Barış için Kültürel Araştırmalar Derneği’nin (bakad) yayımladığı rapora göre deprem sonrası, bölgedeki LGBTİ+’lar anayasal haklarından mahrum bırakılarak iktidar eliyle ayrımcılığına maruz bırakıldı.
bakad’ın, beş aylık bir izleme sürecinin sonunda çıkan, “Deprem Sonrası LGBTİ+’larla Dayanışma” adlı raporu yayımlandı. Aysel Fidan ve Atalay Göçer tarafından hazırlanan raporda, olanaklar ve sınırlılıklar bağlamında LGBTİ+’lara yönelik destek çalışmaları aktarılıyor.
Sahada örgütlenmeye ve birlikte hareket etmenin yararına dikkat çekilen raporda, ilk süreçten bu yana LGBTİ+’lara yönelik çalışmalarda ve çalışmaları yürüten insan kapasitesinde azalma görüldüğü belirtiliyor.
Kahramanmaraş merkezli depremler, 14 milyondan fazla kişiyi etkilediği belirtilen bir felaketin izlerini taşıyor. Depremin yarattığı etkilerin ardından başlatılan çalışmalar, birçok temel ihtiyacın halen karşılanabilir durumda olması sayesinde devam ediyor. Ancak LGBTİ+’ların resmi kurumlar tarafından desteklenmemesi ve afet sonrası da sürdürülen yapısal ve kültürel şiddet, ciddi bir mesele olarak öne çıkıyor.
Rapora göre, LGBTİ+ topluluğuna destek verme konusunda sınırlı sayıda sivil toplum örgütü ve bağımsız aktivist devreye giriyor. LGBTİ+ hakları konusundaki bu çaba, deprem sonrası yaşam hakkıyla doğrudan ilişkili olan beslenme, temiz suya erişim, barınma ve sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir rol üstleniyor. Resmi makamların yetersizliği, bu konuda sorumluluk almak zorunda kalan sivil toplum örgütlerini ve bağımsız aktivistleri sahada daha etkin kılmış durumda. Bu bağlamda afet yönetiminde devletin zafiyeti ve homofobi/transfobi sonucu oluşan tablo şöyle aktarılıyor:
“Devletin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ne yazık ki Türkiye’de ilk defa karşılaşılan bir durum değil. Dolayısıyla sivil toplum örgütleri ve bağımsız aktivistlerin afetten hemen sonra sahada hazır bulunmalarının, sistematik olarak LGBTİ+ dışlayıcı uygulamalara dair bir hafızadan kaynaklandığı tahmin edilebilir.”
Türkiye’deki afet yönetiminin tek tip ve çeşitliliğe kapalı olarak yürütüldüğünün aktarıldığı raporda ihtiyaçların bireyselliğinin göz ardı edildiği ifade edilirken afet yönetiminin LGBTİ+’ları yok sayarak yürütüldüğü şu şekilde belirtiliyor:
“LGBTİ+’ların hormon, hijyen kiti, yalnız kalmama/dayanışma, geçici yer değiştirme/ulaşım, barınma gibi ihtiyaçları afet sonrası ilk göz ardı edilenlerden. Hâlbuki her birey farklı ihtiyaca sahip olabilir ve her kırılgan grubun tarif edebileceği temel ihtiyaç diğerinden farklılaşabilir. Bu açıdan özellikle toplanma alanlarında sunulan çadır seçeneği bir trans için uygun bir seçenek olmayabilir.”
Raporun sonuç kısmında ise sürece dair dikkat çekici tespitlere işaret edilerek daha fazla desteğe ihtiyaç olduğu belirtiliyor:
“6 Şubat depremlerinden sonra LGBTİ+’lara yönelik destek amaçlı yürütülen çalışmaları pek çok boyutuyla bu izlemeye dahil etmeye çalıştık. İzleme kapsamına giren 5 aylık döneme bakıldığında, afet sonrası yürütülen çalışmaların ve bu çalışmaları yürüten insan kapasitesinin ilk süreçlere nazaran nicelik olarak düştüğü görülüyor. Etkilerinin uzun yıllar devam edeceğini öngördüğümüz afetle birlikte, ihtiyaçların da dönüşerek ve çeşitlenerek canlılığını koruyacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla gelişmeleri yakından izleyerek yeni ihtiyaçları ve olası riskleri tespit etmek ihtiyaçların karşılanabilmesi ve risklerin giderilebilmesi için büyük önem taşıyor. Bununla birlikte Türkiye’nin pek çok yerinde afetten etkilenen LGBTİ+’lara yönelik sistemli çalışma yürütebilecek, gerekli kaynak, kapasite ve motivasyona sahip daha fazla bağımsız aktiviste ve sivil toplum örgütüne ihtiyaç olduğunu söylememiz gerekiyor.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…