Türkiye

Çevik Bir: Emirleri ben verdim

0

Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nce başlatılan 28 Şubat soruşturması kapsamında poliste 8 saat ifade veren orgeneral Çevik Bir, “Altında imzam olan emirleri ben verdim” dedi. Soruşturmanın devam edeceği yeni gözaltılar yaşanabileceği iddia ediliyor.

Soruşturmaya dayanak oluşturan en önemli kanıtların Aralık 2010’da Gölcük Donanma Komutanlığı’nda bulunan belgeler. Savcı Mustafa Bilgili’nin çıkarttığı kararla Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kozmik odalarında yapılan aramalarda ele geçirilen belge ve dokümanlarla, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın Eskişehir’deki makamında bulunduğu belirtilen ses kasetlerinin olduğu ifade edildi.

Avcı’nın odasındaki aramada bulunan 30’a yakın teyp kasetinin büyük bölümünün, 28 Şubat döneminde yapıldığı anlaşılan bazı telefon görüşmelerine ait olduğu öğrenildi. Kayıtların ana soruşturma dosyasında yeraldığı iddia edildi. Avcı, odasında bu tür kasetlerin bulunmadığını söylemişti. İddianamede, kayıtların kimlere ait olduğu da ayrıntılarıyla anlatıldı. Siyasetçi, sermayedar, gazeteci ve askerlere ait kayıtlarda özellikle 28 Şubat dönemine ilişkin bilgilerin yer aldığı belirtiliyor. Ancak hukuki olup olmadığı bilinmeyen kayıtların soruşturma dosyasına “kanıt” olarak sunulup sunulmayacağı netleşmedi.

KİMLER TANIK, KİMLER ŞÜPHELİ

İddiaya göre, savcı Bilgili, soruşturmanın askeri, ekonomik ve siyasi boyutlarının olmasını kararlaştırdıktan sonra her bir aşamada ifadesine başvurulması gereken isimleri belirledi. Kimlerin tanık, kimlerin şüpheli sıfatıyla savcılığa çağrılacağı planlandıktan sonra dönemin 4 Genelkurmay çalışanının ifadesine başvuruldu. Bu süreçte, Genelkurmay ile, elde edilen belgelerin doğruluğu konusunda da yazışmalar yapıldı.

Batı Çalışma Grubu (BÇG) ve bu grubun çalışmaları ile başlanan soruşturmada, BÇG’nin faaliyetlerinin kimin talimatı ile yapıldığı, BÇG’nin Milli Güvenlik Kurulu mu yoksa Genelkurmay’ın bilgisiyle mi oluşturulduğu gibi değerlendirmeler üzerinden operasyonların sürdürüleceği belirtiliyor. BÇG faaliyetlerinin yanı sıra, askerlerin medya ile ilişkileri ve medyayı yönlendirmelerinin üzerine gidileceği, bu kapsamda, dönemin asker-medya ilişkilerinin inceleneceği ifade ediliyor.

Genelkurmay’da Şemdin Sakık’ın ifadesine bazı gazeteciler ve kitle örgütü temsilcilerinin isimlerinin eklenerek basında yayımlanmasına yönelik “andıç” olayının üzerine gidileceği, yayımlanan ifadelerin ardından eski İHD Başkanı Akın Birdal’ın vurulmasının inceleneceği kaydediliyor. Soruşturmanın bu boyutunun, Sincan’da tankların yürütülmesinden, bazı toplumsal olayları askerin azmettirdiğine kadar uzanacağı, Fadime Şahin-Müslüm Gündüz-Ali Kalkancı olayı, Aczimendilerin eylemleri gibi olayların da araştırıldığı iddialar arasında.

Soruşturmanın ekonomik ve siyasi boyutu da bulunuyor. 28 Şubat dönemiyle ilgili kamuoyuna yapılan açıklamalar, bu konuda medyanın oynadığı rolün değerlendirmeye alınacağı belirtiliyor. Aynı dönemde istifa eden bazı milletvekillerinin baskıyla mı istifa ettirildiği, siyasilere yönelik şantaj ve komplo söz konusu olup olmadığı gibi konuları da araştırılıyor.

More in Türkiye

You may also like

Comments

Comments are closed.