Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Büyük Dairesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 46/4 maddesi çerçevesinde Türkiye’ninOsman Kavala ile ilgili 10 Aralık 2019 tarihli AİHM kararını uygulamadığını ve kararı ihlal ettiğini açıklamasının ardından Türkiye Barolar Birliği‘nden (TBB) de konuya ilişkin açıklama geldi:
“Bir hukuk devleti olmanın gereği olarak AİHM kararı derhal uygulanmalıdır”
TBB tarafından yapılan açıklamada, AİHM’nin 2019’da aldığı karar hatırlatıldı:
“Osman Kavala’nın tutuklanmasının, suç işlendiğine dair bir kuşku doğuracak verilere dayanmadığından Sözleşme’nin 5/1 maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin Kavala başvurusunu gereken süratle incelemediği için 5/4 maddesinin ve yine tutuklamanın aynı zamanda Türkiye’deki insan hakları savunucularını susturmak gibi bir siyasal amacı olduğu saptandığından 18. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiş ve Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını talep etmişti.”
Kararı uygulamakla sorumlu Bakanlar Komitesi, Kavala’nın serbest bırakılmasını ve AİHM kararının uygulanmasını öngören birçok kararı kabul etmiş, ancak bütün bu kararlara rağmen tahliye kararı verilmeyip AİHM kararının uygulanmaması üzerine Bakanlar Komitesi, “ihlal prosedürünü” başlatmış ve kararı AİHM’ye göndermişti.
Bu arada yargılama İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmiş ve Mahkeme, 25 Nisan 2022’de Osman Kavala’yı TCK md. 312’den yani Gezi olayları nedeniyle, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmeye kalkmak suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etmişti. TBB’nin yaptığı açıklamada “Burada dikkati çeken nokta, AİHM’in 2019’daki kararıyla Kavala’nın suç işlediğine dair makul bir kuşku bile oluşturmadığı sonucuna vardığı olgularla, müebbet hapis cezasına yol açan olguların aynı olması ve hiçbir yeni kanıtın bulunmamasıdır” denildi ve eklendi:
“AİHM’in 11 Temmuz 2022 tarihinde açıklanan kararı kesindir. Şimdi yapılması gereken, AİHM kararlarının uygulanarak Osman Kavala’nın serbest bırakılması ve eski halin iadesidir. Eski halin iadesinden anlaşılması gereken, atılı suçların kayıttan silinmesi ve buna ilişkin mahkeme kararlarının bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır.”
“AİHM kararının uygulanması, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan bir yükümlülüğü olduğu kadar hukuk devleti olmanın da gereğidir” denilen açıklamada, Türkiye’nin AİHM yeni kararını uygulamamakta ısrar etmesinin, Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihracına kadar uzanan yaptırımlar uygulamasına yol açacağı ifade edildi ve şunlar aktarıldı:
“Türkiye Barolar Birliği olarak AİHM kararının derhal uygulanmasını; hukukun üstünlüğü ilkesinin, Anayasa’nın 90/5 maddesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46/1 ile 19. maddelerinden doğan taahhütlerimizin gereği olarak gördüğümüzü belirtiriz.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…