EnerjiDünyaManşet

Biden yönetiminden mali zorluklar yaşayan nükleer santralleri kurtarmak için 6 milyar dolarlık destek

0
New York'taki Indian Point santrali, 2021'de kapatılmadan az önce.

ABD‘de, nükleer enerjiyi iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olan karbonsuz bir güç kaynağı olarak gören Joe Biden yönetimi, kapanma riski altındaki nükleer santralleri kurtarmak için 6 milyar dolarlık bir fon oluşturdu.

AP‘ye konuşan ABD Enerji Bakanlığı yetkilileri,  mali açıdan sorun yaşayan nükleer reaktör sahiplerini veya operatörlerini kurtarmayı amaçlayan sivil nükleer kredi programı için sertifikasyon ve ihale sürecinin başladığını söyledi. Bu, sorun yaşayan nükleer reaktörleri kurtarmak için yapılan en büyük federal yatırım.

Ekonomik nedenlerle kapanması beklenen nükleer güç reaktörlerinin sahipleri veya işletmecileri, fon kapsamında finansman başvurusunda bulunabilecek. Kapatma planlarını açıklamış olan reaktörlere ise öncelik verecek.

İkinci turda, ekonomik açıdan daha riskli tesislere fon açılacak. Destek programı Biden’ın kasım ayında imzaladığı 1 trilyon dolarlık altyapı anlaşması sayesinde hayata geçiriliyor.

Enerji Bakanı: ‘Temiz enerji’ için bu santralleri aktif tutacağız

Enerji Bakanı Jennifer Granholm, “ABD nükleer santralleri karbonsuz elektriğimizin yarısından fazlasını sağlıyor ve Başkan Biden, temiz enerji hedeflerimize ulaşmak için bu santralleri aktif tutmaya kararlı” dedi. Ülkedeki eyaletlerin üçte ikisi de nükleer enerjinin santrallerinin fosil yakıtların yerini temiz enerjinin alması için yardımcı olacağı görüşünde.

Kapatılan Pilgrim Nükleer Santrali.

Bir düzine ABD ticari nükleer güç reaktörü, büyük ölçüde daha ucuz doğal gazın rekabeti, düşük elektrik fiyatları ve artan maliyetler nedeniyle büyük işletme kayıpları veya büyük onarımların maliyeti nedeniyle lisanslarının süresi dolmadan önce kapanmıştı. DOE’ye göre bu, bu bölgelerdeki  emisyonlarda artışa, daha düşük hava kalitesine ve binlerce yüksek ücretli işin kaybına yol açarak yerel topluluklara ekonomik bir darbe vurdu. Halihazırda çalışan yedi reaktörün sahipleri, onları 2025 yılına kadar emekliye ayırma planlarını çoktan açıkladı.

ABD’deki nükleer santrallerinin çoğu 1970 ile 1990 arasında inşa edildi ve eskiyen bir filoyu işletmek daha pahalıya mal oluyor.

28 eyalette 93 nükleer reaktörlü, 55 ticari nükleer santral var

Kapatılan reaktörler arasında New York’taki Indian Point Enerji Merkezi, Massachusetts’teki Pilgrim Nükleer Santrali, Nebraska’daki Fort Calhoun Nükleer Santrali ve Iowa’daki Duane Arnold Enerji Merkezi yer alıyor. Entergy şirketi, geçen yıl Indian Point’i kapatma kararında düşük doğal gaz fiyatlarını ve artan işletme maliyetlerini temel faktörler olarak göstermişti. New York yetkilileri, Manhattan’ın 39 kilometre kuzeyindeki tesisin, yakınlarda yaşayan ve çalışan milyonlarca insan için çok büyük bir risk oluşturduğunu söyleyerek kapatma talebinde bulunmuştu.

Endüstrinin ticaret birliği olan Nükleer Enerji Enstitüsü’ne göre, eyaletler bu santralleri kurtarmak için adım atmadan önce son on yılda yirmi reaktör daha kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Sadece Illinois eyaleti, ek yenilenebilir kaynakları devreye alırken, bölgedeki üç tesisi açık tutmak için yaklaşık yılda 700 milyon dolar harcıyor.

Omaha’daki Fort Calhoun Santrali’ni 2011’de Missouri nehrinin taşması sonucu sel basmıştı.

28 ABD eyaletinde 93 nükleer reaktörlü, 55 ticari nükleer santral bulunuyor. Nükleer enerji halihazırda ABD’de elektriğin yaklaşık %20’sini veya ülkenin “karbonsuz enerjisi”nin yaklaşık yarısını sağlıyor.

DOE’de nükleer enerji sekreter yardımcısı vekili Andrew Griffith, “Reaktörler lisanslarının süresi dolmadan kapanırsa, fosil yakıt santralleri büyük olasılıkla boşluğu dolduracak ve emisyonlar artacak, bu da önemli bir gerileme olacaktır” dedi.

Kaliforniya’nın kalan son nükleer santrali Diablo Canyon‘u 2025’te kapatması planlanıyor. Oradaki yetkililer, yeni güneş, rüzgar ve pil depolama kaynaklarıyla değiştirebileceklerini düşünüyorlar, ancak eyaletin 40 milyonluk nüfusuna yetecek kadar bir enerji arzının kısa sürede yaratılıp yaratılamayacağı  tartışılıyor. 

ABD yönetimi, 2008 ekonomik çöküşü ve koronavirüs pandemisinden sonra da otomotiv ve havayolu endüstrilerine yönelik benzer bir paket açıklamış; ancak verilen krediler her iki sektörde de umulan iyileşmeyi sağlamamıştı.

‘Yenilenebilir enerji çok daha ucuz ve hızlı’

Ohio merkezli Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü‘nden David Schlissel, federal hükümetin 6 milyar doları tahsis etmeden önce, bu paranın yenilenebilir enerji, pil depolama ve enerji verimliliğini artırmak için  daha iyi bir şekilde harcanıp harcanmayacağını analiz etmesi gerektiğini söyledi. Schlissel’e göre, bunlar fosil yakıtların yerini alacak çok daha hızlı ve ucuz projeler:

“Artık para nükleer santraller için bir kenara ayrıldığına göre, yenilenebilir kaynaklar için federal vergi kredileri genişletilmeli ve enerji verimliliğine daha fazla yatırım yapılmalı, çünkü bu ne kadar hızlı yapılırsa, ulus o kadar hızlı fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltır. Ayrıca, nükleer santraller eninde sonunda emekli olacak, bu da göz önünde bulundurulmalı.”

Kaliforniya merkezli çevre kuruluşu Sierra Club da nükleerin iklim değişikliğine bir çözüm olmadığına ve “nükleer için harcanan her dolara karşılık, gerçekten güvenli, uygun fiyatlı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına bir dolardan çok daha daha az harcama yapıldığına” dikkat çekiyor.

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.