Almanya ile ABD arasındaki gerginlik, Trump’in iklim siyaseti, Almanya-Hindistan ilişkileri ve İngiltere’nin AB’den çıkış süreci Alman basınında yer alan yorum konuları arasında bulunuyor.
Süddeutsche Zeitung’daki yorumda ABD Başkanı Donald Trump’ın Paris İklim Anlaşması’nı desteklemeyen siyasetinin küresel çapta iklimlerin korunması için gösterilen çabalar açısından sonuçları ele alınıyor.
Süddeutsche Zeitung’daki yorum şöyle:
“Paris İklim Anlaşması mı? Çok hareketli gelişmelerin yaşandığı dünya kaos yolunda ilerlerken, etkisiz ve önemsiz kalacak… Bu nedenle Sicilya’da G7 üyelerinin altısının yaptığı gibi birlik olmak büyük önem taşıyor. Trump’ın İklim Anlaşması’ndan çekilmemesi de önemli. Aksi takdirde halefi olacak kişi Obama gibi kolaylıkla değil zorlukla anlaşmaya yeniden taraf olabilir. Paris İklim Anlaşması, kömür üretimi ve kullanımı açısından küresel düzeyde bir dönüm noktası olacaksa, bunu dünyanın en büyük ekonomisi ve zararlı gazların salınmasına yol açan ikinci büyük ülke olmadan başaramaz.”
Berlin merkezli Die Welt gazetesinde, Almanya ile ABD arasındaki ticari ilişkilerde yaşanan gerginliğe ilişkin şu satırlar dikkati çekiyor:
“Önce Amerika sloganında bulunacak kusur yok. Her ülke önce kendini düşünür. Eğer ABD Başkanı ülkesinin Almanya’ya ihraç ettiğinden daha fazla otomobilin Almanya’dan ABD’ye ithal edildiğine öfkeleniyorsa, kızgınlığı anlaşılabilir. Alman yapımı otomobillere ABD’de rağbet edilmesinin basit bir nedeni var: Amerikan otomobillerinden daha iyiler. ABD’de geçen yıllar içinde sanayide gerileme yaşandı, üretim başka ülkelere kaydırıldı. Sorun çok sayıda Alman otomobilinin ABD’ye satılması değil, çok az sayıda Amerikan otomobilinin Almanya’da alıcı bulması. Amerikalılara yardım edelim! Chrysler, Ford ve General Motors marka araçlar satın alalım. Sanıldığından daha iyiler. Böylelikle de Alman-Amerikan ilişkilerine bir katkı sağlamış oluruz.”
Frankfurter Allgemeiner Zeitung, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Hintli mevkidaşı Narendra Modi ile Salı günü Berlin’de yaptığı görüşmeyi ABD hükümeti ile gerilen ilişkiler açısından ele alıyor:
“Başbakan Merkel Hindistan Başbakanını gayri resmi Trump karşıtı koalisyonun olası üyesi olarak kabul etti. Yeni Delhi, Paris İklim Anlaşması’nın savunucuları arasında yer alıyor. Bunun olumlu nedenleri mevcut. Hindistan çevre sorunları yaşayan bir ülke. Ve önce Amerika doktrini, ABD’nin dünyanın bir çok ülkesinden çekilme eğilimde olduğuna işaret ediyor. Hindistan’da bu boşluğu Avrupa Birliği doldurabilir, zaten ülkenin en önemli ticaret ortağı. Ancak Hindistan hiçbir zaman için kolay bir ortak olmadı. Ticari görüşmelerde yaşanan tıkanma, serbest ticaretin uygulanmasının o kadar da kolay olmadığını gösteriyor. Afganistan’daki ortak çıkarlara rağmen stratejik diyalogta da büyük ilerleme sağlanmadı. Berlin’de fikir teatisi dışında bir şey yapılmadı.”
Frankfurt/Oder’de yayımlanan Märkische Oderzeitung’daki yorumda ise İngiltere Başbakanı Theresa May’in ülkesinin Avrupa Birliği’nden çıkış sürecinde izlediği siyaset işleniyor:
“İngiltere Başbakanı May’in Avrupa Birliği’nden çıkış sürecinde hiç ödeme yapmak istemediği ve çıkış müzakarelerinin gereksiz olduğuna dair İngilizlere güvence vermesi, sadece bir taktik. Aslında ne olduğunu çok iyi bilmesine rağmen, seçimlere yaklaşık bir hafta kala gerçekleri kendisine saklıyor. Avrupa Birliği’nden çıkışın düzensiz olması İngiltere açısından olumsuz sonuçlar doğurur. Avrupa Birliği sınırları içinde yaşayan İngilizlerin ülkelerine geri dönmesi gerekir. İngiliz ekonomisi en önemli ticaret ortaklarından birini kaybeder. Gümrükler nedeniyle ihraç edilen ürünler fahiş fiyatlara ulaşır.”
(Deutsche Welle Türkçe)