Bir süredir Türkiye’ nin Güneydoğu’ sunda Suriye sınırındaki Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerindeki 300-700 metre genişliğindeki 510 km uzunluğundaki 216 bin dekar arazideki mayınların temizlenerek, buraların tarıma açılması gündemde.
Bu amaçla “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı” TBMM’ de görüşülüyor.
Bu noktada yazılı kanıt bulamadığım, bulsam bile çok karışık olacağı için (çünkü ülkemizde politika maalesef sürekli subjektif veriler üzerinden yapılıyor) anladığım, duyduğum ve bildiğim kadarı ile hükümet ve muhalefetin yapmak istedikleri şöyle:
Hükümet “bu mayınlı arazilerin mayınlardan temizlenmesi işini ihale edelim. İhaleyi kazanan da buranın işletme hakkını 44 yıllığına alsın ve burada tarım yapsın. Burayı işletenin yerli veya yabancı olması önemli değildir yeter ki buralar boş, atıl kalmasın” diyor.
Muhalefet çok çeşitli şeyler söylüyor. “Mayınlı arazileri ordumuz temizlesin diyor, ya da ihaleyi ordu veya savunma bakanlığı yapsın” diyor. “İhale ayrı, arazilerin işletilmesi ayrı işlerdir” diyor. “Araziler bir firmaya değil oradaki köylülere verilsin” diyor.
Bu arada bir röportajda oradaki bir köylü “devlet bize bu arazileri versin, biz kendi imkanlarımızla buraları temizletiriz” dedi.
Aslında iyi denetlendikten sonra neden olmasın?
Neyse, benim bu yazıyı yazmamdaki amaç, sayın başbakanın “herkes eleştiriyor da çözüm önerisi getiren yok” beyanıdır. Bu yazıda tarım uzmanı sıfatım ile konu ile ilgili görüşümü açıklayarak çözüm önerisi getireceğim.
Ancak önce bölgenin ve sahanın potansiyelini irdeleyelim:
İLLER | Mayınlı Alan (daa) | İşlenebilir Tarım Alanı (daa) | Üretim Deseni Önerisi | Yılık Net gelir (işlenebilir alan x 180 TL) | İstihdam (hane / kişi) |
Hatay | 36.000 | 25.000 | Pamuk, Buğday, Mısır, Zeytin, Sebze-meyve, Bağcılık | 4.500.000 | 424 hane 2120 kişi |
Kilis | 33.000 | 25.000 | Antepfıstığı, Badem, Zeytin, Fiğ, Sebze-meyve, Bağcılık, hayvancılık | 4.500.000 | 424 2120 |
Gaziantep | 15.000 | 15.000 | Buğday, Arpa, Mercimek, Nohut, Antepfıstığı, Zeytin, Sebze-meyve, Bağcılık | 2.700.000 | 254 hane 1270 kişi |
Şanlıurfa | 54.000 | 45.000 | Pamuk, Buğday, Arpa, Mısır, Mercimek | 8.100.000 | 763 hane 3815 kişi |
Mardin | 48.000 | 43.000 | Pamuk, Buğday, Arpa, Mısır | 7.740.000 | 729 hane 3645 kişi |
Şırnak | 30.000 | 17.000 | Buğday, Arpa, Mercimek, Bostan | 3.060.000 | 288 hane 1440 kişi |
TOPLAM | 216,000 | 170.000 | 30.6 milyon TL 20,1 milyon $ | 2881 hane 14405 kişi |
Çizelge 1: İller itibarı ile “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı” kapsamındaki arazilerin tarımsal üretim ve istihdam potansiyeli, Ziraat Mühendisleri Odası Kamuoyu duyurusu, 24.05.2009
Yukarıdaki çizelgeyi hazırlayıp bizlere görüşleri ile beraber gönderen meslek örgütüm ziraat mühendisleri odasına öncelikle teşekkür etmek isterim. Umarım artık odamızın fikir beyanları eskiden olduğu gibi subjektif değil de sayısal verilere dayalı bu tip objektif yapıda olur.
Yukarıdaki tablodaki üretim deseni önerisi, gelir ve istihdam verileri projelendirme için değil ancak bir tahminleme için kullanılabilir yapıda. Buna göre 170.000 dekar tarım alanında 15.000 kişi istihdam edilmesi söz konusu.
Söz konusu bölgede yapılacak tarım ile ilgili tespit ve yorumlarım:
Sonuç ve Öneri:
Kime verilmeli, nasıl işletilmeli?
Bence bu noktada önümüze gelen çok ciddi bir fırsattır. Buna göre, buradaki araziler en etkin şu şekilde değerlendirilir:
Sonuçta bölge gelişir ve kalkınır.
Her zaman daha iyi bir çözümün olduğunu, çözümlere ulaşmak için çok kişi ve kuruma kulak ve fikir beyan etme fırsatı vermek gerektiğini düşünüyorum.
Bu anlamda eleştirenlerin daha net çözüm önerileri getirmelerini ve iktidar sahiplerinin de sadece fikir beyan edebilecek erke sahip olanları değil, değerli görüşü olabilecek tüm kişi ve kurumları dikkate alıp tartışmalı süreçleri önyargısız bir empati ile yönetmeye çalışmalarını dilerim. Bu noktada büyük düşünür Voltaire’ in bir sözü geliyor aklıma:
Je ne partage pas votre avis, mais je défendrai votre droit de l’exprimer : “Düşüncenizi paylaşmıyorum, ancak onu dile getirme hakkınızı savunacağım.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…