İstanbul‘daki iklim aktivistleri, kömür, petrol ve gaz kullanımı başta olmak üzere insan faaliyetlerinden kaynaklanan iklim kriziyle mücadele kapsamında Kadıköy‘deki Eminönü İskelesi önünde bir araya gelerek fosil yakıtlardan çıkış çağrısı yaptı.
Fosil yakıt kullanımına son verilmesi için düzenlenen buluşmada İklim Adaleti Koalisyonu tarafından yapılan bir basın açıklaması yapıldı. Koalisyon, “Ülkemizde ve dünyada aşırı sıcaklık artışlarına ve tüm canlı varlıkların yaşamını giderek artan boyutta tehdit eden iklim değişikliğine neden olan fosil yakıt kullanımını inatla sürdüren sermayeyi protesto etmek için buradayız” diye belirtti.
Dünyanın dört bir yanında insanların küresel ısınmanın, iklim krizinin en büyük sorumlusu fosil yakıt endüstrisine karşı mücadele ettiğini hatırlatılan aktivistler, “40 yıldır yapılan uluslararası toplantılara, anlaşmalara en son Türkiye dahil hemen tüm ülkelerin imzaladığı, küresel sıcaklık artışını 2°C‘nin altında tutmayı, hatta 1,5°C ile sınırlandırmayı amaçlayan Paris İklim Anlaşması‘na rağmen kömür ve petrol gibi fosil yakıt kullanımından vazgeçilmiyor” dedi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Tıpkı Akbelen Direnişi’nde olduğu gibi, çoktan kapatılması gereken kömür madenleri ve kömürlü termik santralleri sermayeye rant sağlamak için uluslararası anlaşmalar, Anayasa ve hukuki kararlar çiğnenerek açık tutuluyor, madenlerin üzerindeki ormanlar kesiliyor, su havzaları yok ediliyor ve kömür yakan kazanlardan yükselen duman dünyanın sıcaklığını kaynama noktasına getiriyor.”
İklim Adaleti Koalisyonu, petrole dayalı ulaşımın, ekosistemlerin bütünlüğünü tahrip eden otoyolların artmasına neden olarak yaşam süresini azalttığına, ağır sonuçları olan hava kirliliğine yol açmanın yanı sıra ormanları ve tarım alanlarını yok ederek biyoçeşitliliği de ciddi boyutlarda tahrip ettiğini vurguladı.
Gaz sondajları ve boru hatlarının da ekosisteme ağır hasarlar verdiğini kaydeden aktivistler, petrokimya endüstrisinin petrole dayalı olduğu için doğaya ve insan yaşamına ağır bedeller ödeten bir yaşam şeklini dayattığını ifade etti ve ekledi:
En temel hakkımız olan enerji bağımsızlığını gasp eden enerji şirketleri, doğanın ve insanın yaşam hakkını hiçe sayıyor, ekosistemlere geri dönüşü olmayan ağır tahribatlar veriyor, gelecek kuşakların yaşam kalitesini etkileyecek şekilde, ulusal sınırlar ötesine varan büyük zararlara neden oluyor. Biz bu yaptıklarına ekokırım, onlara da ekokırım suçlusu diyoruz.”
Dünya halklarının fosil yakıtlara geçit veren hükümetlerden ve şirketlerden kurtulmasının yaşamsal bir önem taşıdığını aktaran aktivistler, bu hükümet ve şirketlerin yarattıkları zararın bedelini ödemek zorunda olduğunun altını çizdi.
Koalisyon, “İnsanlığın kullanacağı enerjinin nasıl elde edileceğine ve nerelerde kullanılacağına yönelik kararların yerel halklar tarafından alınmasını talep ediyoruz” diyerek şunları kaydetti:
“Kullanılacak enerji kesinlikle nükleersiz olmalıdır. Fukuşima ve Çernobil örneklerinde olduğu gibi nükleer enerji santrallerinin yol açabileceği nükleer kazalar ve nükleer atıkların Fukuşima’da olduğu gibi yaratacağı felaket riskleri yok sayılamaz. Nükleer atıkların etki alanının tüm gezegeni ve gelecek nesilleri etkileyeceği unutulmamalıdır.”
Fosil yakıt karşıtı aktivistler, petrokimya alanındaki şirketler ve onların en büyük destekçisi olan hükümetlerin, insan türünü ve onunla birlikte milyonlarca canlı türünün yok olmasına neden olan fosil yakıtlara dayalı faaliyetlerine devam ederek ekolojik krizi daha da derinleştirdiğini belirtti.
“Bir iklim felaketiyle kendi sonumuzu hazırladığımız gerçeği, bugün ana haber bültenlerinde konuşulan bir konu değildir. Fakat hepimiz, kar yağmayan kışları, susuz barajları, ardından sağanakla gelen selleri, orman yangınlarını, sıcaklık artışından sokağa çıkamadığımızı iyi biliyoruz” diyen aktivistler, şu taleplerde bulundu:
Koalisyon, yaşamı tehdit eden iklim krizi karşısında fosil yakıtlarla mücadelenin devam edeceğine işaret ederek şunları aktardı:
Toprağını, suyunu ve havasını korumak için, gelecek nesillere yaşanılacak bir dünya bırakabilmek için mücadele veren tüm halkların, bireylerin, direniş alanlarının bu talebi gerçekleşene kadar ülkemizde ve dünyadaki eylemler sürecektir.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…