“GDO’LU ÜRÜNLER KİMİN?
Tarımda kapitalist paradigmanın ileri sürdüğü konulardan birisi de, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ya da kısaca GDO’lar. GDO’lar son 15 yıldır dünya kamu oyunun gündemine oturmuş.
GDO NE?
Kimi yöntemlerle, kendi türü dışında bir türden gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilmiş, bitki, hayvan ya da organizmalara GDO deniliyor. Çok daha kabaca anlatırsak, örneğin hastalıklara karşı dayanıklı olsun diye pamuğa böcek öldürücü bir genin ya da balık geninin domatese aktarılması ile yaratılan organizmalara bu ad veriliyor. Genetik yapısı değiştirilmiş bitki ve hayvanlara, sırasıyla”Transgenik Bitki” ve “Transgenik Hayvan” da deniliyor.
GDO’lu ürünlere dayalı tarım, ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Arjantin, Çin ve Hindistan’da yapılıyor. Bu ürünlerin başında mısır, soya, pamuk,domates,pirinç ve kimi balık türleri geliyor. Son bildirişlere göre dünyadaki tarım alanlarının %3’ünde GDO’lu tarım yapılıyor ve mısırın %30’u, soyanın %55’i, pamuğun %12’si ve kolzanın %5’inin GDO’lu tohumlarla üretiliyor.
GDO’lu ürünler konusunda bir bilgi kirliliği var. GDO’lu tarımı savunanlar verimliliğin arttığını, ilaç kullanımının azaldığını, ürünlerin insan ve hayvan sağlığına zarar vermediğini belirtiyorlar. Acaba bunlar doğru mu? Bilim insanları, bu konuda ikiye bölünmüşler. Bir kesimi bunların insanlık için yararlı, bir kesimi ise yararsız, hatta zararlı olduğunu söylüyorlar. Bunları sırasıyla sorgulayalım.
BİLİM KİŞİLERİ ARASINDA YORUM FARKLILIĞININ KAYNAĞI NE?
Bilim kişileri, Araştırma-Geliştirme (AR-GE) etkinliklerinde görev yaparlar. Elde ettikleri teknolojik yenilikler, buluşlar ya da ürünlerin toplumun sınıf ve katmanlarına nasıl dağıtılacağını, nasıl kullanılması gerektiğini ise dünyadaki egemen gücün niteliği belirler. Bir başka deyişle iktidarın sınıfsal yapısı burada belirleyici olur. İşte bu aşamada bilim kişilerinin dünya görüşü ve ahlak anlayışı öne çıkar. Günümüzde özellikle merkez ülkelerinde AR-GE etkinlikleri tekelci şirketler tarafından yapılmakta ve yönlendirildiği için, bilim kişilerinin bir kesimi onların hizmetindedir. Bir kesimi ise büyük çoğunluğun yanında , bilimi namusuyla yapmaya ve direnmeye devam eder. GDO’lu ürünler konusunda da durum böyle. Bilim kişileri ikiye bölünmüşler, farklı şeyler söylüyorlar. Bu bağlamda günümüz insanlarına büyük bir sorumluluk düşüyor. Onun için her konuyu sorgulamak gerekiyor.
GDO’LU ÜRÜNLER KİMİN?
GDO’lu ürünleri kimler üretti?. Öncelikle buna bakmak gerekiyor. Dünya’da GDO’lu tohumları üretenlerle en büyük tarım ilaçları satan firmalar neredeyse aynı. Örneğin Monsanto+Delta, Dupont, Syngenta, Bayer gibi firmalar hem tohum satışından, hem de tarım ilaçları satışlarında en yüksek cirolara sahipler. Üçüncü dünya ülkelerinde de bunların neredeyse bayiliğini yapan bilim kişileri var.
Özetle, Batı ülkelerinde ve çevre ülkelerinde GDO örneğinde olduğu gibi AR-GE etkinlikleri, çokuluslu daha doğrusu tekelci firmaların denetimine girmişlerdir. Kamuda çalışan araştırıcılar bile, bilerek ya da farkında olmadan çoğunlukla tekelci şirketlerin güdümündedirler. Çevre ülkelerinin bağımsız BT üretimi olanakları neredeyse yok olma aşamasına getirilmiştir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…