Ekolojiİklim KriziManşet

Bostanlı sahili deniz maruluna büründü: Kirlilik önlenmediği sürece daha çok görürüz

0

İzmir Karşıyaka Bostanlı sahilinde deniz, halk arasında ‘deniz marulu‘ olarak bilinen ulva lactuca adlı yeşil yosunlarla kaplandı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu durumun son  kronikleştiğini belirterek nedeninin denizin çok kirli olması olduğunu belirtti:

“Körfez çok kirli. Gerçekten artık kapasitesinin çok üzerine çıkmış durumda. Temiz körfezde bu olmaz. Avrupa‘nın en iyi arıtma sistemlerine sahibiz ama denizimiz hala kirli. Bu kirlilik önlenmediği sürece bu tür durumları çok çok yaşarız.”

Deniz marullarının kuraklığa bağlı olarak da ortaya çıktığını ifade eden Yaşar, arıtma tesislerinin yetersiz kaldığına dikkat çekti: “Çiğli‘de çok iyi arıtma tesislerimiz var. Ama artık belediye bazı konularda yeterli özeni göstermiyor.”

Daha önce de defalarca Karşıyaka kıyılarında rastlanan yosunlar, İnciraltı‘nı da bürümüştü.

Sürpriz değil: Son 80 yılın en büyük kuraklığı

Bu durumun genelde nisan sonu mayıs başı ile ekim sonu kasım başında görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Yaşar, Temmuz ayında görülmesinin şaşırtıcı olduğunu söyledi.

Bu görüntü sürpriz değil. Bu yıl son 80 yılın en kurak yılını yaşıyoruz. Ege‘de mart ayında yüzde 35, nisanda yüzde 60, mayısta ise yüzde 53 eksik yağmur yağdı. Denizde zaten taze su girişi yok. Evsel ve fabrika atıklarının yani arıtılmayan suların artmasıyla bu marullar ortaya çıkıyor. Zaten bu yıl sürekli olarak denizde renk değişimi vardı. Deniz biraz mavileşiyor biraz pembeleşiyordu.

Yaşar, yosunların nedenini, tarla benzetmesiyle şöyle anlattı:

Bir tarlaya fazla gübre atarsanız o tarladaki tüm ürünü yakarsınız. Bizim körfezimiz Akdeniz‘in en zengin körfezlerinden biridir.

Hem evsel atık hem de fabrikalardan arıtılmadan akan suyun birleşmesiyle deniz marulu ortaya çıkıyor.

Denizde besin çok fazla olunca, marul gibi bu bitkiler hızlı büyüyor. Denizde sanki bu bitkiler için Halil İbrahim sofrası kurulmuş gibi. Bu besin bitmediği sürece bu bitkiler bitmez.

Yüzme amacıyla beton dökmek biyolojik katliamdır

Prof. Dr. Yaşar, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin körfezde yüzme hedefiyle ilgili faaliyetlerini şöyle değerlendirdi:

“Eğer bilime inanır ve bilimin dediklerini uygularsanız körfezde yüzülür hatta birkaç yıl içerisinde Göztepe ve İnciraltı sahilleri arasında yüzülür ama bilimin dışına çıkmamak lazım. Örneğin derelerin altı betonlanıyor, bu bir katliamdır. Bu yapıldığı sürece körfezde yüzemezsiniz.”

Derelerin altını betonlamaktan övünçle bahsediyorlar. Bu biyolojik bir katliamdır. Bir canlı katliamıdır. Denizdeki canlıları öldürüyorsunuz.

Belediyeye fabrikaların arıtma tesislerini sübvanse etme ve kendi tesislerini de çok iyi çalıştırma çağrısı yapan Yaşar, “Derelere kireç atıyorsunuz. Neden? Temiz su girişini sağlarsanız başka bir şey yapmaya gerek yok. Bilimin dediğini yapmıyorsanız; siz bu körfezde değil 3 yıl, 33 yıl geçse yüzemezsiniz. Denize kirli su verirseniz deniz bunu kaldıramaz ve bu görüntülerle karşılaşırız” dedi.

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.