Ekolojik Yaşamİklim KriziManşetTarım-Gıda

Akdeniz diyeti sadece sağlık için değil, çevre için de en iyisi

0

Yeme alışkanlıklarımızın, sağlığımızın yanı sıra çevre ve iklim değişikliği için önemli sonuçları bulunuyor. Gıda güvenliğini tehdit eden artan kuraklıklar ve hastalıklarla birlikte, yediklerimiz de olumlu ya da olumsuz fark yaratabiliyor.

Geçen ayın sonunda yayımlanan bir araştırmaya göre, Akdeniz tipi beslenme “iklim değişikliği ve bulaşıcı olmayan hastalıkların çifte yükü” ile mücadele etmeye destek olabilir.

Advances in Nutrition’da yayımlanan çalışmada farklı beslenme tiplerinin  göreceli faydalarına bakıldı. Araştırmaya katılan Yunan üniversitelerinden ve kurumlarından bilim insanları, Akdeniz diyetini Belçika, İsviçre, Almanya, Avusturya, Danimarka ve İsveç‘teki ‘batı tipi’ beslenme modelleriyle karşılaştırdı. 

Buna göre, Akdeniz tipi beslenmenin gezegenimiz için en iyisi olduğu sonucuna varıldı. İtalya, Kıbrıs, Yunanistan (ve Türkiye) gibi ülkelerin mutfaklarında  ağırlıklı olarak yer alan Akdeniz diyetinin biyoçeşitlilik ve gıda-bitki çeşitliliği açısından da en uygun beslenme şekli olduğu belirtildi.

Bitki bazlı beslenme

Akdeniz diyeti, ülkeler arasında birçok farklılığa sahip olmasına rağmen, sebzeler, meyveler ve tahıllar gibi bitki bazlı besinler açısından zengin bir beslenme türü. Hayvansal ürünlerin tüketimi de bu beslenme şeklinde genellikle daha düşük oluyor.

Bu da kronik hastalıkların riskini azaltırken düşük çevresel riske sahip olduğu için gezegende yaşayan tüm canlılar için avantajlı bir durum.

Çalışma, tarımsal biyolojik çeşitliliğin ve ve gıda için kullanılan bitki çeşitleri ve türlerindeki çoğulculuğun, ağırlıklı olarak Akdeniz tipi beslenen üleklerde daha fazla olduğunu da gösteriyor. 

Emisyon, su tüketimi ve enerji gereksinimiyle de ilişkili

Bilim insanları çalışmalarında Akdeniz diyetinin “düşük sera gazı emisyonları, su tüketimi, arazi kullanımı ve enerji gereksinimleri ile ilişkili olduğuna” da dikkat çekiyor.

Tarımsal üretimin küresel toprakların yaklaşık yüzde 40’ını kapladığını kaydeden Yunan bilim insanları, hayvancılık ve çiftlik hayvanları için yetiştirilen gıda, tüm tarım arazilerinin yüzde 75’ini oluşturduğunu vurgulayarak; bu nedenle sulama, gübre ve böcek ilacı kullanımının doğal kaynakların tükenmesine ve çevresel bozulmaya neden olabileceğini söylüyor:  “Ayrıca gıda üretimi, tatlı suyun başlıca tüketicisini oluşturuyor ve küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 30’unu oluşturuyor.”

Akdeniz diyetini benimsemenin ise daha fazla biyolojik çeşitlilik ortamı oluşturmaya ve doğal kaynaklar üzerinde daha az baskı oluşturmaya yardımcı olabileceği belirtiliyor.

Nasıl Akdeniz tipi beslenirsiniz?

  • Yulaf, kahverengi pirinç ve tam buğday ekmeği gibi kepekli tahıllarla birlikte meyve ve sebzeler, Akdeniz diyetinin temel bileşenleri.
  • Fasulye, mercimek ve nohut gibi baklagiller ise çok iyi birer protein kaynağı. Akdeniz tipi beslenmenin en önemli ayakları ise zeytinyağı ve avokado gibi sağlıklı yağlar.
  • Sosis, pastırma ve benzeri işlenmiş etler ve beyaz ekmek gibi rafine tahıllardan mümkün olduğu kadar uzak durmanız gerekiyor.
  • Hazır yemekler gibi yüksek oranda işlenmiş gıdalar ve gazlı içecekler gibi şeker eklenmiş ürünlerin de Akdeniz tipi beslenmede yeri bulunmuyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.