Birleşik Krallık İklim Özel Elçisi Nick Bridge, Kasım 2021 tarihinde Glasgow tarihinde gerçekleşecek Birleşmiş Milletler 26’ncı İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP26),öncesinde Türkiye’ye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Geçen hafta üst düzey Türkiyeli yetkililerle COP26 süreciyle ilgili toplantılar yaptığını aktaran Bridge, “Birleşik Krallık ve Türkiye’nin bu zirve öncesinde yakın bir çalışma içerisinde olması önemli. Yaptığım görüşmelerde, iklim değişikliğiyle mücadele isteğini COP26 müzakerelerinin ve kampanyalarımızın merkezine yerleştirme konusundaki planlarımızı anlattım ve Türkiye’nin uluslararası süreçteki statüsünü ele aldık” dedi.
Paris’i onaylaması gerektiği konuşuldu
Bridge, AA muhabirine yaptığı açıklamada Türkiye’nin Paris Anlaşması’nda gelişmiş bir ülke olarak konumlandırılması nedeniyle anlaşmayı onaylamaması ve pozisyonunun değiştirilmesi talebinin görüşmenin en önemli bölümünü oluşturduğunu söyledi.
Birleşik Krallık’ın, COP26 başkanı olarak tüm tarafların çıkarlarını temsil etmekte kararlı olduğunu söyleyen Bridge, “İklim değişikliğiyle mücadele azmine küresel hız kazandıracak dengeli ve uzlaştırıcı bir sonuca ulaşmalıyız. Bu da Türkiye dahil bütün ülkelerin endişe ve sorunlarını dinlememiz gerektiği anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘Ek mali yük getirmeyecek’
Paris Anlaşması’nı onaylamanın Türkiye’ye, küresel sıcaklık artışını sınırlandırma çabalarına nasıl katkı sağlayacağını gösteren ulusal katkı beyanlarını (NDC) düzenli olarak güncelleme yükümlülüğü getireceğini belirten Bridge şunları söyledi:
Paris Anlaşması, NDC’lerin ulusal koşullara göre mümkün olan en yüksek şekilde belirlenmesini öngörüyor. Ancak Paris Anlaşması’nı onaylamak Türkiye’ye yeni ek mali yük getirmeyecek ya da Türkiye’yi bağlayıcı bir emisyon azaltımında bulunmaya ve yerel politikalar uygulamaya zorlamayacak.
‘İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine açık’
Bridge, iklim değişikliğiyle mücadelenin küresel iş birliği gerektirdiğine dikkati çekerek, bu konuda Türkiye dahil her ülkenin üstlenmesi gereken bir rol olduğunu kaydetti. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü üyesi ve G20 ülkesi olan Türkiye’nin bölgede lider konumunda bulunduğunu belirten Bridge, şöyle devam etti:
Türkiye halihazırda temiz büyüme alanına, özellikle yenilenebilir enerjiye ciddi yatırımlar yaptı fakat iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı da son derece açık konumda. Zaman kaybetmeden buna uyum sağlaması ve iklim direnci geliştirmesi gerek. Yeşil yatırımın etkisini maksimum seviyeye çıkarabilmek ve olumsuz etkilerini en aza indirmek için, küresel eylemi eş güdümlü hale getirmeliyiz. Paris Anlaşması da bu noktada devreye giriyor. Sadece anlaşmayı onaylamak tek başına yeterli değil ama anlaşma iklim değişikliğiyle küresel mücadelenin kilit parçası. Bu küresel iş birliğinin büyük ekonomik ve sosyal faydaları var. Tüm ülkeler bu küresel sürecin parçası olmanın faydalarını görecek.