Uluslararası çevreci sivil toplum kuruluşu Greenpeace tarafından hazırlanan rapor, Hint Okyanusu‘nda yapılan balıkçılığın okyanus sağlığını, kıyılardaki geçim kaynaklarını ve ikonik türleri nasıl tehdit ettiğini ortaya koydu.
Raporda, balıkçılık faaliyetlerinin özellikle Avrupalı filoların kullandığı balık yığıcı aygıtlarıyla, Hint Okyanusu’nun batısındaki habitatları nasıl değiştirdiğine ve balık popülasyonunun üçte birinin aşırı avlanmaya maruz kaldığına değinildi.
Greenpeace Birleşik Krallık, yedi botun 33 kilometre uzunluğunda iki duvar ağı örerek galsama ağları (seçicilik özellikleri yüksek olan tek kat ağlar, sade ağlar) kullandığına ve şeytan vatozları gibi tehlike altındaki türleri balıklarla birlikte yakaladıklarına tanık olduklarını açıkladı.
Hint Okyanusu’nun kuzey batısında yapılan araştırmanın sonuçları şöyle ifade edildi:
Greenpeace Birleşik Krallık Okyanusları Koru Kampanyası’ndan Will McCallum araştırmayla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
Bu yıkıcı görüntüler kuralsız okyanuslarda yaşananların sadece bir kısmı. Biz yasaların gölgesinde birçok başka balıkçılık filosunun da faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Endüstriyel balıkçılık şirketlerinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde yeterli çabayı göstermeyen Avrupa Birliği, bu kırılgan ekosistemin üzerindeki baskının artmasında ve okyanuslar üzerindeki denetim yetersizliğinden kazanç sağlamada suç ortağıdır. Balıkçılık endüstrisinin böyle devam etmesine izin veremeyiz. Yaşamları sağlıklı okyanuslara bağlı milyarlaca insanın hakkını korumalıyız.”
McCallum, dünya liderlerini Birleşmiş Milletler’de güçlü bir Küresel Okyanus Anlaşması hazırlayarak okyanuslarda yaşananların değiştirilmesi çağrısında bulundu: “Bu önemli anlaşma, okyanusların yıkımını durdurarak deniz ekosistemini yeniden canlandırabilir, eşsiz türleri koruyabilir ve kıyı topluluklarını destekleyebilir.”
Birçok sivil toplum örgütünün baskısıyla 2015 yılının ocak ayında hükümetler, Küresel Okyanus Anlaşması için ulusal sınırların ötesindeki deniz yaşamının biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılması amacıyla yasal olarak bağlayıcı yeni bir uluslararası anlaşmanın görüşüleceğini açıkladı.
Eylül 2018’de başlayan bu görüşmelerin üçüncüsü Ağustos 2019’da New York’ta yapıldı. Koronavirüs salgını nedeniyle aksayan sürecin 2021 yılında tamamlanması bekleniyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…