziler kamulaştırılacak. Hazine adına tescil edilecek bölgenin yatırıma hazır hale getirilmesi için gerekli kamulaştırma bedeli ve etüt, harita, plan, proje dahil altyapı ile ilgili tüm giderler de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından karşılanacak.

Teklifle Bakanlık, kurum ve kuruluşların veya yönetici şirketin başvurusuna istinaden veya resen yer seçimi yapmak suretiyle endüstri bölgeleri kurulu bölgelere, ilave alan önerisinde bulunabilecek.

ÇED zorunluluğu kalktı

“Bakanlık tarafından ihtiyaç ve günün koşullarına göre sürekli güncel tutulması” gerekçeleriyle Endüstri Bölgeleri Kanunu’ndaki “Çevresel etki değerlendirme (ÇED) Süreci” başlıklı düzenleme, yürürlükten kaldırıldı.

Bu bölgelerde yer alacak alanlar, ÇED sürecinde zorunlu tutulan incelemeler ve uygunluk değerlendirme komisyonu aşamasından muaf sayılacak. ÇED süreci olmadığı için çevre katliamına yol açabilecek inşaatlar, engellenemeyecek.

Yetki Cumhurbaşkanında

Bakanlıkça belirlenen alanlarda, Cumhurbaşkanınca endüstri bölgelerinin kurulmasına veya alan ilavesine izin verilebilecek.

İlan edilen endüstri bölgesi alanından büyük olmamak kaydıyla bölgeye ilave
edilecek alanlara Bakanlıkça karar verilecek ve yeni sınırlar Resmi
Gazete’de yayımlanacak.

Bakanlık kamulaştırabilecek

Endüstri bölgesi ilan edilen alanlardaki araziler, Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca Bakanlıkça kamulaştırılarak Hazine adına tescil edilecek; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca endüstri bölgesi olarak kullanılmak üzere Bakanlığa tahsisi yapılacak.

Yatırımcılara ve yönetici şirkete, endüstri bölgelerinde yatırımların tamamlanması şartıyla mülkiyet devri imkanı sağlanacak. Hazine arazilerine bu yolla sahip olacak şirketler, mülkiyet devrinden hemen sonra bu alanları satabilecek ya da kiraya verebilecek.

Ön yer tahsisi

Endüstri bölgelerinde yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı gerçek
ve tüzel kişilerin, Bakanlığa veya yönetici şirkete başvurusu üzerine,
yönetmelikte düzenlenen esaslar çerçevesinde yönetici şirket ve
Bakanlık tarafından belirlenen yatırımcılara Bakanlıkça ön yer tahsisi
yapılacak.

Metrekare şartı değişti

Özel endüstri bölgeleri için kurulu alanlarda 150 bin metrekare şartı 100 bin metrekareye, boş alanlarda 200 bin metrekare şartı 150 bin metrekareye düşürülecek.

Düzenleme bununla da sınırlı değil.

Yatırımcıların ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri ve benzeri altyapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, endüstri bölgelerinin yönetilmesi ve işletilmesinden sorumlu tüzel kişinin yetki ve sorumluluğunda olacak.

Muhalefetten iktidara: Siz bir tek doların yeşilini seversiniz!

Teklifin görüşmelerinde muhalefet ise düzenlemenin çevre katliamına
yol açabileceğini belirterek TBMM Genel Kurulu’ndan
çekilmesini talep etti.

Muhalefet milletvekilleri kürsüden söz alarak iktidara, “Siz bir tek yeşili seversiniz, o da doların yeşili” suçlamasını yöneltti.

İşte muhalefet üyelerinin teklif görüşmelerinde dile getirdiği
düzenlemeye ilişkin itirazları:

CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer:

“AKP iktidarlarınız boyunca en önemli özelliğiniz yaşanılan sorunlardan hiç ders almamış olmanız. Dünya çok ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya, bir pandemi süreci yaşadık, bu ülkede ve dünyada bir gıda krizi ve doğa kriziyle karşı karşıya olduğumuz gerçeği ortada ama siz, zaten bugüne kadarki iktidarlarınız boyunca ÇED konusunu, ÇED raporlarını her seferinde kuşa çevirdiniz..

