Neden cezasız bu suç?
TCK da Uluslararası hukuk da terörü ağır bir suç sayar. Başbakan teröristle pazarlığa girilmez der. Yok edilmelidir terörist. Neden? Terör bir dil olarak kabul edilemez hukuk dünyasında. Demokrasi’yi faşizmden bu hukuk sistemi ayırır.
Gazze’ye bu suça azmettiren veya sessiz kalan Mısır’ın bize son dakika oyun oynaması nedeni ile gitmedik. Mısır Dışişleri bakanı iyi aktivistlerin seçilerek gönderildiğini, sorun çıkaranların (trouble makers) ise Kahire’de kaldığını iletti.
Gazze haykırdı, sakın bu durumu kabul etmeyin. Bizim yanımıza gelmeseniz de ordan yaptığınız eylemler ile daha çok ses olacaksınız. Yeşiller olarak şimdiye kadar prensibimiz gereği irademiz desteğe gittiğimiz yerel iradenin üzerinde olmadı. Hemen otobüsten indik. Gitmeyi red ettik. O ki iyi aktivistler otobüste ve kötü aktivistler dışarda idi, biz dışarda olmalıydık öyle de yaptık.
Devam etti eylemlerimiz. Katil İsrail ve onu destekleyen Amerika ve inancı ABD’den korkusuna yenik Mısır’ın bu uluslararası cinayetin failleri olduğunu söyledik defalarca. Mısır halkı ve hatta polisi bizi destekler iken Mısır hükümeti arkadaşlarımızın yüzünü dağıttı, gözlüklerini kırdı.
Yine bizim gibi Türkiye’den gelenler için ne olmuş canım dedirtecek kadar azdı Polis Şiddeti ve Devlet Terörü. Bizde tekel işçileri bile bilir bunun alasını. TMK mağduru veya taş atan çocuklardan hiç söz açmayalım.
Sonuç olarak Mısır hükümeti içindeki Filistin’e destek ruhu ile ABD ve İsrail ile pazarlık sorunununda pazarlıklara yenilmiş ve İsrail kadar gaddar olabilmişdi.
Barış zorlu süreç. Biz kendi iç barışını sağlayamamış bir ülkenin çocuklarıyız. Çok yaklaşmıştık bu sefer ve yine kaçtı elden. Açılalım derken saçıldık etrafa. Oysa barış elden kaçtımı önce savaş sonra nefret yerleşir boş alanlara. Yerinden kalkması barış’ın bizi terk etmesi kadar çabuk olmaz. Hep izler vardır nefretten. Nefret savaşın zehirli atığıdır.
Eylemlerimizin en sonu bugün (01/01/2010) İsrail elçiliği önünde gerçekleşti. Elçilik korku nedeni ile bir binanın 10. katında idi. İsrail bayrağı utancı simgeler gibi asılı idi. Polis bu kez duyum alamamış idi. Biz ise elçiliğe yakın olan hayvanat bahçesinde sözleştik ve bir işaret ile İsrail elçiliği önüne dolduk. Polis ne oluyor bunlara diyene kadar 15-20 dakika geçti. Bizi her zaman olduğu gibi kuşattılar ve 2 saat kadar kuşatma altından sesimizi duyurduk. Eminim değil İsrail elçiliği, İsrail hükümeti bile duymuştur bizim sesimizi.
Bu eylemler başladı. Filistin özgür olmadan bitmeyecek. Bitmeyecek ölen 1400 insanın hesabını sorma isteğimiz. Kuşatma kalksa da hesapları sormaya devam edeceğiz.
Abdullah Anar – Kahire
01/01/2010
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…