Politika genelde hep yukarıya doğru yapılır bizde. Devlete, erke konuşulur. Oysa biz devleti değil, insanları ikna etmeliyiz, insanlara ikna olmalıyız. Çünkü içinde yaşadığımız gerçekliği bizler kuruyoruz.
“Dur De”, Genç Siviller, ve Mazlum-Der’in öncülüğünde düzenlenen ve Lambda dahil pek çok grubun desteklediği 21 Haziran “Darbelere Dur De” yürüyüşü, üzerine düşünülmesi gereken bir buluşma oldu. Öncelikle şunu söylemek gerekiyor, bu pek çok açıdan yeni ve tanıdık olmayan birşeydi.
Bu buluşmaya gelmeyen ve gelemeyenler, sıradışı bir tecrübeyi yaşama firsatını kaçırmış oldular. Orada birlikte yürüyenler dahil, herkesin şaşkınlığı görülmeye ve yaşanmaya değerdi gerçekten. (Kendi suretinin aynadaki yansıması karşısında duyulan şaşkınlık..)
Beşi benzemez binlerce insan bir arada yürüdük. 8-9 yıldır mitinglere, yürüyüşlere katılırım, ne bu kadar hetorojen bir grup gördüm, ne de bu kadar hetorojenliğe rağmen aynı sloganın tok bir sesle atılabildiğini. Başörtülü kadınlar (her yaştan), Kürt kadınlar, sosyalistler, çeşitli kesimlerden aktivistler, eşcinseller ve 5 kadar yeşil.. Galiba oradaki herkes bir an için yanındakine bakıp birarada olmanın şaşkınlığını ve sevincini yaşamıştır. Bu yürüyüş, aslında verdiği mesaj kadar, katılanlara yaşattığı duygular ile de toplumsal anlamda terapik bir deneyimdi.
Bu irade, üzerine plan yapılamaz birşey. Otonomluk da, bir arada yaşama kültürü de, çeşitlilik de bu iradede. Ve gördüğünüz gibi yine sokakta. Türkiye’de son yıllarda sokağa hiç de alışkın olmayan insanları sık sık eylemlerde görmeye başlamamız sizce bir tesadüf mü? Yoksa birşeyler mi değişiyor bu ülkede?
Evet, bir şeyler değişiyor. Şimdi bu insanlar bir arada yürüdüler diye, ülke cennet olmayacak elbette. Ama aynı ülkede yaşayan insanlarının birbirleri arasında yükselen duvarları aşağı çekecek, duygusal engelleri aşacak küçük de olsa bir adımdır bu ve bu yüzden önemli.
Politika genelde hep yukarıya doğru yapılır bizde. Devlete, erke konuşulur. Oysa biz devleti değil, insanları ikna etmeliyiz, insanlara ikna olmalıyız. Çünkü içinde yaşadığımız gerçekliği bizler kuruyoruz.
Yürüyüşün katılımcı profili, Türkiye’de pek çok kişinin gerçeklik algısını bozabilir ve bozmalıdır. Aslında gerçek, çoğunlukla (Tanrı Pan gibi) ona inanıldığı için ve inanildığı kadar vardir. Biz bu yeni ve umutlu gerçekliğe sahip çıkmalıyız diye düşünüyorum.
Korkularımızı bir tarafa bırakıp bu cümbüşe katılmak gerekiyor. Çünkü methiyeler düzdüğümüz, kaybetmekten deli gibi korktuğumuz demokrasi tam da burada, bu iradade yaşam buluyor. Bunu tatmak gerekiyor. Israrla tavsiye ediyorum.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…