14 Şubat Sevgililer Günü tüm dünyada kırmızı kutular, peluş oyuncaklar ve kalp şeklindeki envai çeşit ürünün pazarlanmasıyla kutlanırken, çiçek satışlarında patlama yaşanıyor. Dalından kesilen çiçekler, altınlar, kakaolar oradan oraya taşınırken de, Aziz Valentin’in karbon ayak izi arşa uzanıyor.
Sevgililer Günü’nün kapitalizme katkılarının yanı sıra, gezegenimiz üzerindeki maliyeti de dikkate değer.
Sevgililer Günü’nde milyonlarca çiçek, dünyanın dört bir yanından sevdiklerimize ulaşmak için yola çıkıyor. Bu çiçeklerin yetiştirilmesi ve taşınması sırasında ortaya çıkan karbon ayak izi önemli bir çevresel sorun. Tarım süreçlerinde kullanılan pestisitler, çoğunlukla kadın olan tarım işçilerinin sağlığını tehlikeye atıp, yerel ekosistemlere de zarar veriyor.
Financial Times‘ın belirttiği üzere, bir düzine uzun saplı kırmızı gül, Londra’dan Paris’e tek yönlü uçuşla eşdeğer; yaklaşık 30 kilogram karbondioksit (CO₂) emisyonu üretiyor. Seralarda yetiştirilen veya Kenya ve Etiyopya gibi güneşli ülkelerden hava yoluyla taşınan güllerin ürettiği emisyon da oldukça yüksek.
Avrupa‘da Sevgililer Günü’nde satılan yaklaşık 3,5 milyar gülün karbon ayak izi, yılda 500 bin ton CO₂ emisyonuna eşdeğer bir miktarda. Bu, 50 bin Britanyalının yıllık karbon ayak iziyle karşılaştırılabilir bir miktar.
2018 yılında, Kolombiya‘dan ABD‘ye uçakla gönderilen Sevgililer Günü çiçekleri, yaklaşık 360 bin metrik ton CO₂ üretti. Bu da, 78 bin arabanın bir yıl boyunca yol almasının üreteceği emisyona eşdeğer.
Yılda 128 milyar dolarlık çikolata endüstrisi, kakao üretiminde çalışanların hakları ve ormanların yok edilmesiyle ilgili sorunlarla çok yakından ilişkili. Time Dergisi, dünyanın en büyük çikolata üreticileri için beş faktörü temel alan bir derecelendirme geliştirmişti: İzlenebilirlik, yaşanabilir bir gelir sağlanması, çocuk işçiliğinin önlenmesi, ormansızlaşmanın önlenmesi, tarımsal ormancılığın uygulanması ve pestisit kullanımının azaltılması.
Görünen o ki, çikolata tükettiğimizde mutlu olduğumuz kadar, bu güzel hediye için çabalayan birçok insan mutsuz oluyor.
Sevgililer Günü’nde artan altın takı satışları, altın madenciliğinin yol açtığı çevre ve insan hakları sorunlarını gündeme getiriyor. Oxfam‘ın raporuna göre, altın madenciliği, 34 milyon tonun üzerinde maden atığı üreterek su kaynaklarının kirlenmesine ve habitat yıkımına neden oluyor.
Altın madenciliği, sadece çevreye değil, aynı zamanda maden işçilerinin yaşam koşullarına da zararlı bir sektör. İşçi hakları ve güvenliği konularında yaşanan ihlaller, altın madenciliğinin karanlık yüzü. Çalışma koşullarının zorluğu, yetersiz güvenlik önlemleri ve düşük ücretler, maden işçileri için ciddi riskler oluşturuyor.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, altın madenlerinde yaşanan işçi ölümleri ve sağlık sorunları düşünüldüğünde, altın arayışının gerçek bedelinin sorgulanması şart.
Değerli görülen ve piyasada “aşkınızı bununla anlatın” diye empoze edilen elmaslar da, aslında yüksek çevresel maliyeti olan kömürden başka bir şey değil. Elmas madenciliği, ekosistemleri tahrip ediyor, su kaynaklarını kirletiyor ve karbon emisyonlarını artırıyor. Elmasların gezegenimiz üzerindeki zararı, sembolik değerlerinin çok ötesinde.
Sevgililer Günü, aynı zamanda plastik atık üretiminde de önemli bir artışa sebep oluyor. Plastik ambalajlar, peluş oyuncaklar ve diğer hediyelik eşyalar, çevremizde yüzlerce yıl kalabilecek mikroplastiklere dönüşüyor. Plastic Oceans International‘a göre, Sevgililer Günü tek başına atmosferimize ekstra 9 milyon kilogram CO₂ salımına neden oluyor ve sayısız plastik atık üretiyor.
Bu özel günü daha yeşil ve anlamlı bir şekilde kutlamak için bazı geliştirilebilir fikirler şunlar olabilir:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…