Doğa Mücadelesi

Allianoi davasında sona gelindi

0

Yortanlı Barajı’nın suları altına gömülen 2000 yıllık antik sağlık yurdu Alilanoi ile ilgili davalar devam ediyor. Bugün İzmir İdare Mahkemesi’nden görülen davada, davanın artık alenen işlenen bir insanlık suçunun örtbas edilmesi davasına dönüştüğüne vurgu yapıldı.

İzmir 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu (KTVKK) Allianoi’nin kumla örtülerek ‘korunması’ kararının iptali ile ilgili dava da antik sağlık yurdu Allianoi’yi yok oluşa götüren süreç bir kez daha gözler önüne serildi. Allianoi’nin gelecek kuşaklara bırakılması gereken bir kültür varlığı olduğu gerekçesi ile Yortanlı Barajı’nın suları altında kalmasını önlemeye dönük verilen hukuki mücadeleyi yürüten hukukçular, antik kentin artık sular altında kaldığına dikkat çekerek, davanın şu saatten sonra hukukun da gömülüp gömülmemesi şekline dönüştüğünü belirttiler.

DEVLET KORUMALIYDI, YOK ETTİ!

Avukat Hilal Küey, 1968 yılında bölgede yapımı planlanan Yortanlı barajı ve sonrasında Allianoi’nin ortaya çıkarılması sürecini anlattığı konuşmasında, antik kentin bulunmasının ardından 1. Derece SİT kararı verilmesine rağmen, barajla ilgili çalışmaların durmadığına dikkat çekti. Kazanılan tüm davalara ve devam eden hukuki sürece rağmen antik kentin sulara gömüldüğünü aktaran Küey, devam eden davaların en azından hukuka saygının yeniden oluşmasına bir katkısı olacağını söyledi. Av. Yelda Kullap, koruma kurulu kararlarına rağmen antik kentin sulara gömülmesinde sorumluluğu bulunan kamu görevlileri ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını kaydederek, İzmir Cumhuriyet savcılığına gelen dosyada, kamu görevlileri ile ilgili yargılama izni beklediklerini söyledi. Allinoi ile ilgili hukuki sürecin kendisinde duygusal boşluklar yarattığını aktaran Kullap, “2001 yılından beri yargı kararı antik kenti korumaya dönük karar verirken, idare bu kararları yok edecek yeni bir karar alıyor. Bir yurttaş olarak devletin koruması gereken bir kültür varlığını yok etmesini anlamakta zorlanıyorum” diye konuştu.

Avukat Arif Ali Cangı, antik kentin gömülmesinden aylar önce KTVKK yetkilileri ile DSİ ve Kültür Bakanlığı yetkilileri arasında yapılan bir toplantının tutanaklarını açıkladığı konuşmasında, Müzeler Genel Müdür yardımcısının KTVKK koruma kurullarına emir verir nitelikteki diyaloglarını aktardı. Allianoi’nin çok hızlı bir şekilde gömüldüğünü, hatta bir Roma Kilisesinin gömülmeyip unutularak olduğu gibi sular altında bırakıldığını kaydeden Cangı, bilirkişi incelemesi ile yapılan hukuksuzluğun belirlendiğine, Allianoi’nin bu şekilde korunmasının olanaksızlığına dikkat çektiğini dile getirdi. Cangı, İdare Allianoi’yi değil barajı korumak için çabaladı. Daha barajın yeri ile ilgili dava sürüyor. Ortada büyük bir suç var. Yapılmaya çalışılan bu suçun örtbas edilmesi çabasıdır. Burada mahkeme davanın reddine karar verirse kültür varlıklarımızı artık kimse koruyamaz” diye konuştu.

“HEPSİNİ KORUYAMAYIZ”

Bergama Müze Müdürü Adnan Sarıoğlu, 2000 yıl önce dere yatağına yapılan Allianoi’nin korunmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, “Derenin alüvyonları geçmişte olduğu gibi yeniden burayı dolduracaktı. Biz her türlü koruma önlemini alarak, kaplıcayı ilk haline döndürdük. Burası zaten geniş bir kent yerleşim alanı değil. Buna benzer Anadolu’da yüzlerce yer var. Keban barajının altında yüzlerce höyük kaldı. Barajı yapmayıp onları korumaya kalksak imkanlarımız buna elvermezdi” dedi. İdarenin avukatı ise yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu savundu. EGEÇEP ve Allianoi Girişim Grubu üyelerinin de izlediği dava kara için ileri bir tarihe ertelendi.

(Evrensel)

You may also like

Comments

Comments are closed.