Ankete göre, dünyanın en zengin ülkelerindeki insanların yüzde 73’ü insanlığın gezegeni tehlikeli bir kırılma noktasına doğru ettiğine inanıyor ve önceliklerin ekonomik kardan uzaklaştırılmasını destekliyor.
Anket, çoğunluğun (yüzde 58) gezegenin durumu hakkında çok endişeli veya aşırı derecede endişeli olduğunu ortaya çıkardı. Ankete katılan beş kişiden dördü, küresel ortak alanları yeniden canlandırmak için adım atmaya ve daha fazlasını yapmaya istekli olduklarını söyledi.
“Küresel Müşterekler Anketi: G20 ülkelerinin küresel doğal kaynak yönetimine ve dönüşümüne yönelik tutukları” başlıklı raporun baş yazarı GCA‘dan Owen Gaffney, sonuçların iklim ve doğa krizleri üzerinde acil ve kararlı eylem için güçlü küresel destek gösterdiğini söyledi:
“İnsanlar devasa risklerin alındığını biliyorlar, daha fazlasını yapmak istiyorlar ve hükümetlerinin daha fazlasını yapmasını talep ediyorlar. Bulgularımız, G20 liderlerine küresel ortak değerlerimizi korumak ve canlandırmaya yönelik daha iddialı politikalar uygulamak için güven vermeli.”
Ancak araştırma, kamuoyu farkındalığının ve bireysel olarak üzerine düşenlerin henüz yeterince yüksek olmadığına da işaret ediyor: Katılımcıların %59’u önümüzdeki 10 yıl içerisinde oldukça hızlı gerçekleşmesi gereken enerji dönüşümü ihtiyacını kabul ederken, yalnızca %8’inin aynı zaman diliminde beslenme biçiminde değişiklikler ile çevresel maliyetleri ve döngüsel ekonomileri içeren ürün ve hizmetlerin fiyatlarında artışı içeren kapsamlı ekonomik değişimlere ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Bu durumun endişe verici olduğunu kaydeden Gaffney, “Gerekli dönüşümün hızını ve ölçeğini göstermek amacıyla etkisi yüksek kamuoyu bilgilendirme kampanyalarına ihtiyaç var. Bu dönüşüm, enerji sektörüyle sınırlı değil, hayatın her alanında dönüşümün gerçekleşmesi gerekiyor” dedi.
Türkiye en endişeli ülkelerden
G20 ülkelerinin vatandaşlarının katıldığı çalışmaya katılanların yaklaşık dörtte üçü insan faaliyetlerinin Dünya’yı devrilme noktalarına yaklaştırdığına inandığını söyledi. Bu risklerin farkındalığı Endonezya (yüzde 86), Türkiye (yüzde 85), Brezilya (yüzde 83), Meksika (yüzde 78) ve Güney Afrika’da (yüzde 76) diğer ülkelerden belirgin bir şekilde daha yüksek.
ABD’de (yüzde 60), Japonya (yüzde 63), Birleşik Krallık (yüzde 65) ve Avustralya’da (yüzde 66) ise iklim krizi bilincinin daha düşük olduğu görüldü.
Diğer taraftan, genel olarak, ankete katılanların yarısından fazlası (yüzde 59) doğanın zaten uzun vadede insan ihtiyaçlarını karşılamaya devam edemeyecek kadar zarar gördüğünü düşündüğünü söyledi.
Soruşturmaya katılan 19.735 katılımcının %71’i Covid-19 sonrası iyileşme politikalarının, toplumları gelecekte oluşabilecek şoklara karşı daha dayanıklı hale getirecek fırsatlar sunduğu görüşünde. Bu kişilerin %75’i, küresel salgının insanların davranışlarında hızlı değişim yaratmanın mümkün olduğunu ortaya koyduğu görüşüne katıldığını kaydetti.
Green Generation Initiative (Yeşil Nesil Girişimi) Kurucusu ve Wangari Maathai Vakfı Kampanya Direktörü, Kenyalı çevreci Elizabeth Wathuti ise çalışmanın önsözünde, insanların “doğanın geri teptiğini” hissetmeye başladığını yazdı.
Wathuti şunları kaydetti:
“Dünyanın en zengin ülkelerindeki insanların çoğunluğu benim gibi hissediyor. Gezegenin durumu hakkında endişeliler ve onu korumak istiyorlar. Gezegenin sürdürülebilirliği için öncü rol olmak istiyorlar. Bu, dünyanın dört bir yanındaki liderlere yönelik bir uyarı niteliği taşıyor”
İktidardaki insanlar, yaşlı ağaçlar kesmenin, binalar veya yollar için doğal ekosistemleri yok etmenin veya yeni ağaçlar diktikleri sürece petrol çıkarmanın uygun olduğunu düşünüyor gibi görünüyor. Ancak bu yaklaşım işe yaramıyor ve bu rapordaki bulgular, birçok insanın artık böyle bir ekonomik aptallığı desteklemediğini gösteriyor”
Yanıt verenlerin beşte dördünden fazlası (yüzde 83) doğayı korumak ve eski haline getirmek için daha fazlasını yapmak istediğini ve üçte ikisinden fazlası (yüzde 69) küresel ortak varlıkları koruma amaçlı eylemin faydalarının maliyetlerden daha ağır bastığına inandığını kaydetti. Bu görüş en çok Brezilya’da ve en az Fransa’da yaygın.
Katılımcıların yüzde 74’ü ise ülkelerin gayri safi yurtiçi hasıla ve kara odaklanmanın ötesine geçmesi ve bunun yerine insan ve doğanın sağlığına ve refahına daha fazla odaklanması gerektiği konusunda hemfikir.
Ankete katılanların sadece yüzde 25’i, doğaya zarar vermek anlamına gelse bile, hükümetlerin ekonomiye öncelik vermesi gerektiğini aktardı.
İnsanların gezegenin durumuyla ilgili endişe duymasına rağmen, katılımcıların yalnızca üçte birinin (%34), çocuklara iklimi ve küresel müşterekleri korumayı öğretmenin önemine inandığı da belirlendi. Anket kapsamında katılımcılara çocuklara öğretilmesinin önemine inandıkları, aralarında “hoşgörü ve başkalarına saygı”, “dini inanç”, “bağımsızlık”, “çok çalışma” ve “itaat” gibi değerin olduğu 12 seçenek sunuldu. Küresel müştereklerin korunması, G20 ülkelerindeki katılımcıların seçtiği ilk üç değer arasında yer almıyor. Bu değer Arjantin, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya ve Meksika’da dördüncü sırayı alıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…