Zaten bir yerde doğa katliamı yapmayı kafanıza koyduysanız ÇED raporlarını bugüne kadar usulüne uyduruyordunuz ama bu getirdiğiniz maddeyle artık usulüne uydurma ihtiyacı bile hissetmiyorsunuz.

Eğer bir yerde doğa katliamını kafanıza koyduysanız buna hiçbir engel tanımıyorsunuz.

Tabii, şunu da ifade edeyim: Bu, sizin siyaset anlayışınızla tutarlı çünkü biliyoruz ki AKP doğayı, yeşil olanı, iyi olanı, güzel olanı hiçbir şeyi sevmez; tek bir yeşili seversiniz siz, o da doların yeşilini seversiniz.”

Halk baypas edilecek

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş:

“Bu madde kabul edilirse “Yatırımcının önünü açıyoruz” diyerek, bu kılıf altında tam bir çevre katliamına sebep olabilecek yeni bir kuralsızlığa daha evet demiş olacağız. Çünkü bu maddeyle Endüstri Bölgeleri Kanunu’ndaki ÇED süreci ortadan kaldırılmaktadır.

Bu maddeyle endüstri bölgelerindeki ÇED süreci 2872 sayılı Çevre Kanunu’na ve bu kanuna bağlı olarak çıkarılan ÇED Yönetmeliğine tabi olacaktır ve Bakanlık isterse “ÇED Gerekli Değildir” diyebilecek ve halkı baypas edebilecektir ve halkın katılım toplantısını yapmayacaktır ve kâğıt üzerinde de “ÇED Olumlu” kararı verilebilecektir.”

Yatırımcı riskleri kendi almak yerine vatandaşa yükleyecek

İYİ Parti Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz:

“Cumhurbaşkanınca özel endüstri bölgelerine tanınan ek teşviklerin, endüstri bölgelerinin geneli için de geçerli olması öngörülüyor ancak Cumhurbaşkanının ek teşvikleri kimlere, hangi kriterler çerçevesinde vereceği belirtilmemiştir. Şeffaf ve sistemli bir teşvik sistemi önerilmediğinden keyfî uygulamalara yol açacağı kanaatindeyiz. Bizim önerimiz, teşvik verilirken katma değeri yüksek ürünler üreten firmaların birinci derecede dikkate alınmasıdır.

5’inci maddenin dördüncü paragrafıyla endüstri bölgelerini, mülkiyet talep eden yatırımcılar için daha cazip hâle getirmek gerekçesiyle, yatırımcılara Hazine adına tescilli taşınmazlarda mülkiyet hakkı verilmek isteniyor. Yönetici şirkete de mülkiyet devri yapabilmesi sağlanarak yatırıma hazır sanayi alanı oluşturulması cazip hâle getirilmektedir. Daha sonrasında ise bu mülkiyet hakkı sahiplerinin satış ve kiralama yapabilmesinin önünün açılması planlanıyor.”

Öyle anlaşılıyor ki vatandaşın ve devletin malı yatırımcıya bankadan kredi çekebilsin diye tahsis ediliyor.

Sonuç itibarıyla, yatırımcı şirket risk almadan, Hazine arazisini teminat göstererek krediye başvurabilecektir. Dolayısıyla riskleri kendileri almak yerine bankalara ve dolayısıyla da vatandaşlara aktarmış olacaklardır, bunu kabul etmiyoruz.”

Ekolojik yıkımları önleyen ÇED süreci artık ‘bürokrasi’ diye adlandırılıyor

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay:

“Bu kanun teklifiyle kurulmuş veya kurulacak olan endüstri bölgelerinde yatırımın ve üretimin artırılması için yerli ve yabancı yatırımcıları teşvik edecek -altını çizerek söylüyorum- bürokratik süreçleri kolaylaştırılacak birtakım düzenlemelerin getirileceği söylenmektedir. Buradan şunu anlıyoruz: Ekolojik yıkımları engelleyen ÇED süreçleri artık bir bürokratik sürece dönüştürülmüş, bürokrasi olarak adlandırılmaktadır.”

Bu kanun teklifi doğanın sömürüsünün hızlandırılma kanun teklifi olmaktadır.

