Benim buna bile geç kalınmış diyesim geliyor.
Günümüz sorunlarının tespiti ve çözümleri üzerine ekolojik bakış açısıyla düşünmekteyim son birkaç yıldır. Kendi zihinsel evrimimi bile zorladığımı hissettim bunun için. Nihayet sorunu tespit etmiştim: Mülkiyetçilik.
Bunun sorunların kaynağı ve destekçisi olarak ‘ataerkillik’i, ‘miras’ kavramını ve ‘din’i farketmiştim. Keşfimle gurur duyuyordum, heyecanlanıyordum. Çevremdeki birçok ‘anlamaz’a anlatmaya çalışmaktan yüksünmüyordum. Ta ki, boğaz vapurunda yanımda oturan gencin elindeki romanı görünceye kadar. Ben herkese mülkiyetçilik kötüdür demeye hazırken, baktım ki bunlar zaten ‘mülksüzler’…
Anarres…
Bir esin kaynağı. Bir ütopyalar diyarı. Yaşanabilen ya da hissedilebilinen. Bir toz deryası. Kıtlıklar/kısıtlılıklar (maddi olanaklar bakımından) ülkesi olarak tasvirlemiş yazar bize. Belli ki bize yaşamla ilgili olarak, ‘beklentileri düşürmeyi’, ‘azla yetinmeyi’, ‘vazgeçmeyi’ hatırlatıyor. Hayatı, özlemleri, umutları, heyecanları, karamsarlıkları paylaşabileceğimizi, sorunları birlikte çok daha kolay aşabileceğimizi vurguluyor. Yeter ki karşılıklı heyecanımızı, sevgimizi ve anlayışımızı farkedebilelim. Yeter ki karşılıklı gözlerimizin içine bakabilelim, hissedebilelim, ifade edebilelim.
Urras…
Binlerce yıldır mülkiyetçiliğin kirine belenmişiz. Bunu (içine doğduğumuz sistem olduğu için) doğal kabul etmişiz. Doğal dürtülerimizi bu dengesizlikle uzlaştırmaya çalışmış, genelde de başarılı olamamışız. Ve dolayısı ile gündelik hayat içerisinde boğuşup durmuşuz. Çok da, neyi, ne için yaptığımızı bilemeden. Kaoslarımızla, ihtiraslarımızla, başkasını anlama yeteneğimizle-yeteneksizliğimizle, hevesimizle-hevessizliğimizle, yılgınlığımızla-umudumuzla…
Le Guin…
‘Yalın ama şiddet dolu bir evreni yansıtır. Şiddeti adlandırmaktan çekinmez. Özgürlük ve cesaret dolu bir dili vardır‘ diyor Wikipedia yazar için. Benim de çok söz söyleyesim gelmiyor bu sözler üzerine yazara dair.
Ben 2000’li yıllarda kendimin birtakım keşifler yaptığını sanarken, kendileri 1974’te bu romanı yazarak beni dumura uğratmışlardır. Ben yaşarken karşılaşırsam, kendilerine sitemlerimi ileteceğimdir.
Yazdıklarımı pek de anlamadığınızı tahmin ederek ve de ancak kitabı okuyarak anlayabileceğinizi belirterek ‘ne haliniz warsa görün’ diyorum.
Mülksüzler
(The Dispossessed)
Ursula K. Le Guin
Çeviren: Levent Mollamustafaoğlu
Metis Yayınları
10. Baskı, 2011
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…