Fotoğraf: Shutterstock
Yeni yayınlanan bir analiz, yeşil toparlanma programlarının gelir, istihdam ve gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) konularında normalleştirme planlarında öngörülen teşvik tedbirlerinden daha etkin olduğunu ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra yeşil planlar emisyon azaltım konusunda da katkı sağlıyor.
We Mean Business koalisyonu tarafından yürütülen çalışma kapsamında Cambridge Econometrics tarafından hazırlanan raporda Avrupa Birliği, Almanya, Polonya, İngiltere, ABD ve Hindistan ele alınıyor.
Rapor bu ülkelerin tamamında KDV oranlarında indirime giderek insanların harcama yapmasını teşvik eden normal teşvik yaklaşımlarına kıyasla daha etkili olduğunu söylüyor.
Analiz, beş unsurdan oluşan “yeşil toparlanma programı” ile “normalleştirme” planını karşılaştıran modellemeyi içeriyor. Her iki senaryonun hükümetler üzerinde oluşturduğu maliyet benzer seyrediyor. Yeşil toparlanma programı KDV’de daha küçük ölçekli bir indirim içeriyor ve aşağıdaki önlemleri ele alıyor:
• Enerji verimliliğine sunulan kamu yatırımları
• Rüzgâr ve güneş enerjisine yönelik teşvikler
• Şebekelerinin iyileştirilmesine yönelik kamu yatırımı
• Teşviklerin yalnızca elektrikli araçlara sunulduğu hurda planları
• Ağaç dikme programları
Her iki kurtarma planı da üretim ve istihdama destek sağlıyor, ancak yeşil toparlanma programının olumlu etkisi daha fazla oluyor. Raporda sunulan temel bulgular ise şu şekilde:
We Mean Business koalisyonunun CEO’su Maria Mendiluce “Bu rapor, birçok şirketin hali hazırda bildiği gerçekleri doğrular nitelikte. Sıfır karbonlu geleceğe yatırım yapmak, iş dünyasının başarısını garanti altına almanın en etkin yoludur” dedi.
Hükümetlerin harcama politikalarını, yeşil teknolojileri ve teknolojik yenilikleri artıracak şekilde oluşturması ve uyarlaması gerektiğini belirten Mendiluce, “Bu durum, şirketlere, ekonomiye ve vatandaşlara fayda sağlamanın yanı sıra, emisyonları azaltıyor. Yatırımları bu şekilde planlamamak, ekonomilerin direncini artırmanın zorunlu olduğu günümüzde, dünyayı ekonomik ve çevresel felaketlere sürüklemek anlamına geliyor” ifadelerine yer verdi.
Avrupa Kurumsal Liderler Grubu (European Corporate Leaders Group, CLG Europe) Direktörü Eliot Whittington “Covid-19, sistemik riski ne şekilde değerlendirdiğimiz konusundaki sorun alanlarını ortaya çıkardı. Küresel salgın öncesindeki iş yapış şekline dönmek, önümüzdeki sorunları anlamada başarısız olduğumuzu gösterirken, bu sorunlarla yüzleşme kapasitemizin azalacağı başka sorun alanları yaratıyor” dedi.
Pandemi gibi ekonomilerimize ve toplumlarımıza yönelik krizlere karşı direnç geliştirmeye yönelik acil bir ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Whittington, “İklim değişikliği, tam da bu kapsamda bir tehdit olarak öne çıkıyor. Bu raporda sunulanlar, iklim değişikliği kriziyle mücadele kapsamında ekonomileri istikrara kavuşturmamızı ve yeniden büyütmemizi sağlayan yeşil toparlanmayı ortaya koyuyor. Rapor yeşil toparlanmanın mümkün olduğunu göstermenin yanı sıra, bu durumun gerekliliğine işaret ediyor. Önümüzdeki yegane yol, dayanıklı, kapsayıcı ve iklim değişikliğine katkı sağlamayan kurtarma planıdır” ifadelerine yer verdi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…