Haziran 2022, Yerküreyi, yaşadığımız çevreyi önemseyen küresel çevre topluluğu için tarihi bir dönüm noktasıydı aynı zamanda. Çevre konulu ilk ciddi-etkili ve kapsamlı uluslararası toplantı olarak kabul edilen 1972 Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Çevresi Konferansı‘ndan bu yana 50 yıl geçti. Her yıl Dünya Çevre Günü’ne, resmi kutlamaların yapıldığı farklı bir ülke tarafından ev sahipliği yapmaktadır. Bu yılın ev sahibi ülke İsveç’ti ve bu kapsamda 2-3 Haziran 2022 tarihlerinde Stockholm’de Stockholm + 50 Konferansı da gerçekleştirildi.
Bu kısa makalenin ana amacı – Türkiye’deki orman yangınları, şiddetli hava ve iklim olayları ve afetleri vb. çeşitli ivedi gündemler yüzünden yaklaşık 1 aylık gecikmeyle de olsa-, “Stockholm + 50 Konferansı’nın” başlıca tartışma konuları ve çıktıları ile Dünya’ya, BM dışı kuruluşlara ve BM kapsamındaki hükümetlerarası kuruluşlara, hükümetlere, sivil toplum kuruluşlarına ve iş dünyasına (özel sektör) bundan sonra daha temiz, adil, yaşanabilir ve daha yeşil bir Yerküre için ne yapmalarını açıkça gösteren önerilerini kısaca değerlendirmektir.
5 Haziran 2022’de yayımlanan Dünya Çevre Günü’ne ilişkin Yeşil Köşe makalemde, diğerlerinin yanı sıra, özetle şunları yazmıştım:
“… Çevre konularının hemen hepsi, çok geniş kapsamlı, çok disiplinli-çok sektörlü; zengin ya da fakir, az gelişmiş ya da çok gelişmiş, sömüren ya da sömürülen ve talan eden ya da talan edilen tüm birey, toplum ve ülkeleri çok yakından ilgilendiren yaşamsal konular olarak karşımıza çıkıyor sıklıkla. Bu yüzden de sıklıkla Dünya ve ülke gündeminde ciddi tartışmalara yol açabilecek düzeyde önemli, bazı durumlardaysa yaşamsal bir yer tutabiliyor.”
Konu toplum ve bireyler açısından ele alındığında, Dünya Çevre Günü’nün, olumlu değişime ilham vermek için küresel bir platform olduğu söylenebilir. … çevre günü, hükümetleri, iş dünyasını-özel sektörü, işletmeleri, sivil toplumu, okulları, ünlüleri, şehirleri ve toplulukları bir araya getirerek farkındalığı artırıyor ve çevresel eylemi kutluyor. Bireylerse, işletmelere ve hükümetlere verdikleri destek ve onlara yaptıkları eleştiri, uyarılar ya da eylemler yoluyla değişimin itici güçleri olabilirler. …”
Stockholm + 50, çevrenin küresel olarak birbirine bağlı olduğunu; bugünkü ve gelecek kuşaklar için ortak çevremizin üçlü krizini – iklim değişikliği, ekosistemlerin bozulması, yok olması, habitat ve biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik – toplu olarak ele almanın gerekli olduğunu vurguladı. Stockholm + 50 ayrıca, bu yükümlülük ve sözlere ilişkin eylemleri hızlandırmak, çok taraflı sistemi güçlendirmek, ilgi-istek ve dayanışmayı artırmak ve kimseyi geride bırakmamak koşuluyla Dünya’yı herkes için sağlıklı bir gezegene doğru güvenilir bir yola koymak için cesur ve hedef odaklı eylemlere ve açık siyasi iradeye duyulan acil gereksinimin altını çizdi. Gerçekte, Stockholm + 50’deki tartışmaların, yerel gerçeklerin ve ulusal uygulamanın önemini ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için teşvik ve politikaların, finansman ve kapasite desteğinin güçlü-sürdürülebilir bir birleşimine duyulan gereksinimin önemini bir kez daha yinelediğini söyleyebiliriz.
Konferans çalışmaları kapsamında Stockholm + 50 Toplantısı’nda Genel Kurul ve Liderlik Diyalogları aracılığıyla, üye devletler ve paydaşlardan aşağıda tartıştığımız temel öneriler ortaya çıktı. Aşağıda maddeler şeklinde özetleyip değerlendireceğimiz öneriler, katılımcıların, on yıllık eylem ve sürdürülebilir kalkınmanın yaygınlaştırılması bağlamında herkesin refahı için sağlıklı bir gezegen için yükümlülüklerin uygulanmasını ivedilikle hızlandırma kararlılığını yansıtıyor.
1972’deki BM İnsan Çevresi Konferansı’ndan bu yana, küresel toplum, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKAlar) ve 2030 Gündemi dahil olmak üzere birçok çok taraflı çevre anlaşmasının yanı sıra, diğer ilgili söz ve yükümlülükleri de kabul etti. Tüm bu anlaşmaların amaçlarının ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, hepimiz için sağlıklı bir Yerküre’yi güvence altına almak için uzun bir yolun kat edilmesini gerekecektir.
Stockholm + 50 Konferansı, bir dizi Genel Kurul toplantısının ve pandemiden sürdürülebilir ve kapsayıcı bir iyileşmenin sağlanmasına ilişkin serbest akışlı Liderlik Diyaloglarının ardından 3 Haziran Cuma akşamı 19:13’te sona erdi ve Dünya’ya Eş Başkanlar adına aşağıdaki on öneri sunuldu:
Eş Başkanlar adına sunulan on öneri ve bu kapsamda neler yapılması gerektiği özetle aşağıdaki şekilde bireştirilebilir:
Stockholm + 50 Konferansı, “herkesin refahı için sağlıklı bir gezegen – sorumluluğumuz, fırsatımız” sloganıyla BM Genel Kurulu’nun çağrısıyla gerçekleştirildi. Özetle, Konferansa katılan ya da katkı veren liderler ve diğer katılımcılar, BM 2030 SKAlarına ulaşmak, BMİDÇS Paris Antlaşması’nın 2030 için 1.5 ve 2 °C küresel ısınma ve diğer hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik yükümlülüklerini ve 2020 Sonrası Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’nin gereklerini ivedilikle güçlendirerek yerine getirmek ve COVID-19 küresel salgını sonrası sürdürülebilir kalkınma ve yeşil düzen planlarının benimsenmesini sağlamak üzere, daha kuvvetli (azimkar) bir kararlılığa gerek olduğunu kabul ettiler.
Kuşkusuz “eş başkanlar adına sunulan on önerinin” bir bütün halinde gerçekleştirilmesi, öncelikle Yerküre’ye insan ve doğa temelli yeni bir bakışı, hava, su, toprak kirliliğini, ekosistem ve biyoçeşitliliğin azalması ve yok edilmesini önlemeyi, daha yaşanabilir bir iklim sistemi ve canlı küreyi (biyosfer) yeniden olanaklı kılmak amacıyla iklim değişikliğini-küresel ısınmayı hızla önleyecek, daha direngen daha az etkilenebilir ve uyum kapasitesi daha yüksek doğal ve sosyal sistemler ile daha yüksek bir farkındalık ve sorumluluk düzeyine sahip bireyler ve toplum oluşturmak gerekiyor. Dahası bunun için bir saniye bile kaybetmeden çok ciddi hükümetlerarası, bölgesel, ülkesel ve bölgesel politikalar ve önlemler yasal düzenleme ve yaptırımlarıyla birlikte hayata geçirilmek zorundadır.
Gerisi hep olduğu gibi lafügüzaftır!
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…