Bugüne kadar doğada her türlü yıkıma sebebiyet veren, adı sık sık ‘rant’, ‘beşli’ ve ‘çete’ gibi kelimelerle telaffuz edilen Cengiz Holding bu kez de mor yıkamaya (purplewashing) imza attı. Ekokırım faili Cengiz Holding, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın gücüne dikkat çeken bir reklam filmi paylaştı. Kazdağları’nda mücadele veren ekofeminist aktivistlerden Füsun Kayra, Cengiz Holding’in kendisini aklama çabasına karşı şunları dile getirdi:
“Ellerinin kirli olduğunu biliyoruz ve bunu bu şekilde temizleyemez Cengiz Holding. “
Cengiz Holding “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” için reklam filmi yayınladı. Filmde, Cengiz Holding’in grup şirketi Eti Bakır’ın desteklediği Kastamonu Dinamik Spor Kulübü’nün kadın hentbol takımı ile şirketin Siirt, Küre, Mazıdağı, Ankara, Samsun, Adıyaman ve Murgul tesislerinde çalışan kadın mühendisleri kamera karşısına geçti.
Filmin duyurusunda da ekokırım faili Cengiz Holding’den “Faaliyette bulunduğu her alanda ve sosyal sorumluluk projelerinde kadınları önceliklendiren; toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesiyle kadınların hayatın her alanında söz sahibi olmasına odaklanan Cengiz Holding” diye bahsedildi.
Ancak Cengiz Holding’in ekokırım yüzü çok daha farklı şeyler söylüyor.
Kazdağları’nda mücadele veren ekofeminist aktivistlerden Füsun Kayra, Cengiz Holding’in söz konusu reklam filmini şöyle yorumluyor:
“Bu gerçekten ahlaksızlık. Kadın hareketi üzerinden kendine alan açma hali, kendini sempatik gösterme hali, bunları 8 Mart gibi kadın hareketi için çok kritik önemde olan bir günü kullanarak yapması tam bir ahlaksızlık. Başında cinsiyetçi küfürüyle meşhur Mehmet Cengiz gibi bir adamın bulunduğu şirket yapısının ekibinden çıkmış olması da ayrı gündeme getirilmesi gereken bir şey diye düşünüyorum. Biz kimin ne olduğunu biliyoruz. Kadın hareketi kimin ne olduğunu biliyor. Ekoloji hareketindeki kadınlar olarak biz Cengiz Holding’in ne anlama geldiğini biliyoruz. Haliyle kendi desteklediği, sponsor olduğu spor oluşumundaki kadınları kullanarak, bünyesinde çalıştırdığı kadınları malzeme ederek böyle bir reklam hazırlanmış olması ne onu aklar, ne böyle bir aklama çabasına hizmet eder, ne de o kadınların orada kendilerini daha iyi hissetmesini sağlar.
Ellerinin kirli olduğunu biliyoruz ve bunu bu şekilde temizleyemez Cengiz Holding. Buna izin verilmemesi gerekiyor. Bu tarz reklam içerikleri çok fazla üretiliyor, 8 Mart dolayısıyla bir sürü şirket yapacak. Yine Cengiz Holding dışında doğa tahribatına izin veren bu alanlarda çalışan pek çok şirket de bunları yapacak eminim ki.”
Cengiz Holding’in Kazdağları’ndaki tutumunu sorduğumuz Kayra, “Cengiz Holding’in yörede yapmaya çalıştığı, şu an daha maden açılmadığı, daha katliam sürecini işletmeye başlayamadıkları, tabiki çok tepki koyduğumuz için, oradaki kadınların birebir maruz kalacakları bir ortam henüz oluşmuş durumda değil. Daha kendini sevimli göstermeye, bu reklamdaki gibi bir imaj çizmeye, kadınların yanında, kadın gücüne inanan ya da işte oradaki yerel köylü kadınların yanında duran, onlara destek olmaya çalışan bir imaj çizme dönemindeyiz şu an. Ama bu Artvin için bu böyle değil. Biz daha o sürece geçmedik Cengiz’le, umarım da geçmeyiz tabii diyor ve ekliyor:
“Ağaçların kesildiği, hayvancılık yapan kadınların meraları ellerinden alındığında, toprakları gasp edildiğinde, suları havaları toprakları kirlendiğinde oradaki yetkililerin, Cengiz Holding’e çalışan şirketlerin elemanlarının kadınlara nasıl davranacağını çok iyi biliyoruz biz.”
Kayra, “Haklarında bir sürü asılsız davalar açılacak. Ellerinden alınan meraları, toprakları, hayvancılık, geçim kaynakları dışında direkt kişisel olarak hedefe konulacaklar. Hedef gösterilecekler. Evet, kadın güçlü bu mücadeleleri yürütüyor çünkü ekoloji hareketinde, yerelde özellikle. Cengiz Holding gibi şaşalı şirketlere karşı yürütüyor bu mücadeleyi. Ama bu kadınları, o kadınların gücün o zaman desteklemeyecek Cengiz Holding” diyerek reklam içeriğinin alt metninde de vahşi madencilik ve şirketin statüsüne ilişkin mesajlar okunabileceğine değiniyor:
“Reklam içeriğinde de sanki bir eril ağzın/aklın, madencilik kafasının tezahürleri gibi de lanse edilmiş kadının gücü. Biraz onunla da ilişkilendirilmiş büyük şaşalı, yapacakları vahşi madenciliğin gücünü de tasavvur etmemizi sağlayacak bir şey gibi… Kadın gücünden bahsetmiyorum, figürler sadece Cengiz Holding’in desteklediği kadınlar ya da çalıştırdığı kadın mühendisler belki ama kurguda geçen metin, alt söylem, aslında tam da kendi madencilikleri, güçleri, şirket olarak bulundukları pozisyonun gücü üzerinden bir söylem üretmiş. Alt metin öyle okunuyor.”
Öncelikle Cengiz Holding ülkenin birçok noktasında, iklim kriziyle mücadelede birer karbon yutakları olan ormanlarda ekokırıma sebebiyet verdi.
İklim krizine karşı en savunmasız gruplar içerisinde bulunan kadınlar, LGBTİ+‘lar, yoksul kesimler ve en çok bölgedeki yurttaşlar ekokırımlardan olumsuz bir şekilde etkileniyor.
Cengiz Holding ise yaptığı ekokırımlarla dezavantajlı kesim olan kadınları daha da dezavantajlı bir noktada bırakarak mağduriyetin boyutunu yükseltiyor. Ancak şirket bunların aksine filmde göstermelik bir şekilde kadınların yanında olduğunu dile getiriyor.
Çevreye verdiği zararlarla adından sıkça söz ettiren Cengiz Holding’in hayata geçirdiği ve geçirmek istediği bazı projeler şöyle:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…