Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, 2020’nin ilk aylarında gündeme getirdiği Çeşme Turizm Projesi hazırlıkları sürerken projeye çevre örgütlerinden itirazlar gelmeye devam ediyor. İzmir Yaşam Alanları tarafından yapılan açıklamada İzmir Büyükşehir ve Çeşme Belediye başkanlarına projeye ilişkin ayrıntıları açıklamaları için çağrıda bulunuldu.
Çevre aktivistleri tarafından ‘İzmir’in Kanal İstanbul‘u diye tanımlanan Çeşme Turizm Projesi’ne ilişkin olarak şu ifadeler kullanıldı:
“Ayrıntıları aylarca kamuoyundan sır gibi saklanan ‘Çeşme Turizm Projesi‘ne ilişkin aralarında İzmir Yaşam Alanları’nın olduğu çevre örgütleri, meslek odaları, İzmir ve Çeşmelilerin açtığı davalara ilişkin atanan bilirkişiler 27 Ekim’de Çeşme’ye keşfe gelmişti. Bilirkişilerin sonuçları henüz yayınlanmadan, detayları sadece iş insanları ile yerel yöneticilerde olan Çeşme Kültür ve Turizm Gelişim Bölge projesi ile ilgili makyajlanmış, süslenmiş bazı bilgiler Kültür ve Turizm Bakanlığınca kamuoyu ile paylaşıldı.”
Çeşme’deki kamu arazilerinin yüzde 55’inin talan projesinin içerisinde yer aldığının belirtildiği açıklamada “Turizm geliştirme bölgesi olarak belirlenen 166,2 milyon m2’lik, yüzde 98’i kamuya ait bu alan turizm yatırımcılarına satılmak için çok sayıda parsele bölünüyor. Böylece kamu malı olan, yani hepimizin olan dönümlerce arazi sermayeye aktarılıp, parsel parsel satışa sunuluyor” denildi.
‘Proje alanı soyu tükenme tehlikesi altında olan Akdeniz fokunun üreme alanını da kapsıyor’
Yarımadanın sahillerinin ve hatta denizlerinin de satışa dahil edilmiş durumda olduğunun vurgulandığı açıklamada “Endemik, nadir ve acil korunması gereken on dokuz tür bu alanda yaşıyor. Bölgede çok sayıda, bazıları nadir görülen kuş türü de yaşıyor. Bunlardan bazıları soyları tehlikede olan tavşancıl, bıyıklı doğan ve küçük kerkenez. Proje alanı soyu tükenmek üzere olan Akdeniz fokunun Ege kıyılarında işaretlenen beş öncelikli üreme alanını da kapsıyor” ifadeleri kullanıldı.
‘Alt yapı mevcudu bile taşımazken nüfusun altı kat artması hesaplanıyor’
Parsellerin üzerinde yalnızca otellerin değil, çok sayıda golf sahalarının, marinaların, alışveriş merkezlerinin de yapılacağının belirtildiği açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Proje tamamlandığında bölgenin nüfusunun beş ila altı kat artacağı hesaplanıyor. 100 bin kişinin istihdam edileceği, yılda bir milyon turistin geleceği vaat ediliyor. Alt yapısının mevcut nüfusu bile taşımadığı, yazları sıklıkla su ve kanalizasyon sorununun yaşandığı Yarımada önce tam bir şantiyeye dönüşecek, sonra da turizm yapısı tümüyle değişecek. Tüm bunlar düşünülünce proje ile yarımadaya ve İzmir’e yaşatılmak istenen tehdidin gerçek boyutu ortaya çıkıyor.”
Açıklamada ‘rant ve talan projesi’ olarak tanımlanan projeye ilişkin olarak İzmir Büyükşehir ve Çeşme Belediye Başkanlarının hala “ortada bir projenin olmadığı” söylemleri olduğu belirtilerek Başkanların sessizliklerinin yapılan açıklamalarla boşa düştüğü ifade edildi. Açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Tuncay Özkan, Ednan Arslan, Murat Bakan, Musavat Dervişoğlu, Tacettin Bayır, Serpil Kemalbay ve Murat Çepni gibi CHP, HDP ve İYİ Parti’nin İzmir Milletvekilleri ve İl yönetimler konuya ilişkin değişik zamanlarda yaptıkları açıklamalarda bu talan projesini teşhir etmekte ve meseleyi bizlerin ifade ettiği açıklıkta dile getirmekteyken, CHP merkez yönetiminin ‘betonlaşma olmaz ise, itirazımız olmaz’ gibi gerçeklikten uzak ifadeleri ile yerel yöneticilerin sessiz ya da destekçi durumları kamuoyunda belirsizlik yaratsa da projeyi engelleme mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz.”
İzmir Yaşam Alanları tarafından yapılan açıklamada “Yarımadanın ve İzmir’in haramilere teslim edilmemesi için, herkes gibi yerel yöneticileri de bu mücadelenin içinde olmasını bekliyoruz” denildi.
Ne olmuştu?
Çeşme Turizm Projesi’ne karşı açılan davanın bilirkişi keşfi 27 Ekim 2021’de gerçekleşmişti. Çevre platformlarıyla meslek örgütlerinin yaptığı çağrılar sonucu çok sayıda İzmirli ve Çeşmeli keşfi yakından izlemişti.
Çeşme Çevre Platformu da bölgenin Doğal SİT derecelerinin, yapılaşmaya elverişli hale getirmek için düşürülmesi kararının iptali için İzmir 2. İdare Mahkemesi’nde, 27 Aralık 2021 de dava açmıştı.
Turizm Kararı iptali için ise Çeşme Çevre Platformu tarafından açılan dava Danıştay 6. Dairesi’nde görülmüştü. Ekim 2021’de yapılan bilirkişi keşif raporu ise bekleniyor.