ManşetTarım-Gıda

Çokuluslu gıda endüstrisinin arka bahçesi

0

Oxfam tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre, 10 gıda devi, toplamda 263,7 milyon ton sera gazı yayıyor. Bu miktar Finlandiya, İsveç, Danimarka ve Norveç’in toplam sera gazı salınımından daha fazla.

Ekran Resmi 2014-06-01 22.54.06

İngilere menşeili, yolsulluğa karşı mücadele eden Oxfam’ın ‘Markaların ardından’ isimli raporunda  “Büyük 10” olarak geçen çok ulusla gıda şirketleri şunlar: Associated British Foods, Coca-Cola, Danone, General Mills, Kellogg, Mars, Mondelez International, Nestlé, PepsiCo ve Unilever.

Raporda, çokuluslu şirketler şeffalık, toprak kullanımı, u kaynakları ve küresel iklim değişikliğine etkilerinin yanı sıra çiftçilere, işçilere ve kadınlara etkisi üzerinden de değerlendiriliyor.

Sözkonusu 10 şirket, toplamda 263,7 milyon ton sera gazı yayıyor. Bu miktar Finlandiya, İsveç, Danimarka ve Norveç’in yayılım birleşiminden daha fazla. Şirketlerin toplam sera gazı yayılımının yarısı ise tedarik zincirlerinden gelen tarımsal malzemelerin üretiminden kaynaklanmakta. Oxfam, raporunda, özellikle bu tarımsal yayılımlar nedeniyle şirketleri ihmalkar buluyor.

İklim değişikliği hammadde fiyatlarını etkiliyor

İklim değişikliği fırtına, sel, kuraklık ve değişen hava koşullarına neden olmakta. Bu durum, gıda tedarikini etkileyip fiyatlar üzerinde baskı oluşturarak daha fazla açlığa ve yoksulluğa sebep oluyor. Uzmanlar, 2050 yılına kadar 50 milyon kişinin daha, iklim değişikliği yüzünden açlık yaşayacağını öngörüyor.

“Büyük 10” olarak geçen şirketlerden bazıları iklim değişikliğinin kendilerine şimdiden finansal olarak zarar vermeye başladığını itiraf etti. General Mills yılın ilk mali çeyreğinde üretimde 62 gün kaybı olduğunu ve olağanüstü hava koşullarının iklim değişikliği nedeniyle kötüleştiğini bildirirken, Unilever bir yılda 415 milyon dolar kaybettiğini duyurdu. Oxfam iklim değişikliği nedeniyle, Kelloggs Mısır Gevreği ve General Mills Kix tahılları gibi temel ürünlerin fiyatlarının önümüzdeki 15 yıl içerisinde %44 artabileceğini öngörüyor.

Raporda, şirketlerin 2020 yılına kadar birleşik sera gazı salımlarını 80 milyon tondan daha fazla azaltmaları gerektiğini belirtiliyor. Bu, Los Angeles, Pekin, Londra ve New York’taki tüm arabaların trafikten çekilmesi ile eşdeğer bir rakam.

Gıda endüstrilerinin doğaya verdiği zarar ve yoksullukla ilişkisi üzerine ortaya konan diğer bulgular ise şöyle: 

  • Gezegene salınan sera gazı emisyonunun yüzde 29‘u gıda üretiminden geliyor.
  • ‘Büyük 10’un sadece yarısı gıda sera gazı emisyonlarını azaltacağına dair söz verdi. Şirketlerinin çoğunun salınımının temel kaynağı endüstriyel tarım.
  • Geçtimiz 10 sene içinde, Birleşik Krallık’ın 10 katı kadar dünya toprağı çok uluslu gıda şirketleri tarafından ele geçirildi. Bu alan dünyadaki yaklaşık bir milyar yoksulun beslenmesi için ekilebilirdi.
  • 2025 yılında, 1.8 milyar insan yoğun kuraklığın bölgelerinde yaşıyor olacak. Toplam nüfusun üçte ikisinin temiz suya erişiminin sınırlı olacağı tahmin ediliyor.
  • Önümüzdeki 40 yıl boyunca, gezegenin bugünkü su kaynaklarının fazladan 2.7 milyarlık bir nüfusu beslemesi gerekiyor.
  • Dünyada bir milyar işçi, yani gezegenin üretim gücünün yüzde 35’i tarımda çalışıyor.
  • 215 milyon çacuk işçinin yarısından fazlası (yüzde 53) tarım sektöründe çalışıyor.
  • Tarımda üretim gücü olarak kullanılan işçilerin yüzde 48’i kadın. Kamerun’daki tarım işçilerinin yüzde 80 i kadın olmasına rağmen sadece yüzde 2’sinin toprağı var.

 

Raporun İngilizce aslına buradan ulaşabilirsiniz. 

Oxfam’ın değerlendirdiği gıda devlerin hangi ürünlerin sahibi olduğunu ve ürünlerin karnelerini görmek için buraya tıklayabilirsiniz. 

(Buğday/Yeşil Gazete)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.