“Türkiye Elektrik Piyasasında Kapasite Mekanizması ve Yerli Kömür Santrallerinin Mekanizma İçindeki Yeri” başlıklı yeni rapor, Türkiye’nin iklim değişikliği hedeflerini de gözeterek elektrik piyasası için önemli bulgular paylaşıyor. APLUS Enerji tarafından hazırlanan ve yayınlanan raporda; Almanya, İngiltere, İspanya ve Polonya örneklerini de inceleyerek Türkiye’nin bugünkü ve gelecekteki elektrik talebini güvenli bir şekilde karşılayabilmesi için, neler yapılması gerektiğine dair öneriler de yer alıyor.
Raporda, Türkiye’nin elektrik piyasasında önemli bir dönüşümün mümkün olduğu vurgulanıyor. Enerji santrallerine sağlanan finansal desteklerin analizi yapılırken, özellikle kömürlü santrallerin çevresel ve ekonomik etkileri ele alınıyor.
Raporda yer alan öneriler arasında yenilenebilir enerji kaynaklarının artışı ve elektrik talebindeki değişimler ışığında, kapasite mekanizmasının yeniden yapılandırılması gerektiği de yer alıyor. İhale yöntemiyle daha etkin ve rekabetçi bir kapasite mekanizmasının oluşturulmasının, hem maliyet etkinliği hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından önem taşıdığı belirtilirken, Türkiye’nin iklim değişikliği hedefleriyle uyumlu bir enerji politikası benimsemesinin gerekliliğine dikkat çekiliyor ve bu bağlamda somut politika önerilerinde bulunuyor.
Raporda, Türkiye’de enerji santrallerine verilen finansal desteklere yönelik şu politika önerileri öne çıkıyor:
APLUS Enerji Yönetici Ortağı Volkan Yiğit, rapora ilişkin “Yenilenebilir enerji santrallerinin yaygınlaşması ve elektrik talebindeki artışın durağanlaşmasıyla, kapasite mekanizmasının 2018 yılında kurulmasını elzem kılan potansiyel arz güvenliğine ilişkin riskler, bugün koşullarında azalmış görünüyor” dedi.
Yiğit, Türkiye’de kapasite mekanizması sisteminde yapısal bir değişiklik yapılarak ihale sistemine geçilmesinin enerji güvenliğini ön plana alan daha rekabetçi, şeffaf ve ekonomik bir sistem sunacağını ifade ederken, “İhale sistemi, serbest piyasa koşulları gözetildiği sürece, kısa ve orta vadede daha az kapasite ödemesine gerek duyacak ve böylelikle arz güvenliği için daha az kamu harcaması yapılmasına olanak sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Çalışmada, Ulusal Enerji Eylem Planı’nda yer alan hedefler dikkate alınarak, APLUS Enerji tarafından geliştirilen enerji talebine yönelik modellemeler bu önerilerin geliştirilmesinde önem taşıyor.
2040 yılına gelindiğinde, Nisan’da toplam elektrik talebin yüzde 80 ila yüzde 100’ünün yalnızca rüzgar ve güneş üretiminden karşılanabildiği ve kimi saatlerde talebin üzerinde üretim yapılabildiği vurgulanırken, güneş üretiminin nispeten düşük olduğu Ekim-Aralık döneminde ise talebin yaklaşık yüzde 70’inin güneş ve rüzgardan karşılanabileceği belirtiliyor. Bu sayısal analize dayanarak, depolamalı enerji yatırımları dışarıda bırakıldığında dahi, kömürlü termik santraller gibi uzun açma-kapama süresine ve maliyetine sahip santrallerin sistemde kalmasının zorlaştığı sonucuna varılıyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…