Bilim insanları Kuzey Kutbu‘nun dünyanın geri kalanından daha hızlı ısındığını yıllardır biliyordu; yakın zamanlı bir araştırma ise kutbun diğer bölgelere kıyasla yaklaşık dört kat daha hızlı ısındığını ortaya koydu.
Bu ısınmanın izlenmesi, yeni veriler ve analizler, yalnızca Kuzey Kutbu’nda değil, tüm dünyada iklim değişikliğini anlamak için kritik bir öneme sahip.
Inside Climate News’ten Charlie Miller’ın aktardığına göre, uluslararası bilim insanlarından oluşan bir ekip, hem yüzey hem de taban donma/çözülme döngülerini araştırmak ve bunların arkasındaki mekanizmaları anlamak için 2001’den 2018’e kadar olan verileri derledi. Bu bulgular, atmosfer-buz-okyanus sistemindeki değişiklikler ve Arktik‘teki deniz buzu dengesi hakkındaki bilgilere katkı sağlayabilir.
Yeni çalışma kasım ayında Avrupa Yerbilimleri Birliği yayını The Cryosphere‘de yayınlandı ve bilim insanlarının ne zaman Arktik buzunun yaz aylarında tamamen kaybolabileceğini anlamalarına yardımcı oldu.
Çalışma, hem temelde uydular tarafından ölçülen yüzey buzu hem de sonar ve su sütunu etrafındaki akıntıların hızını ölçmek için ses dalgalarını kullanan akustik doppler profilleyiciler tarafından ölçülen yüzey altı buzu inceliyor. Yüzey şamandıralarından buz altı suyuna uzanan kablolar, sonar verilerini şamandıralara aktararak zamanlama da dahil olmak üzere donma-çözülme döngüsü hakkında önemli bilgiler sağlıyor.
Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi‘nde kıdemli araştırmacı bilim insanı Walter Meier, araştırmaya dair şunları söyledi:
Çalışmanın gerçek değeri, bize bazal erimeye makul ölçüde kapsamlı bir bakış sağlaması ve erimenin ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini söylemesi. Bu daha önce gerçekten bilmediğimiz bir şey.
Meier’e göre, bu çalışma bilim insanlarına erime mevsiminin nasıl değiştiğini, gelecekte nasıl değişebileceğini ve yazın Arktik buzunun ne zaman kaybolabileceğine dair bir bakış sunuyor. Birçok değişkenden etkilenen karmaşık bir hesap olmasına rağmen, mevcut tahminler Arktik buzun yazın 2040 veya 2050’e kadar kaybolabileceğini gösteriyor.
Değişkenlerden biri de şüphesiz dünya ülkelerinin karbondioksit, metan ve diğer sera gazları emisyonlarını büyük ölçüde azaltıp azaltmayacağı.
Meier, verileri şöyle değerlendirdi:
Arktik Okyanusu (Hawaii ve Alaska hariç, ABD’deki) 48 eyaletle aşağı yukarı aynı büyüklükte ve eskiden çoğu, yaklaşık yüzde 90’ı buzla kaplıydı. Şimdi yaz sonunda buzla kaplı alanların oranı yüzde 40-50’ye düştü ve daha da düşüyor. Bu büyük bir değişim.
Deniz buzlarında bu tür bir azalmanın, Arktik’in daha nemli olmasına, kıyı şeridini aşındıran büyük dalgalar getiren daha fazla fırtınalara neden olacağı öngörülüyor.
Bu durum, Alaska’daki toplulukların başına hali hazırda geliyor. Bering Denizi‘ne bakan bir kıyı topluluğu olan Hooper Körfezi‘nde, sıra sıra kumul tepecikleri, taşkın yataklarına dönüşmüş halde.
Önceleri beş sıra kumul varken, erozyonla bu sayı bire inmiş durumda. Kasaba için doğal bir deniz duvarı oluşturan kumulların yok olması nedeniyle, yerleşim yeri afetlere karşı çok daha savunmasız.
Alaska’nın batısındaki küçük bir Yup’ik köyü olan Newtok ise, dalgalar ve fırtına dalgalarının neden olduğu erozyon nedeniyle her yıl 21 metrenin üzerinde kıyı şeridini kaybediyor. Topluluk şu anda Mertarvik adlı yeni bir köye taşınıyor. Newtok sakinleri, iklim değişikliği nedeniyle yer değiştiren ilk Amerikalılar.
Alaska’da çoğu Yerli halkların yaşadığı düzinelerce kıyı topluluğu da aynı şekilde sel ve erozyon tehdidi altında.
Kutup ayıları, Kuzey Kutbu’nun iklim değişikliği nedeniyle karşı karşıya kaldığı tehditlerin ikonik sembolü haline geldi. Ayılar bin yıl boyunca buzda yaşadı ve ağırlıklı olarak foklarla beslendi.
Ayılar, azalan buz örtüsü nedeniyle giderek daha fazla kara ile sınırlanıyor ve bu da hem beslenmeleri hem de sağlıkları üzerinde ciddi sonuçları beraberinde getiriyor.
Bazı bilim insanları, karaya hapsolmaları durumunda kutup ayılarının boz ayılarla çiftleşebileceğine ve yavrularının, kutup ayılarını buzdaki yaşam için benzersiz bir şekilde uygun kılan özelliklerini kaybedeceğine inanıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…