İklim değişikliğinin vurduğu Rize’de, 2 Ağustos’ta, aşırı yağışların etkisiyle oluşan sel ve heyelanda, ev, işyeri ve fabrikaların zemin ve bodrum katlarını su basmış, iş makinesi ve araçlar sele kapılmış ulaşım ve enerji nakil hatlarında hasar oluşmuş, tarım arazileri zarar görmüştü.
Selin ardından ortaya çıkan görüntü ise doğaya yapılan zararı tekrardan tartışılır hale getirdi.
Yiğitler köyünde oturan İdris Kabil yaptığı açıklamada, dere yataklarının kenarlarına bıraktıkları ağaç kütükleri ve diğer malzemelerin taşan dere ile birlikte sürüklendiğini belirerek, “Taşan derenin önü malzemelerle tıkanıyor, su yollara ve bize zarar veriyor. Dedelerimizden kalma arazilerde su kanalları vardı. Bu kanalları kendi menfaatimiz için kapattık. Ne yaptık, fasulye, lahana diktik. Hep kabahatler bizim. Yağmurun bir kabahati yok” dedi.
Rize Valisi Erdoğan Bektaş ise, “Problemler, bizim henüz çeşitli nedenlerle çözemediğimiz noktalarda oldu. Bu sebepler içerisinde hukuki ve fiili itilaflar var. Vatandaş dirençleri var. Salarha Vadisi’nde hiç hak etmediğimiz bir tablo ile karşılaştık. İşi araştırınca bakıyorsunuz ki; yapmak istemişiz, yapamamışız. Çeşitli sebeplerden dolayı işler yaptırılmamış. Bunları yapmamız lazım. Sırayı getiremediğimiz işlerden oluşan sıkıntılar oldu. Ana dere yataklarında gerekli yatırımların yapıldığını söyleyebiliriz. Peki afet nasıl oluşuyor? Bizim ana derelere ulaşan yan derecikler, hatta akıntıcıklar var. Yamaçlarda yağan yağmurun derelere ulaşması gerekiyor. Yüzyıllar boyunca arazinin alıştığı düzen değiştirilmiş. Bunu bazen biz, bazen vatandaş değiştiriyor. Yağmur sularının biriktiği dereciklerin ana dereye ulaşmasının önüne engeller konmuş. Bu engel bir bina, yol, köprü, menfez ya da tarla oluyor. Arkasından su kendi mecrasıyla ana yatağa ulaşamayınca birikiyor ve diğer taraftan patlıyor ve afet oluşuyor” dedi.
Vali Bektaş, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Kamu, yüksek kodlara doğru dere ıslah çalışmalarını yapmak zorunda. İtilaflı yerleri çözmek zorundayız. Vatandaşlara da düşen görevler var. Yeryüzünün şekli ile oynamadan bir bilene sormak, mühendisten bilgi almak gerekiyor. Suyun yönü değiştiriliyor. Ufacık dereciğin yönü değişince, yağmurda yamaçlardan çağlayan fışkırıyor. Bunlar nereden geliyor, şaşırıyorsunuz. Bunlar, araziye bilinçsiz müdahalelerle oluşuyor. Vatandaşa düşen arazideki doğal su yollarına müdahale etmemektir. Eski aktığı gibi akmasını sağlamak ve önüne engel koymamaktır. Tıkalı menfez varsa vatandaş açacak, açamıyorsa ilgili kuruma haber verecek. Bu iletişimi sağlayarak altyapımızı biraz daha iyi şartlara getirmeliyiz. Salgın şekilde bina, yol yapma ve doğaya müdahale etme hastalığımız var. Bunu biraz sınırlı tutabilirsek, bu coğrafya çok güzel bir coğrafya. Bu coğrafya, insanlarına mutluluk ve huzur verir. Değil bizim insanımıza, dışarıdan gelen turistlerimize huzur verir. Biz burada huzur bulamıyoruz. Bunun üzerine kafa yormalıyız.”
Fosil yakıtların kullanımı, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkileriyle atmosfere salınan sera gazı birikimlerindeki hızlı artışın sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda yerkürenin ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artışı iklim değişikliğine yol açıyor.
(Medyablok)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…