Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından bugün karasal yayınını kesilen, Türkiye’nin en özgür radyosu Açık Radyo çalışanları, akşam üstü kalabalık bir destekçi grubuna hitap etti.
Radyonun Tophane’deki binası önündeki açıklamaya, radyo programcıları, dinleyicileri, sivil toplum örgütlerinden temsilciler ve milletvekilleri katıldı.
Burada konuşan kurucu ve yayın yönetmeni Ömer Madra, Açık Radyo’nun şu an itibarıyla 29 yıl, 11 aydır FM bandında, 22 yıl 11 aydır da internet üzerinden Türkiye’ye ve dünyaya yayın yaptığını ve bu niteliğiyle eşine ender rastlanan, köklü bir kurum olduğunu hatırlattı.
Madra, avukat Erdem Türkekul eşliğinde, yaptığı konuşmada, “Dinleyicilerimizi, destekçilerimizi ve kamuoyunu Açık Radyo için, özgür yayıncılık ve özgür habercilik için bir kez daha ama bu sefer çok daha net ve gür bir biçimde ses çıkarmaya davet ediyoruz. Bulunduğunuz her yerde radyonuzun sesi olun ve her yerde yüksek sesle söyleyin lütfen: Açık Radyo açık kalmalı!” dedi.
RTÜK, Açık Radyo’nun lisansını iptal etti
Açık Radyo’dan lisans iptali açıklaması: Aynı kararlılıkla yayın hayatına devam
Açık Radyo’nun lisans iptali davasına yürütmeyi durdurma kararı
Açık Radyo candır, canımızı sıkmayın!
Basın ve ifade özgürlüğü örgütlerinden Açık Radyo’nun lisans iptaline kınama
RTÜK Açık Radyo’nun lisansını iptal etti, karara tepki yağıyor: Yeter artık!
Açık Radyo’nun karasal yayını kesildi: Tophane’de buluşma çağrısı
‘Açık Radyo’nun sesi kamunun sesidir’
Radyonun RTÜK’ün basın özgürlüğünü çiğneyerek verdiği lisans iptali kararından tam bir gün sonra İzmir Basın Kampı‘nda Basın Özgürlüğü Ödülü’ne layık görüldüğünü ve böylelikle 29 yılda ulusal ve uluslararası alanda 69’uncu ödülünü aldığını anlatan Ömer Madra, şunları söyledi:
“Açık Radyo, bugüne dek, tamamı gönüllü 1.416 programcısıyla 1.219 farklı program üretti, ve bu programlardan türetilen 29 kitap yayınladı. Her yıl bir kitap! 30 yıl boyunca Türkiye’den ve dünyadan yaklaşık 26 bin aktivist, yazar, düşünür güzide konuk ağırlandı.
Açık Radyo dendiğinde akla, bir başka mecrada hak ettiğini bulamamış bir hüzünlü şarkı; radyo tiyatrosundan aklınıza kazınan müthiş bir tirat; edebiyatın görünür kıldığı bir büyük hikâye; insanlığın renk ve titreşimlerini sesle çepeçevre kuşatan bir mecra gelir.
Açık Radyo dendiğinde akla, milyonlarca insanın Londra’da başlatıp Ankara’da devam ettirdiği bir barış çığlığı; Yırca’da, Cerattepe’de, Akbelen’de ağaçlarına var güçleriyle sarılarak sahip çıkan köylü kadınlar ya da lise önlerinden meydanlara taşarak, fosil yakıt şirketlerinin boyunduruğunda canlılar âlemini yokoluşa sürükleyen resmî iklim politikalarını protesto eden gençler gelir.
Açık Radyo dendiğinde akla, ekoloji mücadelesinin, sosyal dayanışmanın, hak mücadelelerinin seslerine daima kürsü ve megafon olan sakin ama kararlı bir radyo istasyonu gelir.
Açık Radyo’nun sesi kamusal faydanın sesidir. Açık Radyo kurulduğu günden bu yana herhangi bir kişi ya da grubun çıkarını gözetmeksizin ‘kamu yararına’ yayın yapmıştır. Gücünü ve dirayetini buradan alır. Açık Radyo Türkiye ve dünya kamuoyunda, gerek siyasette gerekse kültür, sanat ve edebiyat alanlarında ne tartışılıyorsa bunu itidal ve sağduyu ile ve fakat eksiksiz konuşmayı kendine görev bilir.
RTÜK kararıyla Açık Radyo’nun ‘karasal yayın lisansının’ iptal edilmesi hangi teknik ya da bürokratik gerekçeye dayandırılıyor olursa olsun, kesinlikle kamunun sesini kısma girişimidir. Tarihe öyle geçecek ve daima öyle hatırlanacaktır.”
Hukuki süreç devam ediyor
Madra sorular üzerine yayın lisansının iptalinin radyonun kapanması anlamına gelmediğini, farklı lisans biçimleriyle yayını sürdürmeyi planladıklarını da vurguladı.
RTÜK’ün kararıyla ilgili hukuki sürecin de devam ettiğini kaydeden Ömer Madra; şu çağrıyı yaptı:
“Toplumumuz giderek sayıları artan şiddet sarmallarıyla dört bir yandan kuşatılmışken birbirimizi dinlemek, ortak bir gelecek hayal edip onu hep birlikte kurmaktan başka çaremiz yok.
Dinleyicilerimizi, destekçilerimizi ve kamuoyunu Açık Radyo için, özgür yayıncılık ve özgür habercilik için bir kez daha ama bu sefer çok daha net ve gür bir biçimde ses çıkarmaya davet ediyoruz.
Bulunduğunuz her yerde radyonuzun sesi olun ve her yerde yüksek sesle söyleyin lütfen; Açık Radyo açık kalmalı.”
Basın açıklamasının ardından “Şimdi ne yapmalıyız?” sorusunun gelmesi üzerine de Madra, şu yanıtı verdi:
“Bundan çok uzun zaman önce bu soruyu Lenin sormuştu. Bizim ofisin duvarında ‘occupation’ (direniş) hareketinden kalma bir fotoğraf var. Aktivist bir gencin fotoğrafı. Yapılacak şeyin sizlerle de paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Fotoğrafın altında ‘Biz halklar korkudan daha büyüğüz’ yazıyor.”