Berlin merkezli Küresel İklim Forumu (Global Climate Forum) tarafından yapılan araştırma gelecekte yaşanacak fırtınaların bina ve altyapılarda yaratacağı tahribatlara yönelik ilk kapsamlı küresel projeksiyonları içeriyor. Bir taraftan deniz seviyelerindeki yükseliş diğer taraftan nüfus artışı ve ekonomik büyümeye bağlı olarak felaketlerin boyutlarında artış yaşanacağı; Şangay, Manila veya Lagos gibi hızla büyüyen mega kentler göz önüne alındığında özellikle Asya ve Afrika’nın yaşanacak fırtınalardan çok fazla etkileneceği belirtiliyor.
Araştırmadaki projeksiyonlar gelecekle ilgili test edilemez varsayımları içerdiği için araştırmacılar; nüfus artışı, ekonomik büyüme düzeyleri, deniz seviyesi yükselmesi, buzulların erimesi, okyanusların ısınması gibi birçok faktörü içeren bir dizi senaryoya göre tahminlerde bulunuyor. Ancak bu tahminlerde önümüzdeki yıllarda daha sık ve daha şiddetli yaşanacak olan sellere karşı toplumun ve politikacıların vereceği tepkiler ve yerleşim yerleri için yer altından su çıkarılması veya bina yapımı için zeminden taş çıkarılması gibi faaliyetlerin sonuçları (deniz seviyesi artışına etkileri gibi) hesaba katılmıyor.
2100 yılında ortalama deniz seviyesinde en az 25 cm en fazla 123 cm’lik artış beklenirken dünya nüfusun %0,2 ile %4,6 oranında sellerden etkilenmesi bekleniyor. Küresel ekonominin(GSYH) ise %0,3 ile %9,3 oranında zarar göreceği tahmin ediliyor.
Yatırımların uzun vadeli olarak yapılması gerektiğini belirten araştırmacılar kısa vadeli karlara odaklanarak kıyılara yatırım yapmayı tercih eden gayrimenkul ve turizm gibi sektörlerin geleceği düşünmeyerek yatırım yapmalarının hata olduğunu vurguluyor.
Araştırmayı yürüten Jochen Hinkel,
Bu sorunu göz ardı edersek, sonuçları felaket olacak. Ülkeler harekete geçmeli ve kıyılara set çekmek ya da mevcut setleri yükseltmek gibi sahil koruma tedbirlerine yatırım yapmalıdırlar. Bu gibi tedbirler alınırsa zarar, 21.yy boyunca yıllık 80 milyar Dolar (176 milyar TL) altına düşürülebilir. Aynı zamanda eğer sera gazı emisyonlarında hızlı ve önemli ölçüde azalma sağlanamazsa bazı bölgelerde çok sayıda insanın tahliyesi düşünülmelidir
açıklamasını yaparken araştırmanın bir diğer yazarı Southampton Üniversitesi’nden Robert Nicholls ise
Deniz seviyesi yükselişini göz ardı edersek, sel hasarları giderek artacak ve savunma yapamayacak duruma gelmiş olacağız, dolayısıyla şimdi bu önlemleri almaya başlamamız gerekiyor
şeklinde açıklama yapıyor.
(Climate News Network, Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…