Söz konusu makalesinde Monbiot, o günlerde Londra’da devam eden ve Savory Enstitüsü tarafından düzenlenen “Meraları Yeniden Kazanmak” konferansındaki argümanların “bilimsel ispatları” olmadığını iddia etmiş ve kurucusu Allan Savory’yi eleştirmişti. Monbiot’nun makalesinin ardından L. Hunter Lovins’in The Guardian’da, SustainableFoodTrust’in direktörü Patrick Holden’ın da SustainableFoodTrust‘ta Monbiot’yu eleştiren yazıları yayımlanmıştı.
Savory Enstitüsü’nün ve Bütüncül Yönetim’in kurucusu olan Allan Savory, 13-15 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da olacak. Anadolu Meraları ve Ormanevi Derneği davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Savory, IFOAM öncesi önkonferansta yarım günlük bir konuşma/atölye düzenleyecek. Atölye hakkında detaylı bilgi almak ve kayıt olmak için şu sayfayı inceleyebilirsiniz.
***
Dünyanın çeşitli yerlerinden çiftçiler, kırsalda yaşayanlar, çiftlik sahipleri, bilim insanları ve girişimcilerden oluşan harika bir topluluk, 1-2 Ağustos 2014 tarihinde Savory Enstitüsü konferansı “Putting Grassland to Work” (“Meraları Yeniden Kazanmak”) için Londra’da bir araya geldi. Katılımcılar değerli hikayelerden, bilimsel araştırmalardan ve oluşturulan ağlardan ilham aldı, öğrendi ve güçlendi. Konferanstaki tüm konuşmaları internette yayınladık, şu adresten izleyebilirsiniz.
George Monbiot’nun The Guardian’da yayınlanan köşe yazısı açıkçası bizi üzdü. Monbiot’un konferansa katılamamış olması şanssızlıktı. Kendisini Temmuz ayı başında bizzat davet etmiştik konferansa, ardından email listemize ekledik ve konferans devam ederken bizimle iletişime geçtiğinde tekrar davet ettik. Diğer bir şanssızlık da, görünen o ki, köşe yazısını yayınlamadan önce webstreaming aracılığıyla sunumları izlemek veya ayrı ayrı bilim insanları, uygulayıcılar ve kolayca erişebileceği biz Savory Enstitüsü çalışanları ile irtibatta bulunmak için de vakit bulamamış olmasıydı.
Bizler birçok Monbiot çalışmasının hayranıyız ve paylaştığımız çok sayıda ortak nokta var. Örnegin, Monbiot’nun avcı-av ilişkisinin önemi üzerine yaptığı TED konuşması favorilerimizden biridir ve bu konuşmayı kendi ağımızda da paylaşmıştık.
Biz Londra’daki bu konferansı planlarken, Monbiot gibi gazetecilerle iletişime geçmek, hemfikir olduğumuz veya olmadığımız konularda tartışmak ve ilişkiler kurmayı çok önemsedik. Konuşmacı ve katılımcıların birikimlerinin, katılımcılar için inanılmaz bir eğitim fırsatı yaratacağını biliyorduk. Bizler iyi eğitimli bir kamuoyunun günlük gıda alışverişi seçimleri ile gıda üreticilerini ve haliyle tarımın şeklini ve şemalini değiştirebileceğini, mera hayvancılığının da doğru biçimde yapılmasını sağlayabileceğine inanıyoruz. Bu amaçla, Allan Savory ile görüşmeden önce ve sonra elimizdeki tüm belge ve kaynakları Monbiot ile paylaştık – açıklamalar ve soru işaretlerine yönelik bağlamsal yanıtlardan, bütüncül yönetilen çiftlikleri gözlemleyen bilimsel olarak değerlendirilmiş makalelere, eleştirilerini temellendirdiği yazıların ve bilimsel delillerle aksi ispatlanmış cevaplarına kadar… Bunların hiç biri Guardian’daki köşe yazısında yer almadı.
