Vatandaşlık temel geliri ya da evrensel temel gelir, gelirlerine veya istihdam durumlarına bakılmaksızın bir nüfusun her üyesine düzenli, koşulsuz bir nakit ödeme sağlayacak bir politika önerisidir ve Yeşiller Partisi olarak bizim hayata geçirmek istediğimiz büyük ekonomik dönüşüm çalışmalarından bir tanesidir.
Bu dönüşümün arkasındaki fikir, herkese temel düzeyde bir finansal güvence sağlamak ve bunun da bireyler ve aileler için temel ihtiyaçlarını karşılayacak garantili bir gelir sağlamasıyla yoksulluğun azaltılmasına yardımcı olmaktır.
Bu, aslında sihirli bir kavram. İlk duyulduğunda kulağa oldukça iyi geliyor. Fakat hemen sonra bunu “gerçek olmak için fazla iyi!” hissi kovalıyor. Bir ülkede, herkese, hiçbir koşula bakılmadan ve sadece var oldukları için bir ödeme yapma fikri gerçek olamayacak bir hoş bir hayal gibi görülüyor.
Peki öyle mi? Hayır değil. Daha dün ortaya çıkan Osmangazi Köprüsü’nden geçenden 184 TL, geçmeyenden 790 TL alınacağı haberini düşünün. “Vatandaşlık Temel Geliri” daha mı akla yatmaktan uzak? Ya da bir imza ile silinen milyarlarca lira vergi borçlarını düşünün! Getirilen vergi muafiyetlerini… Kanal İstanbul’u… Günde kırk kişinin ziyaret ettiği, ekonomik ve ekolojik maliyeti bilinmeyen Yassıada’yı! Bunların hepsine kaynak var fakat temel gelire gelince kafalarda bir şüphe oluşuyor.
Oluşmamalı. Kaynak aslında tam da bu projeler ve sonrasında da Vatandaşlık Temel Geliri’nin kendisi. Neler olacak buna geçtiğimiz zaman?
Yoksulluk ve yoksunluk günümüz Türkiye’sinin bir gerçeği. Şaşalı 2023 hedefleriyle yola çıkan AKP’nin geldiği nokta öğrencilerin okullarda açlıktan bayıldığı bir Türkiye oldu. Şimdi yama şeklinde sosyal yardımlarla sorunları kapamaya çalışıyorlar ama bunlar yetmez. Yoksul olduğumuz için değil; bu ülkede yaşadığımız için bir gelire sahip olmamız gerekli. Türkiye’de hiç kimsenin altına düşmeyeceği bir gelir tabanı sağlayarak aşırı yoksulluk içinde yaşayan insan sayısını azaltabiliriz.
Büyük kriz anlarında nasıl çaresiz kalındığını, daha çok olmadı, pandemi zamanında gördük. Kaç kişiye yardım verileceği bile hesaplanamadı. Beş maske bile dağıtılamadı! Türkiye’yi bir Yeşil restorasyona sokmalıyız. Bireyi güçlendirmenin, ekonomik ve sosyal krize karşı herkesi belli bir oranda hazırlıklı kılmanın yöntemidir temel gelir. Sosyal devletten uzaklaşıldıkça krizlerin ne kadar ağır seyrettiğini en iyi anladığımız dönemdeyiz. Bu yüzden Yeşil restorasyon için ortaya koymamız gereken programın en üstünde temel gelir yazmalı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…