Türkiye’de çevre yayıncılığı gelişiyor, çevre ile ilgili telif ve çeviri eserler artıyor. Türkiye’de çevre yayıncılığının belli başlı aktörleri ile bir dizi söyleşi yaparak gelişmeleri daha yakından izlemeyi ve aktarmayı hedefliyoruz. İlk olarak Yeni İnsan Yayınevi’nden Aytaç Timur ile konuştuk.
Ekoloji mücadelesinin içinde zaten vardık. Önceleri bu mücadelenin belirli kazanımlarla doğru düzgün bir rotaya oturacağını düşünüyorduk. Zamanla meselenin aslında bir paradigma meselesi olduğunu, önümüzde uzanan yeni dönemde, insanın doğayla farklı bir ilişki kurmasının zorunlu olduğu kanısına vardık. Bunu ancak “yeni” bir insan yapabilirdi. Öyle bir yolda ki artık Descartes’in Batı tipi insanının sonuna gelmiştik. Doğayı örnek alarak çokkültürlü, farklılıklara saygılı, egemen değil paydaş, tüketen değil üreten bir insan. Bu mücadele için yayıncılık verimli bir alandı, değerlendirmek istedik. Daha önce böyle bir tecrübemiz yoktu. Birkaç yayıncıyla oturup konuştuk. Hepsi aman bu işe girmeyin tadındaydılar. Ama biz yola koyulduk. Yayıncılıkta başından beri birlikte yol aldığımız Akif Pamuk’a sordum; “Pişman mısın ?” Dedi ki: “Asla, çok mutluyum”. Demek ki doğru bir karar vermişiz.
Her zaman kırmızı çizgilerimiz oldu. Örneğin, hiçbir kitabımızda, nükleer enerjiye olur diyen bir satır bulamazsınız. İnanmadığımız, mücadelesini onaylamadığımız hiç bir satır basmadık. Zaten yazarlar, bastığınız kitapları inceledikten sonra sizin kapınızı çalıyorlar. Önceleri iklim değişikliği, GDO mücadelesi, enerji gibi konularda yayın yapıyorduk. Şimdilerde mücadeleyi öne çıkaran kitaplara yöneldik; Kadınlar Ekolojik Dönüşümde, Kışladağ’dan Mektup Var, Rüzgarın Hikayesi gibi. İşin teorik kısmını da hiç bırakmadık. Ivan Illich kitaplığı, Bombalamanın Tarihi kitaplarını bu bağlamda düşünebiliriz.
Çevre artık popüler bir konu. Bakıyoruz bütün yayınevlerinin yayınları var. Ama inanmışlık ne kadar? Bunu parayla ölçemezsiniz. NTV’nin bile çevre yayınları var. Bir holding bu konuda niye yayın yapar ki? Ya da bir banka? Konu popüler çünkü, satarız diye bakıyorlar. Çünkü buradan kitabını basarken, öte yandan HES’lere kredi veriyorlar! Biz sokağa değmeyi çok önemsiyoruz. Mücadele oradan yükselmeli, oranın mücadelesini yayına taşımalı. Beylik laflar yerine o ızdırapları yaşayan insanların mücadelesini anlatmalı. Bu inanmışlık bağlamında Sinek Sekiz Yayınevi’ni takdir ediyoruz örneğin.
Çevre politik bir alandır. Başımızı kuma gömmeyelim lütfen. Bunlar “karşı” kitaplar. “Muhalif” kitaplar. Bu duruş olmadan yapılınca liberal bir şey oluyor. Bizim kitaplarımızı okuyanların hepsinin bir duruşu var. Bazı markaları tüketmiyor, tüketim alışkanlıklarını sorguluyor, meydanlarda sokaklarda sesini duyuruyor. Merkez sol ya da sağ, nükleer-kömür lobisi yapıp, karbon ayak izini arttırmaya, fazlasını ona buna “satma” (!), gözünü HES projelerine dikip yani kısaca bütün gezegeni bir “kaynak” olarak görme ve nasıl paraya çevirebilirim derdinde. Öte yandan sosyal sorumluluk projelerine imza atıp, hatıra ormanları kurup, erozyonla mücadele ediyorlar.
Bir sonraki kuşak sadece e-kitap okuyacak olabilir. Ulaşilabilir tabii. Ucuz. Bizim hemen bütün kitaplarımızın e-kitabı var. Bu bir karşıtlık değil, tam aksine birbirini besleyen bir süreç. E-kitap ile yeni okurlara ulaşabiliriz. Sonuçta ağaçlar kesilmiyor, koca kamyonlarla oradan oraya taşınıp göğe karbon salınmıyor. Ne güzel!
Sokak hareketli. Her geçen gün etrafında olan bitene duyarlı insanlar çoğalıyor. Kim derdi ki Wall Street’te %99 toplanacak ? Mübarek, Kaddafi devrilecek, hem de halk devirecek. Kim derdi ?
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…