Zaten çevre etki değerlendirmede hukukun etrafından dolanmayı çok iyi biliyorsunuz. Şirketlerin ricasıyla bu zahmetten de yani bu ÇED süreçleri zahmetinden de kurtulunmak istenmektedir. Çevresel etki değerlendirme çalışmalarını bürokrasi olarak gören anlayış, doğayı sınırsız sömüren kapitalist zihniyetin ta kendisidir, neoliberal sömürü anlayışıdır, toplum yararını değil, şirketleri ve kârı önceler. Ekoloji ve çevrenin etkilenme koşulları öngörülmeden atılacak adımların doğada nasıl bir tahribat yarattığı düşünülmez.

Örneğin, Ergene Nehri neden zehir akmaktadır, Marmara Denizi neden müsilaj olmuştur, Rize‘de sel felaketinde neden insanlar yaşamını yitirmiştir, Dilovası‘nda neden kanser patlaması yaşanmaktadır, İkitelli‘de -geçen gün söylendi- işçiler neden işe giderken araçlarında boğulmuşlardır, servis aracında selde boğulmuşlardır?

Yani sanayi üretiminin yaşam alanlarını, tarım alanlarını yok etmesi, buna yol açması hiç göz önünde bulundurulmamaktadır, kamu faydası asla düşünülmemektedir ve tarım ve gıda konusunda yaşanacak olumsuz etkiler göz önünde bulundurulmamaktadır, varsa yoksa kâr edelim, varsa yoksa doğayı yağmalayalım zihniyeti egemen olmaktadır.

Bu yasa talan yasasıdır, talanın hızlandırılma yasasıdır.

“ÇED Gerekli Değildir” kararları yargıdan döndüğünde yargı kararlarını bile dinlemiyorsunuz.

“Ekonomi büyüyor” diyorsunuz ama aslında büyüyen sermaye. Halkın kamusal ihtiyaçları, kamunun kârları ya da kamunun çıkarları ise her geçen gün küçülmektedir.”

İŞTE O TEKLİF:

AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan ve AK Partili 61 Milletvekilinin Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile teklifin genel gerekçesi şöyle:

Genel Gerekçe

“4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu 19/1/2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 1/7/2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Üretim Reform Paketi” olarak adlandırılan Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile endüstri bölgelerine yönetici şirket modeli, özel endüstri bölgeleri gibi yeni uygulamalar getirilmiştir.

Yapılan değişiklikler ile endüstri bölgeleri oldukça cazip hale getirilmiş olup, 2018 yılına kadar yalnızca 6 endüstri bölgesi ilan edilmişken son 4 yılda, 15’i özel endüstri bölgesi olmak üzere bu sayı bugün itibariyle 28’e çıkmıştır.

Son durumda bir bölümü tam kapasite ile faaliyette bulunan ve bir bölümü de proje ve inşaat aşamasında olan endüstri bölgeleri yönetimlerinden ve yatırımcılarından gelen talepler doğrultusunda 4737 sayılı Kanunun bazı hükümlerinin değiştirilmesine ve ilave hükümlerin getirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Sahadan gelen geri dönüşler ve Bakanlığın endüstri bölgeleri uygulamalarından edindiği tecrübeler ile oluşturulan Teklif çerçevesinde, büyük ölçekli, stratejik ve entegre yatırımlar için uygun bir yatırım ortamı sağlayan endüstri bölgelerinin daha işlevsel hale getirilmesi, Ülke ekonomisine katkı sağlayacak, istihdam ve üretim merkezi olan sanayi alanlarının oluşturulması ve söz konusu alanlara nitelikli yatırımcıları hızlı bir şekilde çekmek amaçlanmaktadır.

Bu amaçlar çerçevesinde, endüstri bölgeleri uygulamalarında sadeleştirmeye gidilerek benzer kuruluş, ilan vb. süreçlere tabi olan, karma, ihtisas, münferit ve özel endüstri bölgesi türleri “endüstri bölgesi” ve “özel endüstri bölgesi” olarak iki tür olarak yeniden düzenlenmektedir. İhtisas endüstri bölgesi ve münferit yatırım yerine ilişkin hükümler kaldırılarak mevzuat sadeleştirilmektedir.

