İki yıl önce kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından hazırlanan raporun verilerine göre ise Türkiye’de 2002-2011 tarihleri arasında 4 bin 410 kadının öldürüldü. 2012 yılının ilk altı ayında 92 kadının yaşama hakkı elinden alındı.
Platform sözcüleri; Türkiye’de cinayete kurban giden kadınların yarısının kendi hayatlarıyla ilgili kararları yüzünden öldürüldüğünü, hükümet politikalarının kadınları korumadığını, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurulmasının ardından aile içinde katledilme oranının yüzde 54’e çıktığını bildiriyor.
Platform bugün saat 14:00’de, Taksim Meydan’dan Tünel’e, Türkiye’nin her yerinden kadınların katılımıyla gerçekleştirilecek bir yürüyüş düzenleyecek.
Kadın her yerde şiddet görüyor
Avustralya, Kanada, İsrail, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri’nde cinayet sonucu hayatını kaybeden kadınların yüzde 55’nin eşleri ya da sevgilileri tarafından öldürüldüğü ifade ediliyor.
Türkiye’de kadına şiddetin boyutları
Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü‘nce düzenlenen “Kadına yönelik şiddete karşı mücadele ve dayanışma günü” konferansında konuşan Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Pınar Özkan ise bir anket çalışmasının sonuçlarını şöyle aktarmış:
“Türkiye’de yapılan bir ankette kadınların yüzde 32’sinin eşinin ailesi nedeniyle, yüzde 18’inin maddi sıkıntılar, yüzde 13’ünün çocuklarla ilgili sorunlar, geri kalanı ise erkeğin sözünü dinlememesi, sinirli olması ve kıskanması sebepleriyle şiddete uğradığını belirtmiş. Şiddete tanık olmak da risk taşıyor. Annesinin veya aile fertlerinin şiddetine tanık olan çocuk gelecekte davranışlarında şiddet gösterebilir. Ağır yoksulluk, evlilikte yaşanan sorunlar da şiddete neden oluyor. Kadına yönelik şiddetin de farklı şekilleri var. Kişi; bakışlarıyla, eylemleriyle, jestleriyle, korkutarak kadının malına zarar vererek veya ona silah göstererek şiddet uygulayabilir.
Duygusal şiddet, kadını susturup kendisini kötü hissetmesini sağlamaktır. Erkek, kadını, sosyal ortamlardan uzak tutmaya çalışabilir, gittiği yerleri sürekli kontrol eder, sosyal katılımını kısıtlar. Bütün önemli kararları kendisi verir. Ekonomik anlamda şiddet uygular. Kadının iş bulmasını engeller. Çalışıyorsa maaşını alır. Kendi gelirinden kadını haberdar etmez. ”
(Yeşil Gazete, Uçan Süpürge, Kadın Cinayetlerini Durduracağız.net, Sabancı Üniversitesi)