Öncelikle, Savory Enstitüsü’nün misyonu meralar üzerine yoğunlaşmıştır, hayvancılık üzerine değil. Meralar, dünyadaki en üretken karasal ekosistemlerden biridir, ve muhtemelen en az takdir edilenidir aynı zamanda. Bunun bir kanıtı da, dünyanın en büyük tahıl ziraati bölgelerinin eski meralar olmasıdır – derin bir üst-toprak katmanına sahip olan, devasa miktarlarda karbon ve su depolayan meralar…
Sağlıklı bir ekosistemin işlevi “çürüme” süreçlerine son derece bağlıdır. Büyük Britanya gibi tum yıl boyunca nemli ve yağışlı yerlerde böcekler ve mikroorganizmalar, otların büyüme sezonu sonlandığında
İnsanlar, tarih boyunca bu büyüme-çürüme döngüsünü mümkün kılan olan vahşi otçul sürülerinin büyük kısmını yok ettiklerinden bu yana, döngüyü tamamlamak için “anız yakmayı” bir araç olarak kullanageldi. Yakma, çok yüksek miktarda sera gazı salımına yol açar, toprağı çıplak bırakır ve rüzgar ve su erozyonuna mahkum eder. Toprağın altındaki ve üstündeki tüm yaşam etkilenir.
Bu, otlatma ve hayvancılığın her durumda iyi olduğu anlamına gelmez. Monbiot ve çok sayıda hayvancılık karşıtı aktivist ile aynı fikirdeyiz; münavebeli ya da sürekli otlatma şeklinde olsun, ehlileştirilmiş hayvanların otlatılması, çoğu durumda, arazilerde çok büyük hasarlara yol açtı. Endüstriyel/modern ahır tipi, besleme kabinli (CAFO – Concentrated Animal Feeding Operation, “Konsantre Hayvan Besleme Operasyonu) hayvancılık ve et üretimi, arkasında yığınla çevre felaketi bırakır. Sonuç olarak, Tony Lovell’in konferansımızdaki konuşmasında ustalıkla belirttiği gibi, “hayvancılık”la “doğru şekilde yönetilen hayvancılığı” birbirinden ayırmak çok önemlidir. Sorun, hayvancılık değildir. Hayvancılık, idare ve planlanma şekline göre büyük sorunlar da yaratabilir, devasa çözümler de.
Dünyada çok büyük miktarda açık alan, yaşamlarını idame ettirmek için bu arazilere bel bağlayan (ve özellikle de hayvancılıkla geçinen) insanlar tarafından kullanılıp kollanmaktadır. Bütüncül Yönetim,
Otlatma sistemleri “reçeteci”dir. Bütüncül Planlı Otlatma, hayvanların çok sayıda etmen etrafında hareketlerini planlar; ihtiyaç duyulan bitki ve toprak toparlanma süreleri, yabani hayat yaşam alanı gereklilikleri, türlerin yaşam döngülerindeki hassas zamanlarda korunması, su mevcudiyeti, hayvanların besin gereklilikleri, yönetim lojistiği, nakit akışı, sosyal ve kültürel gelenekler ve inanışlar, yaşam kalitesi, vb… Bütüncül Planlı Otlatma, Arazi Planlama, Finansal Planlama ve Ekolojik Gözlem süreçleri Bütüncül Karar Verme çerçevesi ile birlikte kullanılmakta, uygulayıcıların kendi bağlamlarındaki büyük karmaşıklıkları başarılı bir şekilde yönetmelerine yardım etmektedir.
Doğa, akıl almaz derecede karmaşıktır ve bu karmaşıklığı yönetmek çok zor, insanlğın henüz layıkıyla beceremediği bir iştir. Eğer bir saatten bir yay veya dişli çarkı çıkartırsanız eksik parçayı yerine koyana kadar çalışması duracaktır. Eğer bir türü, işlevsel bir topluluktan çıkartırsanız öngörülemeyen sonuçlar olacaktır, fakat sistem daha az karmaşıklık ve direnç seviyesinde kendi kendini organize edecektir. Bu konuda şu videoyu tavsiye ederiz.
Monbiot’nun makalesinde ısrarla vurgulanan noktalardan biri de Bütüncül Yönetimi destekleyen bilimsel araştırmaların ve makalelerin sayısının artması gerekliliğiydi. Bilim tek-değiskenli değişimleri incelemekte oldukça başarılı, fakat bir sistemi bütün olarak “çalışabilecek” noktaya henüz ulaşmadı. Ekoloji, eğitim, politika, ekonomi, sağlık, tarım ve besin gibi örneklerini verebileceğimiz bu “yumuşak” sistemler, bilim insanlarının çözüm bulması gereken ciddi sorunlar yaratan “bütün”lerdir. Bu bütünlerin kompleks (karmaşık) sistemler olması, bu alanlarda yapılan çalışmalarda birbiriyle çelişen, hatta birbirine tam anlamıyla zıt sonuçlar çıkmasının da son derece doğal bir sebebidir.
