Antarktika üzerindeki ozon tabakasında oluşan incelme, bu yıl en büyük genişliklerinden birine ulaştı.
Avrupa Uzay Ajansı‘ndan yapılan açıklamaya göre, Avrupa Birliği Dünya atmosferi gözlem programı Copernicus Sentinel-5P uydusundan 16 Eylül’de alınan görüntüler, Antarktika üzerindeki ozon tabakasındaki incelen kısmın 26 milyon kilometrekareye çıktığını gösterdi. Bu, Brezilya’nın kabaca üç katı büyüklüğünde bir alana denk geliyor.
Genişliği ağustostan ekime değişen, eylül ortası ile ekim ortası arasında azami büyüklüğe ulaşan incelmiş tabaka, bu yıl ağustos ayının ortalarından itibaren hızlıca büyüyerek, daha eylül ayı ortasında kaydedilen en büyük incelmelerden biri haline geldi.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından ocakta yayımlanan bir raporda, incelen ozon tabakasının yeniden iyileşmeye başladığı kaydedilmişti.
Ozon tabakasındaki deliğin bu kadar hızlı büyümesinin, Tonga’daki deniz altı yanardağı Hunga Tonga’nın Ocak 2022’de faaliyete geçmesiyle ilişkili olabileceği düşünülüyor.
Kamuoyunda “ozon deliği” olarak bilinen incelen ozon tabakasının boyutu düzenli olarak değişiyor. Ağustos ayından ekime kadar inceliyor artıyor ve eylül-ekim ortalarında maksimuma ulaşıyor. Güney Yarımküre’de stratosferin sıcaklıkları artmaya başladığında ozon tabakasının incelmesi yavaşlıyor, kutup girdabı zayıflayıp sonunda parçalanıyor ve aralık ayı sonunda tabaka normale dönüyor.
Ekim 2017’de fırlatılan Copernicus Sentinel-5P (Sentinel-5 Precursor’un kısaltması) uydusu, “tropomi” adı verilen gelişmiş bir multispektral görüntüleme spektrometresiyle uzaydaki çok çeşitli kirleticileri ve atmosferik gazların benzersiz parmak izlerini yüksek çözünürlükte tespit ediyor.
Veriler daha sonra Alman Havacılık ve Uzay Merkezi‘ndeki ( DLR ) Sentinel-5P yer segmentinde, DLR ve Belçika Kraliyet Uzay Havacılık Enstitüsü (BIRA-IASB) tarafından geliştirilen algoritmalar kullanılarak işleniyor.
CAMS kıdemli bilim insanı Antje Inness “Operasyonel ozon izleme ve tahmin çalışmalarımız, ozon incelmesinin 2023’te erken başladığını ve ağustos ortasından bu yana hızla büyüdüğünü gösteriyor. 16 Eylül’de 26 milyon kilometrekarelik bir büyüklüğe ulaşarak, onu tarihteki en büyük ozon deliklerinden biri haline getirdi” dedi.
Ozon incelmesinin boyutunun değişkenliği büyük ölçüde Antarktika bölgesi çevresinde akan kuvvetli rüzgar bandının gücüyle belirleniyor. Bu güçlü rüzgar bandı, Dünya’nın dönüşünün ve kutupsal ve orta dereceli enlemler arasındaki güçlü sıcaklık farklarının doğrudan bir sonucu. Rüzgar bandı güçlüyse bir bariyer görevi görüyor: Kutup ve ılıman enlemler arasındaki hava kütleleri artık değiş tokuş edilemiyor. Hava kütleleri daha sonra kutup enlemlerinde izole halde kalıyor ve kış aylarında soğuyor.
Mevcut ozon konsantrasyonlarının ardındaki nedenleri tartışmak için henüz çok erken olsa da, bazı araştırmacılar bu yılki olağandışı ozon desenlerinin Ocak 2022’de Hunga Tonga-Hunga Ha’apai’nin patlamasıyla ilişkilendirilebileceğini düşünüyor.
Antje Inness şu bilgileri veriyor: “Ocak 2022’de Hunga Tonga yanardağının patlaması, stratosfere çok fazla su buharı enjekte etti ve bu su buharı, ancak 2022 ozon deliğinin sona ermesinden sonra güney kutup bölgelerine ulaştı.Su buharı, kloroflorokarbonların (CFC’ler) reaksiyona girebileceği ve ozon tabakasının incelmesini hızlandırabileceği kutupsal stratosferik bulutların oluşumunun artmasına neden olmuş olabilir. Su buharının varlığı aynı zamanda Antarktika stratosferinin soğumasına da katkıda bulunabilir, bu kutupsal stratosferik keseklerin oluşumunu daha da arttırabilir ve daha sağlam bir kutup girdabına neden olabilir.”
Ancak patlamanın Güney Yarımküre’deki ozon incelmesi üzerindeki kesin etkisi, hala devam eden bir araştırma konusu, çünkü modern gözlemlerde stratosfere bu kadar önemli miktarda su buharının enjekte edildiği daha önceki bir örnek bulunmuyor.
1970’lerde ve 1980’lerde, buzdolapları ve aerosol kullanılan ürünlerdeki zararlı kloroflorokarbonların yaygın kullanımı, atmosferimizin üst kısımlarında ozona zarar verdi; bu da Antarktika’nın üzerindeki ozon tabakasında incelmeye yol açtı.
1987 yılında bu zararlı maddelerin üretimini ve tüketimini aşamalı olarak ortadan kaldırarak ozon tabakasını korumak ve ozon tabakasının iyileşmesini sağlamak amacıyla Montreal Protokolü oluşturuldu.
Montreal Protokolü’ne ve antropojenik ozon tabakasını incelten maddelerin azalmasına dayanarak, bilim insanları şu anda küresel ozon tabakasının 2050 civarında tekrar normal durumuna ulaşacağını tahmin ediyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…