ManşetMedya-İnternetTürkiyeUncategorized

CHP’den Pandemi ve Basın Özgürlüğü Kitabı: Sadece gazeteciler değil, gazetecilik de hedefte

0

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı tarafından “Pandemi ve Basın Özgürlüğü” kitabı yayımlandı. İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca’nın başkanlığında düzenlenen 22 temsilcinin katılımıyla gerçekleşen “Pandemide Basın Özgürlüğü, Basın Kanunu, Sorunlar ve Öneriler” çevrimiçi toplantısında sunulan önerilerin de yer aldığı kitap, CHP İl ve İlçe Örgütleri ile belediyelere ve ilgili hak örgütleriyle gazetecilere gönderildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kitap önsözünde, “Tek adam rejiminde otoriterleşmenin yarattığı baskı, korku ve sansürün ulaştığı boyutun demokrasimizi tehdit ettiği” tespitinden yola çıkarak sadece gazetecilerin değil “gazetecilik” mesleğinin de hedef alındığına dikkat çekti. Binlerce gazetecinin işsiz kaldığına, sadece habercilik yaptığı için tutuklanan yüzlerce gazetecinin haklarının gasp edildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “12 Eylül döneminde bile bu kadar ağır bir tablo görmemiştik” ifadelerini kullandı.

‘Tarihe not düşüyoruz’

“Pandemi ve Çocuk” kitabının ardından “Pandemi ve Basın Özgürlüğü” kitabını hak ihlallerinin hat safhaya ulaştığı bu dönemde “tarihe not düşmek” için çıkardıklarını belirten Gülizar Biçer Karaca ise Gazetecilik mesleğine “itibar kaybı” yaşatan ve gazetecileri olduğu gibi gazeteciliği de hedef alan söylem, tutum ve girişimlerle ‘havuz medyası’ tanımını basın tarihine kara bir leke olarak hayatımıza sokan iktidarın basın ve ifade özgürlüğüne yönelik “düşmanlaştırıcı politikaları” karşısında dayanışmak, örgütlenmek, sendikal hakları savunmak, demokrasi, insan hakları ile ifade ve basın özgürlüğünde diretmek sorumluluğunu taşıyoruz” dedi.

Pandemi ve Basın Özgürlüğü kitabı; insan hakları ve çocuk hakları savunucusu olarak kitabın hazırlanmasında emeği geçen, kistik fibrozis hastası iken yaşam hakkı ihlal edilen CHP Grup Hukuk Danışmanı Avukat Dilek Kumcu anısına ithaf edildi.

Kitapta pandemide yaşanan sorunlar, şiddet, işsizlik, özlük ve çalışma hakkı ihlalleri, cezaevlerindeki gazeteciler, RTÜK ve BİK gibi idari ve anayasal kurumlar ile yargının basın özgürlüğüne müdahalesi, yasamadaki çoğunluk gücünün basın özgürlüğünü yok sayması, basın kanunu ve dijital gazetecilik ile yerel medya başlıkları ve konuları dahilinde tespitler yer alıyor.

Öneriler

CHP’nin basın özgürlüğünün sağlanabilmesine ilişkin kitapta ifade edilen önerileri şöyle:

  • Herhangi bir medya sahibi, kim olursa olsun bu faaliyeti dışında yani medya faaliyeti dışında başka bir ticari faaliyette bulunmamalı; aktif siyasetle uğraşmamalı. Temel işi sadece medya olmalı. Çünkü böyle bir yapılanma, medya sahibini siyasal baskılar karşısında daha güçlü kılar. Birinci kuralımız bu.
  • Gazetelerin dağıtımı bütün medya sahiplerinin ortak olduğu bir şirket tarafından yapılmalı. Çünkü bir gazetenin patronajına gazetelerin dağıtımı teslim edildiğinde, dağıtım konusu rakip gazeteler için tehdit olarak kullanılabilir. Bütün gazete sahipleri bir dağıtım şirketi kurarlar hepsi eşit şekilde, eşit payda ortak olurlar dağıtımı burası yapar. Böylece hiçbir sorun çıkmaz.

Sendikalaşma zorunlu olmalı, RTÜK yeniden yapılanmalı

  • Medyada sendikalaşma şart ve zorunlu Yani zorunlu olmalı. Her gazeteci mutlaka bir sendikanın üyesi olmalı. Çünkü gazeteci, patronuna karşı da özgür olmalı. Sendikadan güç alarak haberinin arkasında durabilmeli. Gazeteciye bu güven mutlaka verilmeli.
  • RTÜK’ün yani Radyo Televizyon Üst Kurulunun yeniden yapılandırılması gerekiyor. RTÜK’ün, üye yapısı meslek örgütleri ile üniversitelerin temsilini sağlayacak doğrultuda değiştirilmeli, siyasi partilere tanınan kontenjan sayısı düşürülmeli. RTÜK, cezalandırmayı değil, evrensel yayıncılık ilkeleri çerçevesinde hareket etmeyi amaçlayan yönlendirici bir kurul olmalı.

İlan, reyting sistemi yeniden düzenlenmeli, basın kartını meslek örgütleri vermeli

  • Hiçbir gazeteci, gazetecilik faaliyetinden kaynaklı iddialarla tutuklanmamalı. Olası yargılamaların tutuksuz olması kuralı esas olmalı.
  • Basın İlan Kurumu, internet medyasını da kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı; meslek örgütlerinin temsil sayısı arttırılmalı. Gazete tirajları ve internet sitelerinin izlenme trafiği bağımsız denetim kuruluşu tarafından denetlenmeli. Basın İlan Kurumu’nun ilan kesme yetkisine son verilmeli. Kamu ilanlarının fiyat tarifesi, objektif kıstaslara bağlanarak, siyasal iktidarın keyfi tutumuna bırakılmamalı. Basın İlan Kurumu, yerel medyanın desteklenmesi konusunda pozitif ayrımcılık yapmalı.
  • Evrensel kriterlere uygun, şeffaf ve denetlenebilir bir rayting ölçüm sistemine geçilmeli. Televizyonlarda gösterilen ve “zorunlu ilan” olarak sunumu yapılan tanıtım filmlerinin ücretsiz yayınlanmasından vazgeçilmeli.
  • Basın kartı, meslek örgütlerinin ortak katılımıyla oluşturulacak bir kurul tarafından verilmeli. Devlet bu alandan tümüyle çekilmeli. Kimin gazeteci olup olmadığına devlet değil, gazeteciler karar vermeli.
  • Basın ve ifade özgürlüğüne sınırlama getiren evrensel kriterler hariç, her ne koşulda olursa olsun sansür yasaklanmalı.
  • Sosyal medya, yeni medya veya alternatif medya olarak nitelendirilen mecralarda yayınlanan haberlerin doğruluğuyla ilgili bağımsız denetim/teyit mekanizmaları oluşturulmalı.
  • Kapsamlı bir Basın Meslek Kanunu’nu, ilgili meslek örgütlerinin katılımıyla birlikte hazırlayacağız.

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.