Dünyanın tüm şehirlerine çağrıdır! Bu haftasonu sizi #OccupyGezi’yle ve tüm Türkiye’deki protesto dalgalarıyla dayanışma içinde meydanlara çıkarak kamusal alanınıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Gezi Parkı’nı korumak için başlayan küçük çaplı direnişimiz kısa zamanda çığ gibi büyüyerek Türkiye’nin dört bir yanına sıçradı. Durumun bu boyuta gelmesinde tetikleyici etkenlerden biri, polisin orantısız güç kullanmasıydı. Nasıl Gezi Parkı direnişi gitgide küçülen ve devletin otoriter neoliberal politikalarınca gasp edilen kamusal alanlar üzerindeki mücadeleyi gözler önüne serdiyse, güvenlik güçlerinin İstanbul’u biber gazına boğması da nefes alınacak alanlara duyulan yoğun gereksinimi somutlaştırdı. Medyadaki sansüre rağmen yüzbinlerce insan polisin zulmüne meydan okuyarak sokaklara aktı ve Gezi Parkı direnişine destek verdi. Şu anda sadece Gezi Parkı’na değil, Türkiye’nin kamusal alanının kalbi olan ve tarih boyunca kitlesel muhalefetin menedildiği Taksim Meydanı’na da sahip çıkıyoruz.
Taksim ve Gezi Parkı dayanışmalarını, zaferlerini ve kazanımlarını kutlamak isteyen binlerce kişiyle her gece dolup taşarken, İstanbul’un farklı köşeleri ve Türkiye’nin diğer şehirlerindeki direnişimiz sürüyor. Emin olduğumuz bir şey varsa, o da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı.
SBu haftasonu, 8-9 Haziran tarihlerinde #OccupyGezi’yle dayanışma eylemleri düzenleyin. Tahrir’i, Syntagma’yı, Zuccotti’yi sokaklarınızı, meydanlarınızı ve parklarınızı geri alın! Sözümüze güvenin, onlar zaten size ait.