Ekolojistlerden ‘gaz patlaması’ yaşanan Silvan’a dair yanıtlanmayan sorular…

Ekoloji Birliği, Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde, 23 Şubat'ta Duru-1 kuyusunda gaz sıkışması sonrası yaşanan patlamaya ilişkin karanlıkta kalanların aydınlatılmasını talep etti.

Ekoloji örgütleri, 23 Şubat 2024 tarihinde, Diyarbakır‘ın Silvan ilçesinde, TPIC sorumluluğundaki  Duru 1 kuyusunda gaz sıkışması sonrası yaşanan patlamaya ilişkin karanlıkta kalanların aydınlatılmasını istedi.

Bir işçinin yaşamını yitirdiği bir işçinin de yaralandığı olayın ardından TPAO tarafından yapılan açıklamada  “daha önce kazılmış, günümüzde ise atık su kuyusu yapılmak üzere operasyon başlatılan Duru-1 kuyusunda…” denilmişti.

Söz konusu ifadede yer alan “atık su” konusunun açıklığa kavuşturulmasını talep eden Ekoloji Birliği‘nin soruları şöyle:

  • Açıklamada yer alan atıklar hangi faaliyet sonucu oluşmuştur? Nereden getirilmektedir?
  • Türkiye son dönemde yurtdışından atık alımında dünya birincisi olan bir ülkedir. Depolanacak atıklar, bertarafı imkânsız olan bu atıkları da içermekte midir?
  • Yer altına depolanan atıkların yer altında su akiferlerine ulaşma riskine karşı hangi önlemler alınmıştır? Atıkların, yeraltı sularına karışma ihtimalinin yüksekliğine karşın bu denli vahşice yapılması nasıl açıklanabilir?
  • Atık su ya da solüsyonlarda kaç çeşit kimyasal bulunmaktadır? Doğa-halk-çevre sağlığı için yaratacağı tehlikeler ve içeriği nelerdir?
  • Daha önce benzer amaçlı atık depolama amacıyla kullanılan kuyu/kuyular var mıdır? Patlama meydana gelen deşarj noktası gibi kaç kuyuda bu çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır?
  • Atıl sondaj kuyularında depolanması planlanan atık miktarı nedir? Bu miktarın yaratacağı tehlikenin boyutları nelerdir?

‘Kamuoyu aydınlatılmalı’

Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan milyonlarca metreküp zehirli liç yığının kaymasını hatırlatan aktivistler, “Yok edici madenciliğin neden olduğu kırımlar, bürokrat ve siyasiler eliyle olağanlaştırılmaya çalışılıyor. Gelinen noktada gezegenimiz şirketlerin para kazanma hırsının yol açtığı kırımları onarılamaz halde. Bu hakikat karşısında bilim insanları ve ekolojistlerin çözüm önerisi nettir: Geri dönülmez sınıra gelmeden, yaşayan tüm canlıların yok olmasına neden olan bu politikalardan vazgeçmelidir” dedi.

Konunun muhatabı kurumların kamuoyunu tüm detayları ile aydınlatmak zorunda olduğu belirtilen açıklamada, “iktidar destekli sermayenin madencilik adı altında yaptığı kırım, talan ve tahribatlar bir an önce durdurulması” istendi.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR