Hafta Sonu

Plastik ve geri dönüşüm fabrikalarından yükselen kirli dumanlar

Dünya genelinde uzun süredir özellikle atık sektöründeki yasadışı faaliyetlerle bağlantılı olarak, plastik ve geri dönüşüm fabrikalarında meydana gelen yangınlar dikkat çekiyor. Bu dikkatler Interpol tarafından yayınlanan bir rapor sonrası ise daha da arttı. 

Hatırlarsanız Interpol yayınladığı raporda atık ticaretinin bir suç faaliyetine dönüştüğünden ve uluslararası dolaşıma giren plastik atıkların Türkiye, Malezya, Bangladeş, Filipinler gibi ülkelerde yasa dışı şekilde bertaraf edildiğinden bahsetmişti. Bu rapor daha yayınlanmadan bir sene kadar önce sektör içinden birisiyle yaptığım bir konuşma esnasında bu yangınların bahsi geçmiş ve bazı firmaların getirdikleri ithal plastikleri bazı depolarda “fabrika yangını” süsü verilerek yaktığını ve hatta yapabiliyorsa bir de sigortadan tazminini sağladığını söylemişti. Bunun üzerine ben de ne kadar yaygın olduğunu araştırmak için ufak çaplı bir araştırma yapmaya karar vermiş ve 2017 ve 2018 yılları için yaptığım araştırmada 20 farklı geri dönüşüm ve plastik fabrika yangınının haberlere konu olduğunu fark etmiştim.

Daha sonra bu araştırmayı 2019 için de gerçekleştirdim ve yangın sayısının sadece bu yılda 33’e yükseldiğini fark edince hemen bir Google uyarısı oluşturarak basına yansıyan plastik ve geri dönüşümle ilgili tüm yangın haberlerini radara aldım. 2020 yılı sonuna geldiğimizde yanan plastik ve geri dönüşüm fabrika sayısının 65’e yükseldiğini ve bunun ekserisinin de deposu yanan geri dönüşüm tesisleri olduğunu tespit ettim. 

Burada şunu belirtmekte fayda var, listesini tuttuğum yangınlar sadece basına yansıyanlar. Basına yansımayan benzer onlarca irili ufaklı yangının olduğu şüphe götürmez. Çünkü habere konu olması için gerçekten büyük bir yangın olması ve fark edilmesi lazım. Yoksa ufak tefek yangınlar ne haber değeri taşıyor ne de işletmeler tarafından not ediliyor. Oysa bu yangınların hepsinin listesinin tutulup kayıtlarının ilgili kuruluşlarca paylaşılması ve bizim de bu verilere rahatça ulaşabilmemiz gerekiyor.  Bu uygulamanın en azından bizim ülkemizde olmadığı açık.

Ne kayıt var ne hesap soran

Üstelik bizdeki yangınların kayıtlarının nasıl tutulduğu, herhangi adli bir soruşturmaya konu olup olmadığı ve ortaya çıkan bu zehirli ve pis dumanın hesabının sorulup sorulmadığı da belirsiz. 2021 yılının Ocak ayı için konuşacak olursak, meydana gelen 12 yangın bize kimsenin ne önlem ne de soruşturma açtığı izlenimini veriyor. Konu hakkında Milliyet gazetesinden Gökhan Kam’ın iki defa ayrıntılı haber yapması bile kimseyi harekete geçirmemiş. Kontrolsüzlük ve umursamazlığı gördüğü için bu yangınları alışkanlık haline getirenler bile var gibi görünüyor.

Bu yangınların hepsinin kasıtlı çıkarıldığını söylemek güç. Ancak bu kadar sık yaşanıyor olmasının da normal ya da olağan karşılanacak bir tarafı da yok. 

Sorular…

Burada, çevreyi mahveden bu yangınların çıkış nedeni için iki ihtimal söz konusu. Birinci ihtimal tamamıyla iş güvenliği ile ilgili. Özellikle yangınların çıktığı depo kısımlarında uygun ve yeteri önlemlerin alınmıyor olması, biriken gazların zamanla alev almasına ve yangın çıkmasına neden olabiliyor. Ancak burada da şu sorular akla geliyor: 

Neden bu yangınlar için doğru düzgün bir alarm sistemi ya da müdahale yok?

Diğer bir deyişle, bu fabrikalar kurulurken bu önlemler için neden bir zorunluluk getirilmiyor?

Eğer getirilmişse nasıl oluyor da bu fabrikalar bu kadar sıklıkla yanabiliyor?

Diğer ihtimal ise daha mümkün. O da kasıt! Haberleri incelediğimizde yangınların çoğunlukla gece vakti ve yine depo kısımlarında meydana geldiğini görüyoruz. Böylelikle hem fail bulunamıyor hem de ana merkezdeki alet edevat bu işten zarar görmüyor.  Depolanmış işe yaramaz plastik çöpler de buhar olup gidiyor. Bir de kılıfına uydurulabilirse, tüm zararlar ilgili sigorta şirketlerinden tazmin edilebiliyor.

O halde bunun ortaya konulması gerekmez mi? Bu bir suç değil midir? İşletme sahibinin sorumsuzluğundan dolayı, plastiklerin yanmasıyla ortaya çıkan zehirli gazları solumak zorunda mıyız? Sorular sorular!

Paylaş
Yazar:
Sedat Gündoğdu