Yerlere atılan çöpler sizi de rahatsız ediyor mu?
Siz de sokakta çöp kutusu göremeyince çöpünü ilk fırsatta çöpe veya evde atmak üzere çantasına koyanlar, çekirdek çöpüyle mücadele için eşek heykeli dikenler, bir pazar sabahı parklarda sahilde önceki geceden atılmış çöp yığınlarına bakıp cık cık diyenler, bu milletin cahilliğinden, eğitilmezliğinden dem vuranlardan mısınız?
Öte yandan mesele çöpün buraya değil oraya atılması konusuna geldiğinde, nezih semtlerin temiz sokakları değil de kenar mahallelerdeki çöp kutusu sayısı hesap edildiğinde, şehir merkezlerinde belediye işçileri olur da greve gidip çöpleri toplamadığında, elindeki pet şişeyle yürümek istemediğinde, evin temizliğinde ıslak mendil kullanmak daha kolayına geldiğinde, her gün başka kombin yapmak istediğinde öncelikleri değişenlerden misiniz?
Yerlerdeki çöp görüntüsü kadar atık alanlarında biriken çöplerin insanları rahatsız etmediği bir dünyada, asıl meselenin çöpün kendisi değil de görünür yerde olması olduğu aşikar. Çöpü buraya atmak yasak, nehirlere değil, 3. dünya ülkelerine, yeraltı sularına, yoksul mahallelere, gözden uzak köşelere değil. Çöpler akıtmayan, mavi yeşil renkli, şık, ağzı bağlı poşetlerde olduğu sürece, temiz evlerden, temiz şehir sokaklarından uzakta olduğu sürece sıkıntı değil.
Modern dünyanın çöpleri ilkokul müfredatındaki gibi yerlere atmamayı öğrenmeyle bitecek gibi değil. İlkokullarda okutulmayan, çevre aktivizminin görünür kılmaya çalıştığı, dünyanın her yerinde binlerce insanın ve canlının yaşam koşullarını tehlikeye atan, büyük bir kısmı temiz sokaklar ve nezih semtlerde, hijyenik evlerde, şık ofislerde kullanılan ürünlerden kaynaklanan birçok kirlilik söz konusu.
Daha kolay olduğu için plastik tek kullanımlık mendiller, daha hafif olduğu için tek kullanımlık plastik pet şişeler, daha ucuz olduğu için birkaç kereden fazla giyilmeyecek hızlı moda ürünlerinin tüketimi devam ettiği sürece yoğun bir çöp üretimi de devam ediyor. Yeraltı sularının kirliliği, hava kalitesi, toprağa karışan atıklar ve kimyasallar, tüm bunların içindeki plastik ve zararlı maddelerin döngüler yoluyla yayılması ve kirliliği yeniden üretmesiyle birlikte bu herkesin meselesi.
Nezih sokakların arkasında bol bol deterjan ve plastik ambalajlar, aşırı tüketimle gelen hızlı moda ürünleri, yeni modayı takip eden eşyalar, yeni modeli gelince değişen telefonlar varsa, sadece göz önündeki çöplere takılmak ne kadar gerçekçi?
Modern hayatın ve kapitalizmin sunduğu sınırsız olanaklar, konfor ve kolaylıkların arkasında çoğu zaman açgözlü aşırı üretimler, kirli endüstriler ve bol bol plastik bulunuyor. Kapitalizmin her sosyoekonomik ve kültürel segmente farklı ürünleri farklı kampanyalarla pazarladığını düşünürsek, herkes kirliliğin bir ucundan tutuyor denebilir.
Plastikle, kirlilikle mücadele için aktivizmin büyük uğraşlarla elde ettiği kazanımların karşısında koca bir endüstri ve bu endüstrinin sattıklarını coşkuyla karşılayan bir tüketim kültürü var.
Yerlere çöplerin atılması, kirli sokaklar, parklar cehaletle eşleştirilirken dünyaya zarar verdiği bilindiği halde kullanılmaya devam edilen plastikler, hızlı moda ürünleri, pet şişeler her zaman halkın yoksul ve cahil kesimleri tarafından tüketilmiyor. Tam tersi bu tüketim döngüsünü devam ettirmenin yolu devamlı satın almaktan geçiyor.
Modern yaşamın çöplerinin tamamı parktaki karpuz kabukları kadar görünür değiller, ama varlar.
Hayatı daha kolaylaştırdığı, güzelleştirdiği iddia edilen ürünlerin çoğunun üretim ve tüketim döngüsünde atıkların planlanmadığını, üretim süreçlerinin oldukça kirli olduğunu ve dünyanın her yerine çöpler saçarak alışveriş çantalarına geldiğini unutmamak gerekli. Çöpler yalnızca belli bir sınıfla ilgili olmadığı gibi plastik ambalajlı her ürün de hijyenik değil; her tüketici segmentinin payını görmek, sorumluluğu paylaşmak, günlük yaşamın bağlantılarına bakmak gerçekten kirlilikle mücadele için iyi bir yöntem olabilir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…