Yatırımcılar ve altyapının geliştirilmesinden sorumlu yönetici şirketlerden gelen talepler doğrultusunda, yine endüstri bölgelerinde yatırımları daha cazip hale getirebilmek amacıyla, taahhüt edilen yatırımların belli bir sürede tamamlanması şartıyla, uzun dönem tahsis edilen alanların mülkiyetinin devri mümkün kılınmaktadır. Bu sayede üretim taahhütlerini yerine getirip istihdam ve ihracata katkı sağlayan sanayicilerin talepleri halinde yapmış oldukları tesislerin mülkiyetini alabilmesine imkân sağlanmaktadır.

Endüstri bölgelerinde yer alacak yatırımcıların organize sanayi bölgelerinde olduğu gibi özellikle elektrik, doğalgaz, su vb. altyapı ihtiyaçlarını tek durak ofis mantığı ile doğrudan endüstri bölgesi yönetimleri aracılığıyla karşılayabilmesi, daha uygun fiyatla, daha sağlıklı ve sürekli enerji temin edebilmesi için düzenleme yapılmaktadır.

Mevcut endüstri bölgelerinin ilave alan talepleri, kamulaştırma, ÇED süreci, altyapı vb. konularda düzenleme yapılarak uygulamaya ilişkin hususlara açıklık getirilmiş, bürokrasinin azaltılarak uygulanabilirliğin arttırılması amaçlanmaktadır.”

Kanun değişikliğinin madde gerekçeleri de şöyle sıralanıyor:

Madde 1– 703 sayılı KHK’nın 198 inci maddesi ile “Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulu”nun oluşumuna ilişkin hükümler kaldırılmıştır. Bu doğrultuda madde ile ihtiyaç duyulmayan “Kurul” tanımı kaldırılmakta, Bakanlığın adı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak revize edilmektedir.

Madde 2- Madde ile 4737 sayılı Kanunun “Endüstri bölgelerinin kuruluşu ve ilânı” başlıklı 3 üncü maddesinde yapılan değişiklikler ile ilan edilen endüstri bölgelerine ilave edilecek alanlara ilişkin hususlar düzenlenmektedir. Cumhurbaşkanlığının iş yükünün ve bürokrasinin azaltılması, iş ve işlemlerin hızlandırılarak sanayi alanlarının bir an önce üretime kazandırılması amacıyla ilave alanın mevcut ilan edilen endüstri bölgesinden büyük olmaması kaydıyla Bakanlıkça belirlenebilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca yapılan değişiklik ile endüstri bölgelerinde altyapı ve kamulaştırma harcamalarının öncelikle yönetici şirket ve/veya yatırımcılar tarafından karşılanması sağlanarak kamu bütçesine ek bir yük getirmeden sanayi alanlarının oluşturulması hedeflenmektedir.

Madde 3– Madde ile 4737 sayılı Kanunun “Yatırım izni” başlıklı 3/A maddesinde, yatırımcıların yönetici şirket ile koordinasyon içerisinde belirlenmesine yönelik düzenleme yapılmakta, irtifak hakkının nitelikleri belirlenmekte, yatırımcıların yükümlükleri netleştirilmekte, taahhüt ettiği yatırımı gerçekleştirmeyen yatırımcılara Bakanlık tarafından ilave süre verilebilmesidüzenlenmekte, bu süre içinde yükümlülüğü yerine getirmeyenler hakkında irtifak hakkı sözleşmesinin fesih edilebilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, ruhsat ve izinlerin Bakanlık tarafından verileceği hususu Teklifin 6 ncı maddesinde düzenlendiğinden dolayı tekrar eden hükümler çıkarılmakta ve endüstri bölgelerinden atık su bedeli alınmamasına ilişkin hüküm güncellenerek endüstri bölgelerinin bu kapsamdaki yükümlülüğü netleştirilmektedir.

Madde 4- Madde ile 4737 sayılı Kanunun “ÇED Süreci” başlıklı 3/B
maddesi, ÇED sürecinin ÇED mevzuatında detaylı bir şekilde yer alması
ve bu nedenle ÇED sürecine yönelik ek bir maddeye ihtiyaç olmadığından dolayı mülga edilmektedir. ÇED mevzuatı ilgili Bakanlık tarafından ihtiyaç ve günün koşullarına göre sürekli güncel tutulmaktadır. Bu sebeple 3/B maddesi uygulamada karışıklığa neden olmaktadır.

