Haber: Erol MALÇOK
*
Antalya’nın Kemer ilçesindeki, 1. Derece Sit bölgesinde bulunan Phaselis Antik Kenti‘nde ağır iş makineleriyle başlayan yapılaşmaya karşı bölge halkı ve çevre aktivistlerinin direnişi sürüyor.
Suç duyuruları ve Antalya Kültürel Miras Derneği‘nin (ANKA) ardından Phaselis’e Dokunma Hareketi, Koruma Kurulu’nu sorumluluğa çağırdı.
Antik kent sınırları içinde bulunan Alacasu (Cennet ) ve Bostanlık koylarındaki plaj projesinin bir an önce gerçekleşmesi için gece gündüz demeden Cennet Koyu’na beton dökülmeye devam ederken, Phaselis’e Dokunma Hareketi ve çok sayıda yurttaş, pojeye verilen izinlerin iptal edilmesi talebiyle Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu önünde toplanıp bir açıklama yaptı. Açıklamaya TİP Antalya İl Başkanı Yunus Başaran, HDP Milletvekili Kemal Bülbül ve CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer de katıldı.
Açıklamayı Phaselis’e Dokunma Hareketi adına Erdal Elginöz yaptı. “Koylarda gerçekleştirilen inşaat çalışmalarında, koruma koşulları ihlal edilecek şekilde ağır iş makinaları ile çalışıldığı, doğal doku ve tarihi çevrenin tahrip edildiğine vurgu yapan Elginöz, Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın doğaya ve tarihi eserlere zarar verilmediğinin iddia edilmesine karşın bunun gerçeği yansıtmadığı ve gece gündüz çekilen görüntülerle tersinin ispatlandığını söyledi:
“Arkeolojik sit alanlarının kullanım kriterlerini belirleyen yasal düzenlemeler, 1. derece arkeolojik sit alanlarında iş makinaları kullanılıp beton dökülerek herhangi bir faaliyet yapılamayacağını belirtmektedir.”
Açıklamada, Türkiye‘nin, biyolojik çeşitliliğinin küresel bazda korunması ve geliştirilmesini hedef alan Birleşmiş Milletler (BM) Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 2024-2026 dönem başkanlığını üstlenmeye hazırlandığı bugünlerde, sözleşmenin taraflar toplantısının da Antalya‘da düzenleneceği hatırlatılarak, “2030’a kadar ülkemizin yüzde 30’unu koruma alanı yapma hedefine ulaşmak için çıkılan yolda, bugün Phaselis ile ilgili alınan kararların uzun vadede ulusal ve uluslararası yüzleşmeleri olacağı unutulmamalıdır” denildi.
Bakanlık Phaselis’e dökülen betonun arkeologların nezaretinde yapıldığını belirtiyor.
Elginöz, ülkenin en yetkin arkeologları yapılan işlemlerin usulsüz ve korkunçluğuna vurgu yaparken “Bütün yıkım orada güya denetleme göreviyle bulunan arkeologların gözleri önünde gerçekleşmektedir. Bunların hepsi, meslek etiğinizi hiçe sayan, temsilcisi olduğunuz kurulun sorumluluğunu taşımayan söz konusu izinleriniz yüzünden yaşanmaktadır” diyerek tepki gösterildi.
Geçtiğimiz günlerde ise Arkeologlar Derneği Antalya Şubesi şöyle bir açıklama yapmış ve yapımında 1139 metreküp beton kullanılacağı belirtilen proje kapsamında yapılacak plaj kompleksinin, 1. Derece arkeolojik sit alanı kapsamında zaten koruma altına alınmış olan bu alanı nasıl koruyacağı ve gelecek kuşaklara aktarımına nasıl bir katkı sağlayacağı tarafımızca anlaşılamamıştır” denilmişti.
Phaselis’e Dokunma hareketi ve yurttaşlar hem mail yoluyla hem de ıslak imzalı dilekçelerle koruma kurulundan şu cümlelerle hemen şimdi tahribatın durdurulmasını istedi:
” Koruma kurulunuzun gelecek oturumunda söz konusu projeye verilen izinlerin iptalinin yanı sıra; acilen yıkımın durdurulması, bugüne dek yapılan tüm beton çalışmasının sökülmesi, iş makinalarının ve şirkete ait bütün ekipmanın derhal alandan çıkartılması için gerekli girişimlerin hızla yapılmasını kurulunuzdan talep ediyoruz.”
Projeyle ilgili ihale dosyasında yer alan bilgilere göre 2 bin 892 metreküplük derin kazı yapılacağı belirtilen arazide bin 139 metreküp beton kullanılacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Sa-Fa Restorasyon San. İnş. Tic. Ltd.Şti‘ne ihale edilen proje, 300’er şezlong konulacak iki ayrı halk plajı, çevre düzenlemesi ve günübirlik yapıların dışında iki mescit, yönetim ofisleri, çocuk oyun alanı, kafeterya, sergileme alanları ve tuvaletlerle, yüzlerce araç kapasiteli otoparkı da kapsıyor.
Phaselis’e Dokunma Hareketi’nin “Phaselis’i Biz Temizleriz, Sen İnşaatı Durdur” çağrısıyla yurttaşlar, 5 Mart Pazar günü biraraya gelerek Cennet Koyu’nda kapsamlı bir temizlik yapmıştı. Amaç başka türlü bir temizliğin ironik bir şekilde gösterilmesiydi.
Ortaya çıkan kare, bir yanda Cennet Koyu’nu betona boğarak “temizleme” yöntemi bir yanda ise aslında az bir insan gayreti ve küçük bir istihdamla bunun olabileceği şeklindeydi. Umarız bütün bu çabalar ve çağrılar boşa gitmez ve bilime, doğaya kulak verilir de bu yanlıştan bir an önce dönülür.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…