Akkuyu Nükleer Güç Santrali‘ne karşı açılan davada hukuka, bilime ve Yüksek Öğretim Kanunu’na aykırı rapor düzenleyen akademisyen bilirkişilere yönelik YÖK aleyhinde dava açıldı.
Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi‘ne yapılan başvuruda söz konusu heyetin, bilirkişilikten men edilmeleri ve Yüksek Öğretim Kanunu kapsamında cezalandırmaları talep edildi.
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal yaptığı açıklamada Akkuyu Nükleer santrali ÇED iptal davasının 11 Temmuz 2016 tarihinde yapılan keşifte yaşananları hatırlattı.
Bilirkişi incelmesi sırasında heyete “nükleer santral sahasında zeminin altının boş olduğunu, buradan örnek alınması gerektiğini , Büyükeceli köylülerinin 1983 yılında zemin etüdü yapan taşeron firmanın işçileri olarak çalışırken zemine tonlarca çimento basıldığını ve çimentonun zemine basıldığı yerden 150 metre ötede denizden çıktığını söylediklerini” denilmişti.
Atal açıklamasında “Bütün bu beyanlarımıza ve keşifteki sürekli ve ısrarlı taleplerimize rağmen naip hâkim ve bilirkişi heyeti zeminden örnek almamış ve nükleer santral sahasının altında boşluklar barındıran kireçli-dayanıksız karstik yapıdan oluşan zemin olduğu anlaşılamadan keşif tamamlanmıştır” dedi.
Açıklamada daha sonrasında 56 bin ton nükleer reaktör ağırlığının yerleştirileceği zeminin betonunda çatlak oluştuğu, çatlak oluşan bölümlerin kırılarak tekrar beton döküldüğü ve yeniden çatlak oluştuğu hatırlatıldı.
Akkuyu’daki raporu hazırlayan 15 bilirkişiden yedisi Sinop Nükleer Santral projesine karşı açılan davada görevlendirilince bu 15 kişilik heyet YÖK’e şikayet edildi.
Sinop Nükleer Santral davasında da bilirkişilerin “tarafsız olamayacakları” belirtilerek bilirkişileri red talebinde bulunuldu.
İsmail Hakkı Atal, “YÖK’e yaptığımız başvuruya üç üniversite rektörlüğünden üç bilirkişi hakkında soruşturma açılmamasına dair karar geldi. Onlara karşı dava süremiz devam ediyor. Ancak tüm bilirkisiler hakkında YÖK’e yaptığımız başvuruya cevap verilmemek suretiyle oluşan zımni red işleminin iptali talebiyle YÖK’e karşı Ankara İdare mahkemesinde dava açtık” dedi.
Akkuyu Nükleer Santrali’nin Türkiye için aynı zamanda bir Milli Güvenlik tehdidi olduğu belirtilen başvuruda şu ifadeler kullanıldı:
“Akkuyu nükleerdeki bilimsel yanlışlıkları ortaya koymayan ve YÖK kanununa muhalefet edip görevi ihmal eden ve/ veya kötüye kullanan, T.C. bekasını tehdit eden bir milli güvenlik sorunu içine girmesine neden olan bilirkişi raporunda imzası olan tamamı akademisyen ve Prof. unvanlı bilirkişilerin uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesini durdurma ve ayrıca bilirkişilik görevinden men edilmeleri için YÖK aleyhine Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi’nde 2021/1882 E. sayılı davayı ülkemiz ve insanlık adına açtığımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…