Madde 5- Madde ile 4737 sayılı Kanunun “Teşvik tedbirleri” başlıklı 4’üncü maddesinde, mevcut durumda yalnızca özel endüstri bölgelerine
tanınan Cumhurbaşkanınca ek teşvikler belirlenebilmesi durumunun endüstri bölgelerinin geneli için geçerli olması sağlanmaktadır.

Cumhurbaşkanınca, endüstri bölgelerindeki yatırımlara özel olarak yatırım teşvik kararnamesinde yer alan destek ve teşviklere ek yeni ve farklı destek ve teşviklerin belirlenebilmesi ile bu bölgelere stratejik öneme sahip yerli ve yabancı yatırımların çekilmesi hedeflenmektedir.

Endüstri bölgelerinde yatırımların tamamlanmasışartıyla yatırımcılarımıza, mülkiyet devri olanağı sağlanmaktadır. Böylece mülkiyet talep eden yatırımcılar için de endüstri bölgeleri cazip hale getirilmektedir.

Yönetici şirkete de mülkiyet devri yapılabilmesi sağlanarak yönetici şirketin bütçesinden karşılanarak yatırıma hazır sanayi alanı oluşturulması cazip hale getirilmektedir. Ayrıca yönetici şirketin mülkiyet devrinden sonra satış ve kiralama yapabilmesi mümkün kılınmıştır.

Madde 6- Madde ile 4737 sayılı Kanunun “İmar plânları” başlıklı 4/A maddesinin başlığına “altyapı” ifadesi de eklenerek altyapıya ilişkin hükümlere yer verilmektedir. 2644 sayılı Tapu Kanununun 21 inci maddesi gereği kadastral yolların ve kapanan imar yollarının ihdası Belediyeler adına yapılmaktadır. Belediyelerin endüstri bölgeleri sınırları içerisinde tasarruf yetkisinin bulunmaması, endüstri bölgeleri sınırları içerisindeki arazilerin kamulaştırılarak Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle endüstri bölgeleri sınırları içerisindeki kadastral yolların ve kapanan imar yollarının ihdasının da Hazine adına tescil olması sağlanmaktadır. Endüstri bölgelerinin imar ve ruhsat yetkisi Bakanlığa ait olduğundan uygulamada ortaya çıkacak yetki karmaşasını sonlandırmak için 3194 sayılı İmar Kanununun 32 nci ve 42 nci maddelerindeki ruhsatsız yapıların tespiti ve yıkımı, idari para cezası kesilmesi hakkında hükümler eklenmektedir.  Endüstri bölgelerindeki proje ve inşaat işlemlerinin kontrolörlük faaliyetlerinin kimin tarafından yapılacağı hususunda düzenleme yapılmaktadır. Endüstri bölgesi ‒ 11 ‒ Türkiye Büyük Millet Meclisi (Sıra Sayısı: 341) yönetiminin ve yatırımcıların sanayi alanları dışında ihtiyaç duyacağı teknik, idari ve ticari hizmetler için alan oluşturulmasına imkan sağlanmaktadır. Endüstri bölgelerinde yer alacak yatırımcıların organize sanayi bölgelerinde olduğu gibi elektrik, su, doğalgaz vb. altyapı ihtiyaçlarını tek durak ofis mantığı ile doğrudan endüstri bölgesi yönetimleri aracılığıyla karşılayabilmesi, daha uygun fiyatla, daha sağlıklı ve sürekli enerji temin edebilmesi için düzenleme yapılmaktadır. Diğer yandan endüstri bölgesi yönetiminin ve yatırımcıların ihtiyacı olan elektriği üretebilmelerinin önü
açılmaktadır.

