Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından bu yıl üçüncüsü organize edilen Ekofest, 16-20 Ağustos tarihleri arasında Darıdere Tabiat Parkı yakınlarındaki Fidanlık Mevkiinde oluşturulan kamp alanında gerçekleşti. Festivalin dördüncü gününde düzenlenen çevre forumu, yirmi bir sivil toplum kuruluşunu bir araya getirdi.
Kazdağı Ekofest 2017 buluşmasından çıkan sonuç bildirgesinin tamamı şöyle: “Türkiye’nin her yanında birbirine benzer doğa talanı ve doğa tahribatı ile karşı karşıya kalmaktayız. Sorunlar yerel görünmekle beraber aslında bir bütün ve bu nedenle yalnızca yerel çevreci yaklaşımlarla mücadele etmenin yeterli olmayacağının farkındayız. Doğa tahribatına ve doğa koruma mücadelesine insan odaklı değil, ekoloji ve ekosistem odaklı olarak bakıyor, insanın ekosistem içerisinde yalnızca küçük bir unsur olduğunu biliyoruz. Ülkemizin doğasının korunması için bütünsel yaklaşımla, programlı bir şekilde tüm doğa koruma örgütleri olarak bir araya gelmenin ve ortak mücadele stratejileri geliştirmenin önemi ve gerekliliğine inanıyoruz. Ortak mücadele için süreçlere ihtiyacımız olduğu ve yeni mücadele yöntemleri geliştirmenin gerekliliğinin farkındayız.
Bu konuda kişisel kibir ve egolarımızdan arınarak, dayanışma içerisinde, bilimsel yöntemlerle, hep birlikte çalışacağız.”
“Doğayı korumak için doğayı tanıma ve anlamanın önemine, çocuklar için ekoloji eğitimleri verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yırca gibi, Gülpınar, Artvin gibi yerel halkın içinde olduğu mücadelelerin daha başarılı olduğunu biliyor, yerel halkın mücadele içinde olmasına daha fazla önem vermenin gerekliliğine inanıyoruz.”
“Ülkemizde madencilik, inşaat sektörü, enerji ihtiyacı gerekçesiyle ve havaalanı, köprü gibi mega projelerle doğamız talan edilmekte ve tahribata uğramaktadır. Ormanlar, meralar, zeytinlik alanlar yok edilmektedir. Tarım alanlarımız yatırımcılara peşkeş çekilmektedir.
Doğa koruma örgütleri olarak bu tahribatlar ve talan karşısında hem ÇED süreçlerinde, hem alanda, hem de hukuksal olarak mücadele etmekteyiz. Ancak ÇED süreçleri objektif olarak yürütülmemekte, ÇED gerekli değildir kararları artmakta, hukuksal mücadeleler yetersiz kalmakta, mahkeme kararları uygulanmamaktadır. Çevre Etki Değerlendirme süreçlerinin yerel halkın, STK’ların ve bilim insanlarının daha aktif katılımıyla ve objektif olarak yürütülmesi gerekliliğine inanıyor, bu süreçlerin yatırımcıların etki ve baskılarından uzak tutulması gerektiğini düşünüyoruz. Mahkeme kararlarının uygulanmasını istiyoruz.”
“Gerçek enerji ihtiyacı gözetilmeden, enerji tasarrufu önlemleri alınmadan ve bu önlemler tüm topluma mal edilmeden enerji üretimi gerekçesiyle yapılan HES’ler ve diğer yatırımlar doğamızda önemli tahribatlara yol açmıştır ve açmaktadır. Enerji üretimi gerçek ihtiyaca uygun olarak belirlenmeli ve yenilenebilir enerji kaynakları ile çözülmeli, enerji konusu merkezi otoritenin bir güç aracı olmaktan çıkartılarak, demokratikleşmenin bir aracı haline getirilmelidir.
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…