4 Şubat Dünya Kanser Günü‘nde Sağlık ve Çevre Birliği HEAL (Health and Environment Alliance) “Türkiye’de Kronik Kömür Kirliliği: Kömürün Sağlık Yükü ve Kömür Bağımlılığını Sonlandırmak” isimli bir rapor yayımladı.
Türkiye‘de santral bazında sağlık etkilerini ve buna bağlı maliyetleri hesaplayan ilk çalışma olan bu rapor, termik santrallerden kaynaklı hava kirliliğinin yarattığı sağlık sorunlarıyla birlikte bunun mali yüküne dikkat çekti.
Raporda elde edilen verilere göre, Türkiye’de kömür santrallerinin yarattığı kirlilik her yıl yaklaşık 53,6 milyar TL sağlık maliyetine mal oluyor.
Ayrıca, Türkiye ve 70’ten fazla ülkeye santrallerin yarattığı hava kirliliğinin toplam maliyetinin yaklaşık 99 milyar TL olduğu düşünülüyor.
2019 yılında bu santraller yaklaşık 5 bin kişinin erken ölümüne neden oldu. Bu da günde ortalama 13 kişinin kömürün yarattığı kirlilik sebebiyle hayatını kaybettiği anlamına geliyor.
Türkiye’de kömürlü termik santraller 2019 yılında 26 bin 500 çocukta bronşit vakasına, 3 bin erken doğuma, 3 bin 230 yetişkin bronşit vakasına ve 5 bin 664 hastane başvurusuna sebep oldu.
Ayrıca, astım hastası çocuklarda 237 bin 37 astım ve bronşit semptomu gösterilen gün, 1 milyon 480 bin iş günü kaybı ve 11 milyon 300 bin hasta geçirilen güne mal oldu.
HEAL Türkiye Sağlık ve Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı Funda Gacal, Türkiye’nin hala elektrik üretiminin kömürden sağlanmaya devam ettiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu:
19 GW’lık mevcut kurulu kömür gücüne ek olarak toplam 33 GW’lık 30 yeni kömürlü termik santral projesi bulunuyor. Bu santrallerin ortalama ömrü en az 40 yıl.
Bu nedenle, her bir yeni kömürlü termik santral yıllar boyunca insan sağlığına zarar veren bu emisyonlarda kilitlenmeye yol açacak. Bu durum, diğer sektörlerin hava kirletici emisyonlarını azaltma çabalarını da boşa çıkarır.”
Raporun başyazarı Funda Gacal, en iyi filtre sistemlerinin bile hava kirleticilerini bir noktaya kadar azaltabildiğini kaydetti.
Hava kirliliğine yol açan kömürlü termik santrallerin bazılarının filtreli olduğunu tespit ettik. Ama en iyi filtre sistemleri dahi bacalardan yayılan hava kirleticilerini yalnızca bir noktaya kadar azaltabildikleri için kronik hava kirliliğine çözüm olmuyor. Filtreler ayrıca CO2 salınımını engellemiyor, yani kömürün iklim değişikliğini tetiklemedeki rolünü azaltmıyor.
Filtrelerin yanı sıra kömür türü, enerji içeriği ve kazan teknolojisi de bacalarından salınan hava kirletici emisyonları etkiliyor. Ayrıca baca çapı ve yüksekliği gibi, baca tasarım unsurları kirliliğin dağılımında rol oynuyor.”
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nden (HASUDER) Yrd. Doç. Dr. Melike Yavuz, sağlık ve tıpta uzmanlık kuruluşlarının kömür ve enerji üretiminin sağlık üzerindeki etkileri konusunda her zamankinden daha fazla endişe duyduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Bilgi akışının sağlanması, şeffaf bir diyalog kurulması ve sağlık etki değerlendirmesi yapılabilmesi için, kömürlü termik santraller başta olmak üzere tesis bazında hava ve suyu kirleten tüm emisyon verilerinin kamuya açılması gerekiyor.
Sağlık ve tıpta uzmanlık kuruluşları kömür ve enerji üretiminin sağlık üzerindeki etkileri ve maliyetleri konularında her zamankinden daha çok endişe duyuyor. Karar vericiler de bu tartışmalarda yer almalı, sağlık etkilerini değerlendirmek için elini taşın altına koymalı.”
En kirli 10 santralin sıraması ise şöyle:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…