Madde 7- Madde ile 4737 sayılı Kanunun “İhtisas endüstri bölgeleri” başlıklı 4/B maddesi; ihtisas endüstri bölgeleri uygulamalarının Kanunun 3 üncü maddesine göre kurulan endüstri bölgeleri ile aynı kuruluş, ilan vb. süreçlere tabi olması ve bu nedenle ihtisas endüstri bölgelerine ilişkin ayrıca bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmamasından dolayı mülga edilmektedir. Böylece 4737 sayılı Kanunun Teklifle; endüstri bölgesi ve özel endüstri bölgesi olmak üzere iki tür esas alınarak düzenlenerek sadeleştirilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 8- Madde ile 4737 sayılı Kanunun “Münferit yatırımlar” başlıklı
4/C maddesi; münferit yatırım yeri uygulamalarının Kanunun 3 üncü
maddesine göre kurulan endüstri bölgeleri ile aynı kuruluş, ilan vb.
süreçlere tabi olması ve bu nedenle münferit yatırım yerine ilişkin
ayrıca bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmamasından dolayı mülga
edilmektedir. Böylece 4737 sayılı Kanunun Teklifle; endüstri bölgesi
ve özel endüstri bölgesi olmak üzere 2 tür esas alınarak düzenlenerek
sadeleştirilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 9- Madde ile özel endüstri bölgesi ilan şartlarından biri olan kurulu alanlardaki yüzelli bin metrekare şartı yüz bine, boş alanlardaki iki yüz bin metrekare şartı yüz elli bine düşürülerek, özellikle daha küçük alanlarda yüksek teknolojili, stratejik, katma değerli, ihracat potansiyeli yüksek yatırımların da özel endüstri bölgesi imkanlarından faydalanması sağlanmaktadır. Özel endüstri bölgesi ilan edilen alan içerisinde başvuru sahibinin talep etmesi, özel mülkiyete konu arazi maliklerinin sanayi yatırımı yapmayı taahhüt etmesi şartıyla söz konusu özel mülkiyete konu arazinin kamulaştırılmaması yönünde düzenleme yapılmaktadır. Böylece sanayi yatırımlarının kamulaştırmadan kaynaklı bürokratik süreçlerden etkilenmemesi, sanayicilerin kendi mülkiyetleri üzerinde özel endüstri bölgesi olanaklarından faydalanarak yatırım yapabilmesi amaçlanmaktadır. Özel endüstri bölgelerindeki kamulaştırma ve altyapı harcamalarının başvuru sahibi tarafından karşılanacağı hususu netleştirilmektedir. Birden fazla yatırımcının yer aldığı özel endüstri bölgelerinde yönetim, işletme ve diğer hizmet masraflarına bölgede yer alan yatırımcıların katılmasına ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Teşviklere ilişkin düzenlemeler 4 üncü maddede ve ruhsat ve izinlere ilişkin düzenlemeler 4/A maddesinde yer aldığından tekrar eden hükümler çıkarılmaktadır. Özel endüstri bölgelerinde yer alacak yatırımcıların belirlenmesi aşamasında Bakanlıktan uygun görüş alınması şartı getirilmektedir.

Madde 10- Madde ile 4737 sayılı Kanunun “Yönetici şirket” başlıklı 4/D maddesinde Bakanlıkça resen yapılan endüstri bölgesi çalışmalarında yönetici şirketin nasıl belirleneceği hususu düzenlenmektedir. Yönetici şirketin yetki ve sorumluluklarına ilişkin yeni düzenlemeler eklenmektedir. Ayrıca sorumluluklarını yerine getirmeyen yönetici şirket görevlilerine para cezası verilebilmesine ilişkin hüküm düzenlenmektedir.

Madde 11- Madde ile 4737 sayılı Kanunun “Yönetmelik” başlıklı 5 inci
maddesi sadeleştirilmektedir.

Madde 12- Teklif ile Endüstri Bölgeleri Koordinasyon Kurulunun teşkiline yönelik tüm hükümlerin Kanun metninden çıkarılmasından dolayı madde mülga edilmektedir.

Madde 13- Madde ile Teklifin 7 nci ve 8 inci maddeleri ile ihtisas
endüstri bölgesi ve münferit yatırım yerine ilişkin hükümler
yürürlükten kaldırıldığından dolayı Teklifin yürürlüğe girdiği
tarihten önce münferit yatırım yeri olarak tahsis edilen alanlar ile
ilan edilen ihtisas endüstri bölgelerinin 3 üncü maddeye göre kurulan
endüstri bölgesi olarak kabul edileceği düzenlenmektedir.

 

 

Paylaş
Yazar:
Yeşil Gazete