Birleşik Arap Emirlikleri’nin ev sahipliğinde yapılan COP 28 İklim Zirvesi’nin özelliklerinden biri, bildiri ve taahhüt bolluğu oldu. Bu bildiriler hem politika vaatleri hem de taahhüt edilen kimi hedeflerle ve finansal yardımlarla ilgili. İlk kez 2021’de Glasgow’da yapılan COP 26’da ev sahibi İngiltere benzer bir şekilde konferansın resmi kararlarından önce ülkelerin bir araya gelerek imzaladıkları bildirilerle yolu açmak ve asıl kararlara yansımayacak konularda (Metan Taahhüdü gibi) ilerleme sağlamak gibi bir yöntemi oldukça yoğun kullanmıştı. COP 28 Başkanı Al Jaber de benzer bir strateji izliyor. Hatta Konferansın web sitesinde bu bildiriler ve finansman vaatleriyle ilgili canlı sayaçlar var.
Burada bu bildirilerin az mı yeterli mi olduğu, bütün ülkeleri bir araya getirip getirmediği, hangi ülke gruplarının birlikte davrandığı gibi ilginç göstergeler takip ediliyor. Ama bizim için işin şöyle ilginç bir yanı daha var: Türkiye hiçbir bildiride, hiçbir taahhütte, hiçbir vaatte imzacı değil. Türkiye kimseye hiçbir söz vermiyor!
Bu ilginç durumu daha iyi anlamak için önce COP 28 başkanlığının liderliğinde açıklanan bildirilere bakalım. Belki bizimle ilgili bir durum gerçekten yoktur. Acaba öyle mi?
Bu yıl ayrıca çok sayıda ülkeden finans taahhütleri de geldi. Şu ana kadar 83,7 milyar dolar finansman taahhüt edildi. Bunun 792 milyon doları yeni kurulan Kayıp ve Zarar Fonu’na, 133,6 milyon doları Adaptasyon Fonu’na, 3,5 milyar doları Yeşil İklim Fonu’na, vb. Finansman taahhütleri artık sadece Ek-1/Ek-2 ülkelerinden gelmiyor. Türkiye herhangi bir finans taahhüdünde de bulunmadı.
Bu duruşun açıklaması ne olabilir? Türkiye 2021’de Glasgow’daki bildirilere seçerek imzacı olmuştu. Örneğin kömürden çıkış ve metan bildirilerini imzalamamıştı. Bunu mevcut Ulusal Katkı Beyanına bakıp anlamak mümkündü. Ama Atılım Gündemi, Elektrikli Araçlar Bildirisi, Ormanlar ve Toprak Kullanımı Bildirisi gibi bazı önemli bildirileri Türkiye de imzalamıştı.
Bu sene ne değişmiş olabilir? COP 28’de büyük ve güzel bir pavilyonu olan, Konferansı 452 resmi delegeyle izleyen Türkiye hiçbir uluslararası çabayı desteklememeye karar vermiş olamaz. Acaba ilgili bakanlıkların her bildiriyle ilgili politik ve teknik çekinceleri mi var? Yoksa Türkiye Konferansın genel gidişatından veya ev sahibinin çabalarından mı memnun değil? Konferansın en önemli tartışma konusu olan fosil yakıtlardan çıkışa da itiraz eden ülkeler arasındayız. Son gün çıkacak olan karara katılmayacak mıyız?
COP 28’in kapanmasına iki gün kaldı. Sanırım bu soruların cevabını öğrenmek hakkımız.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…