ManşetTürkiye

30 Akademisyenden anayasa ve demokratik süreçlere saygı çağrısı

0

Türkiye’nin önde gelen 30 hukukçu ve akademisyeni, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve çevresinin savunduğu ‘Türk usulü başkanlık sistemi’ne karşı çıkarak , ‘Anayasa’ya ve demokratik süreçlere saygı’ başlığıyla yayımladıkları bildiride, ‘kişiye özgü bir rejim’in kurulamayacağına dikkat çekti.

35.akademisyenlerden açıklama

Aralarında Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, Prof Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Nuray Mert, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Nermin Abadan Unat ve Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu gibi isimlerin bulunduğu 30 akademisyen bildiride, ‘kişiye özgü bir rejim’in kurulamayacağına dikkat çekti. Getirilmek istenen sistemle, demokrasinin uluslararası standartlarının bir yana bırakıldığı vurgulandı. Aydınlar, söz konusu bildiride, Türkiye’nin, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan demokratikleşme ve hukuk devletinin kurumsallaşmasına dayalı anayasal birikimini hatırlatarak, kendilerinin ‘başkanlık sistemi’ tartışmalarına her türlü katkı sağlamak için hazır olduklarını ifade etti.

Getirilmek istenen sistemle, demokrasinin uluslararası standartlarının bir yana bırakıldığını vurgulayan aydınlar, söz konusu bildiride, Türkiye’nin, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan demokratikleşme ve hukuk devletinin kurumsallaşmasına dayalı anayasal birikimini hatırlatarak, kendilerinin ‘başkanlık sistemi’ tartışmalarına her türlü katkı sağlamak için hazır olduklarını ifade etti.

Bildiride şu ifadelere yer verildi;

“Bugün Türkiye’nin demokrasi düzeyi ve Anayasa’sı gerçek birikimini yansıtmamaktadır. Demokrasi açığının kapatılması amacıyla, başta Anayasa gelmek üzere yeni düzenlemeler, yıllardır üzerinde çalışılan konu ve sorunların başında gelmektedir.

Erkler ayrılığı çerçevesinde Parlamento’nun etkinliğinin artırılması ve yargı bağımsızlığının sağlanması, öncelikli iki hedef olup, hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasının önkoşullarıdır. Ne var ki, son aylarda Cumhurbaşkanı güdümünde yürütüldüğü görülen ve kişiye özgü bir başkanlık rejiminin inşasına dayalı çalışmalar, izlenen usul ve hedef bakımından demokratik usullere yabancı olmakla kalmayıp, Anayasa dışıdır.

Türkiye’nin Osmanlı’daki parlamenter deneyimi ile birlikte yüzyılı aşkın süredir denediği parlamenter rejimi işler kılma yerine, herhangi bir ilke tartışması yapılmasına olanak tanınmaksızın, yeni bir rejim dayatması karşısında bulunuyoruz. Bunun, Anayasa dışı yollarla ve devletin bütün olanakları kullanılarak yapılmaya çalışılması, hukuken kabul edilemez. Bu süreçte, kimi akademisyenlerin anayasa hukuku ve siyaset bilimi verilerini çarpıtarak kamuoyunu yanıltıcı açıklamalar yapması esef vericidir.

Uzman, akademisyen, hukukçu ve yurttaş kimliğimizle bu süreci kabul etmediğimizi, Türkiye’nin demokratik gelişiminin, hukuk çerçevesinde kalınarak eşit, serbest, katılımcı ve nesnel bilgiye dayalı tartışma ortamında sağlanabileceğine dair inancımızı ve bu konuda her türlü katkı vermeye hazır olduğumuzu beyan ederiz.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.