Önceki yazı için tıklayınız : ABD’ye “bahar” geliyor
“Lidersiz bir direniş hareketiyiz biz. İçimizde her renkten, her cinsten ve her sesten insan var. Ortak bir yanımız var ama : Bizler bu toplumun %99’uyuz; ve geri kalan %1’in ne açgözlülüğünü , ne de yozlaşmışlığını kabul etmiyoruz artık.”
Gazeteci Nicholas Kristof, twitter’da attığı mesajda “Protestolara katılan insanlarla röportaj yapıyorum. Ve inanın, bana Tahrir Meydanı’nı hatırlatıyorlar” diyor.
Ünlü internet ansiklopedisi wikipedia ise Occupy Wall Street’i “21. yüzyıl devrimleri” kategorisinde Arap Baharı, Mısır ve Tunus Devrimleri’yle birlikte gösteriyor.
Dr. Cornel West, gece yarısı yaptığı konuşmada “Biz buradayız, ve bu seçkin sınıfın sıcacık evlerinde korkuyla titremesine neden oluyor” diye haykırıyor neşeyle.Biri öğlen diğeri ise akşam saatlerinde olmak üzere günde iki defa toplanan ve doğrudan demokrasiyle işleyen, o sırada mevcut olan herkesin katılımıyla gerçekleştirilen”Genel Kurul”larda tüm kararlar açıkça ve eşit oyla alınıyor, hiç bir karar ve eylemin gizlisi saklısı yok. Bir Yönetim Kurulu, liderler topluluğu ya da benzeri oluşum yok bu işgallerde. “İşgalci”ler sonuna kadar eleştirdikleri sisteme benzeme hatasına düşmüyorlar.
Sayıları giderek artan “devrim” in katılımcılarına New York polisi nasıl davranacağına karar verememiş gözüküyor. Gösterileri kimi zaman uzaktan izleyen polis, kimi zamansa anlamsız ve nedensiz şiddet gösterilerine girerek giderek büyüyen harekete bir nevi göz dağı vermeye çalışıyor. Bu şiddet gösterileri geçtiğimiz günlerde katılımcıların yüzüne kimyasal silah sıkılmasına kadar vardı.
ABD iş dünyası ve yöneticiler ise şu ana kadar hareketi görmezden gelmekle yetindiler. Seçkin sınıfın bu tavrı hareketi küçümseyerek kamuoyu gözünde değerini azaltma çabası olarak nitelendiriliyor. Karikatürist Cohen de bu durumu köşesine şu şekilde taşımış. Karikatürde Wall Street camiasının güçlenen devrim hareketinin arkasındaki kamuoyu desteğini görmeyerek büyük bir hata yaptığına dikkat çekiliyor.
Sistem karşıtı hareketin çığ gibi ve lidersiz olmasına rağmen çok başarılı bir organizasyonel yapıde büyüyor olmasının göstergelerinden biri de occupytogether.org adresinden yayına giren sitede hareketi diğer şehirlere yaymak isteyen grup ve bireylere çok önemli tavsiyelerde bulunulması. Kendilerini “toplumun %99’u” olarak tanımlayan göstericiler sosyal medya ve interneti hem kendi aralarında iletişim ve örgütlenme, hem de kamuoyuyla iletişim için son derece başarılı biçimde kullanıyor. Facebook’ta üye sayıları on binleri bulan gruplar kuruluyor, twitter’da ise OccupyWallSt ‘in takipçi sayısı 20.000’i geçmiş durumda.
Wall Street İşgali (Occupy Wall Street) hareketi üyeleri kendi gazetelerini de çıkarmaya başlayacak. Bunun için gerekli finansman ise ünlü kickstarter.com sitesinde açılan hesaba yapılan desteklerle sağlanıyor. Proje için 12.000 dolar toplanması hedeflenmiş, ve kısa sürede bu miktarın yarısından fazlası toplanmış.
Hareket henüz Tahrir Meydanı gibi büyük bir kitlesel harekete dönüşmüş olmasa da hem ABD toplumundaki gelecek kaygıları hem de hareketin net ve katılımcı mesajları nedeniyle bir kaç hafta içinde ciddi ve sadece ABD’de değil tüm dünyada dengeleri sarsabilecek bir kitlesel halk hareketine dönüşmesi ihtimali kafalarda soru işareti.