Bu önemli çalışma artık Allan Savory’nin ötesine geçiyor. Savory’nin anlayışının nasıl sonuçlar ürettiğini en iyi anlatacak olanlar, dünyanın dört bir yanındaki binlerce uygulayıcı, eğitimci ve savunucularımız ile onların aileleri ve içinde yaşadıkları topluluklardan oluşan ağımızdır. Yaklaşık 15 milyon hektar arazi, bu proaktif yönetim anlayışı ile yönetilmektedir. Londra’daki konferansımız, üzerinde yaşanabilir her kıtadan 25’in üzerinde ülkeye ev sahipliği yaptı. Bu insanlar, bu işin çıktılarını kendi arazilerinde, kendi yaşamlarında, kendi ekonomik döngülerinde birinci elden tecrübe eden kişilerdi.
Savory Enstitüsü geçtiğimiz yıllarda, Bütüncül Yönetim’in öğretim ve öğrenimine hız kazandırmak ve bunu yaygınlaştırmak için, dünyanın çeşitli bölgelerinde yerel olarak yönetilen “Göze”lerden (Hub) oluşan küresel bir ağ oluşturmak temelli bir strateji hazırladı ve bunu uygulamaya başladı. Her bir gözenin örnek/uygulama arazileri var ve bu gözeler ticari çiftlik sahiplerinden göçebelere kadar her ölçekte “arazi yöneticileri” için eğitim, danışmanlık, uygulama desteği ve gözlem hizmetleri sağlıyor. Bu yolda önemli yok katettik ve şu anda İsveç, İspanya, Türkiye, Kenya (birden fazla), Zimbabve, Güney Afrika, Arjantin, Şili, Meksika (birden fazla) ve ABD’de (birden fazla) gözelerimiz var.
Örneğin, Arjantin’deki Savory Göze’si 60’ın üzerinde çiftçiye tesir etti, eğitti ve 1.2 milyon hektardan fazla bir alanı etkiliyor. Şili’deki göze de bir o kadar başarılı: 20’nin üzerinde büyük ölçekli çiftlik ile
Yakında Birleşik Krallık’ta da bir gözeye sahip olmayı dört gözle bekliyoruz ve yüksek-çeşitlilikte hayvancılık ve ziraat yapan genç ve girişimci bir çiftçi başta olmak üzere ilgi duyan üreticilerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Eğer dünyanın herhangi bir yerinde bir göze kurmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Birleşik Krallık veliahtı Prens Charles’ın ve diğer önemli isimlerin bizlere verdiği büyük destek de önemli ve yeni fırsatlar yaratıyor. Belki de Monbiot yakın gelecekte bütüncül yönetimin sonuçlarını kendi gözleri ile görme şansına sahip olacak.
Monbiot ve ilgilenen kişileri dünyanın çeşitli yerlerindeki gözelerimizi ve proje alanlarımızı ziyarete davet ediyoruz. İlk akredite gözemiz olan Zimbabve’deki Africa Centre for Holictic Management’ı öneririz, örneğin. Burası muazzam sosyal ve politik zorlukların içinde uzun yıllardır bütüncül olarak yönetilen ve dikkat çekici sonuçlar yaratılmış bir yer ve aynı zamanda Allan Savory’nin de evidir. Arazide vahşi yaşam popülasyonlarında büyük artış oldu ve araziyi terk eden türler toplu halde geri döndüler. Bütün bunlar arazide bütüncül ve “doğru” şekilde otlatılan hayvan sürüsünün büyütülmesi ve bunun sonucunda ekosistem işlevlerinin onarılmasıyla yaşandı. Yakın çevredeki köylüler eğitildi ve şimdi onlar da arzuladıkları yaşamları inşa etmek için aynı karar verme çerçevesini kullanıyorlar. Ve daha kaliteli bir yaşam, tabaklarında bol yemek ve kültürlerini devam ettirmek için artık bir umut ışığı görüyorlar.
Monbiot’nunkine benzer eleştriler ile ilgili olarak, görüş farklılıklarımız üzerine tartışmak için bir ömür harcayabilirdik ama yapılacak çok iş var, ve zamanımız tükeniyor. Dünyanın ihtiyacı olan şey işbirliği. Bizler, birbirimizi taşlamak ve suçlamak yerine, arazilerini yeniden canlandıran ve gelecek nesillere dirençli bir şekilde inşa eden insanlara yardım etmek için birlikte çalışmanın yollarını bulmaya kararlıyız.
Bu muhabbetin devamını dört gözle bekliyoruz.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…