ABD’nin ilk iklim göçmenleri: Chesapeake Körfezi sakinleri

Stephen Luntz tarafından IFL Science‘ta yayımlanan haberi Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Elif Naz Çokal‘ın çevirisiyle sunuyoruz.

***

cliref
Görsel: Ada halkının hem geçimini sağlayan hem de yükselen sularla geleceğini tehdit eden sularda Tangier Adası. areeya_ann/Shutterstock

Yeni bir rapora göre yükselen denizler, Virginia Chesapeake Körfezi’ndeki Tangier Adası’nı 50 yıl içinde yaşamaya elverişsiz hale getirecek. Bu yüzden ada sakinleri, iklim değişikliği sebebiyle göçmenlik için Amerika başkentinin kapısına dayanabilir. Bununla birlikte adanın dört yüzyıllık kültürel birikimin ürünü olan benzersiz lehçesi de kaybolacak.

Chesapeake Körfezi’nde bulunan deniz seviyesinin altındaki Tangier Adaları, 1686’dan beri sakinlerini ağırlıyor ancak, adaların, artan deniz seviyesinin etkilerine açık oldukları kanıtlanmış durumda. Scientific Reports’taki rapora göre “1850’den beri adaların toprak kütlesi yüzde 66,75 oranında kayboldu.” Karbon salımı kısa zamanda durdurulmazsa şehir 50 yıl, hatta büyük olasılıkla bunun yarısı kadar bir zaman içinde sular altında kalmış olacak.

Denizler dünyanın her yerinde yükseliyor ancak okyanus akıntıları, tektonik değişimler ve yer altı suyu tahliyeleri bu etkinin düzensiz dağılmasına neden oluyor. Amerika’nın Orta Atlantik kıyıları, bağıl deniz seviyesi artışı (relative sea level rise-RSLR) açısından “sıcak nokta” olarak değerlendiriliyor. Tangier Adalarının nehir ağzında bulunan sulak alanları, 1955’ten 2007’ye kadar yıllık 4,4 milimetre civarında yükselme ile yerel deniz seviyesi artışından ciddi şekilde etkilendi.

Rapora göre,  körfezdeki yerleşim olmayan 500’den fazla ada çoktan yok oldu. 20. yüzyılın erken dönemlerindeki  deniz seviyesi artışı da, yavaş bir artış olmasına rağmen, Tangier Adalarının bir parçası olan Uppards Adası’nın terk edilmesine neden oldu.

shutterstock_145761953_0
Düz yeryüzü şekilleri Tangier adasını deniz ürünleri açısından elverişli koşullar yaratırken deniz seviyesi yükselmelerine karşı da adayı savunmasız bırakıyor. Görsel: areeya_ann/Shutterstock

Tangier Adası, kalan nüfusu tek başına barındırıyor. Şehri ve havalimanını korumak için kayalık dalgakıranlar ve taş duvarlar yapılmış ancak Norfolk Bölgesi Mühendisleri Kolordusu’ndan David Schulte’un öncülük ettiği ekip, dünya çapında küresel ısınma karşıtı bir hareket söz konusu olmadıkça bunun yerleşim yerlerini kurtarmak için yeterli olmayacağını söylüyor.  Daha fazla dalgakıran ve doğru yerleştirilmiş kumullar hasarı erteleyebilir ancak rapor şu sonuca varıyor: “Tangier Adası’nın vakti tükeniyor ve harekete geçilmediği takdirde Tangier sakinleri, ABD’nin ilk iklim değişikliği göçmenlerinden olabilir.”

Raporda “Toprak kaybı ve bağıl deniz seviyesi artışı düzeyleri geçmişteki gibi devam ederse, adalar 2106’ya dek sulara gömülmüş olacak. Bu sonucu 2070 kadar erken bir tarihte görmemiz de olası.” deniliyor. Ancak şehrin fırtınalar sırasındaki sellerin sonucu olarak bundan çok daha önce yaşanamaz hale gelmesi de olası. Son nüfus sayımında şehrin 727 sakini olduğu kaydedildi ama son tahminler bu sayının azaldığı yönünde.

srep17890-f3_0
Gelecekte Tangier Adası’ndan geriye ne kalacağına dair öngörüler. Görsel: Schulte et al./Scientific Reports

Pek çok Pasifik adasının bundan çok daha kısa sürede sular altında kalması bekleniyor ki iklim değişikliği kaynaklı kuraklık milyonlarca insanı evlerinden etti bile. Belki iklim göçmenlerinin Washington’ın 100 mil yakınında olması, meselenin odak noktası haline gelmesini sağlayabilir.

Eğer Tangier şehri kayıplara karışırsa, dikkat çekici tarihini de yanında götürecek. Ada 1812’deki savaşta İngilizlerin elindeyken,  pek çok kölenin sığınarak özgürlüğüne kavuştuğu Pocomoke’nin yerlilerinin adaya yaptıkları ziyaretlerden kalan ok uçları ve mezbeleler adada yaygın olarak bulunuyor. Kuzey Karolina’nın Outer Banks takımadalarında olduğu gibi, Tangier’in izolasyonu da Amerikalılardan çok İngilizlerinkine benzeyen bir aksanı ve dilbilimciler tarafından 17. yüzyıl İngilteresinde konuşulanla benzeştiği düşünülen bir lehçeyi korumalarını sağlamış.

 

Yazının İngilizce Orijinali

Yazı: Stephen Luntz

Yeşil Gazete için çeviri: Elif Naz Çokal

(Yeşil Gazete, IFL Science)

Ayşe Ceren Sarı (Editör)
Ayşe Ceren Sarı (Editör)
Yeşil Gazete çeviri havuzu editörlerinden. Biyografisi için https://yesilgazete.org/yazarlarimiz/

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR