Yeşil Gazete’nin bu anlamda geçmişi temiz görünüyor benim gözüme. Bu kadar uzun vadeli tahminleri daha önce olmamıştı ama belirli olaylarda geleceğe dönük kısa vadeli yayınlarında hiç yanlış şekilde bilgilendirme yapmadı. Bu da önemli bir referans oluyor benim gözümde.
2011’e dönersek… Ortasından seçim geçen bir sene 2011. Haziran ayında genel seçimler var. 2002 yılında iktidara gelen AKP’nin üçüncü kez iktidarda kalıp kalmayacağına yönelik bir seçim olacak bu. Yılın ilk altı ayının seçime yönelik karşılıklı hamlelerle, ayak oyunlarıyla, stratejilerle geçecektir. Seçimden sonra gelecek olan ayların da seçimle, seçimin sonuçlarıyla, alakalı konuşmalarla geçeceğini söylemek gerek. Peki seçimde ne olacak? Asıl sorun bu.
2010 yılının da önceki yıllar gibi Türkiye’nin gidişatında bir değişikliğe yol açmadığını söyleyebiliriz aslında. Türkiye gitgide muhafazakarlaşıyor, gitgide tek tipleşiyor ve gitgide tahammülünü yitiriyor. Bunun aksi de iddia edilebilir ama net verilerle konuşulduğu zaman Türkiye’nin muhafazakarlaştığı ortada. 2011 yılı işte bu yoldan dönüş yılı olabilir. Bu yüzden önemli. İçinden seçim geçen bir sene için en önemli nokta belki de.
Seçimde yaklaştıkça klasik ittifak ihtimalleri ortada dolanıyor ama her ne kadar yakıştırmalar sürse de ben başarılı bir ittifak kurulabileceğini düşünmüyorum. Sağ partiler arasında olursa (AKP-BBP gibi) o zaman başarıya ulaşmış görülebilir; fakat sol partiler arasında ittifakın olmayacağını düşünüyorum. Seçim barajının ileri demokrasimizin en önemli noktası olmasından dolayı kalkmayacağını varsayarsak, BDP eksenli bir ittifakın gerçekleşeceğini söyleyebiliriz. Tabii bu bir ittifak olmayacak. BDP’yi ya da BDP’nin bağımsız adaylarını destekleyecek olan küçük partiler olacaktır.
Seçimlerde bir diğer ittifak da, “AKP’ye oy verelim, bize yeni bir anayasa yapsın” diyenlerle AKP arasında gerçekleşecektir. Çok süpriz bir ismin İstanbul’dan seçilebilecek bir sıradan aday gösterilebileceğini düşünüyorum. Toplumu bu kadar kandırmanın bir getirisi olmalı. O kişi de seçim sonrası bir gazeteye çıkıp, “Başbakanımızın kibarlığı” ile başlayan bir söyleşi yapacak. Buradan hareketle, seçimden sonraya atılan yeni anayasa yapılması fikrinin seçimde AKP’ye liberal oyların bir bölümünü getirebileceğini düşünüyorum. Kampanyanın ismi “AKP’ye son bir şans” gibi bir şey olabilir. Düşünsel alanda çok başarılı olabileceğini düşünüyorum.
Seçim sonuçlarının yılı özel kılıp kılmayacağını düşünürsek, seçim sonuçları hakkında da bir tahminde bulunmak gerek. AKP’nin ilk defa kamuoyunu belirleme üstünlüğünü elden kaçırdığını görmek gerekir. Eskide Erdoğan konuşur, Baykal yanıt verirdi, Bahçeli yanıt verirdi. Şu sıralar ise Kılıçdaroğlu konuşuyor, Erdoğan yanıt veriyor. BDP ortaya bir plan atıyor, Erdoğan yanıt veriyor. En son kaynağı tartışmalı olan devletin işsizlere, öğrencilere maaş vermesi konusunda Erdoğan’ın o kadar tepki gösterdikten sonra torba yasaya Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinin aynılarını koyması bunun göstergesi. Bu kamuoyunu elden kaybetme hissi, giderek daha sertleşmeye yol açacaktır. Bununla birlikte ben AKP’nin seçimden yine birinci parti olarak çıkacağını düşünüyorum. İkinci seçiminde tek başına Anayasa’yı değiştirme üstünlüğünü elinden kaçıran parti bu düşüşünü keskin olarak devam ettirecektir. CHP’nin de Baykal’ın o ünlü %20’ler platosundan çıkacağını ve AKP ile oy farkını oldukça az bir noktaya getireceğini düşünebiliriz. Hadi iyice falcılık yapalım: AKP’nin %38 civarı, CHP’nin de %33 civarı bir oy alabileceğini öngörüyorum.
Doğa mücadelesi de aslında bunun dışında değil. Doğa mücadelesi güçlendikçe iktidarla olan karşı karşıya gelme ve ezilme çabası sürecektir. Bunun seçime yansıması olmayacaktır belki ama keşke olsa. Nasıl olur bilmiyorum ama bir “Ekolojik Blok”, “Ekolojik Liste” altında çevre problemlerinin olduğu yerlerde ortaya çıkacak bağımsız adaylar şeklinde toplanılması gerçekten etkili olacaktır. Tek tek mücadele etmenin bir şey getirmediği, kalıcı bir başarı sağlamadığını artık görmek gerek. Yeşiller Partisi’nin de içinde olduğu, herkesin kendi minik iktidarlarından uzaklaşmayı denediği, çok net ve kısa bir talepler zinciri altında gerçekleşecek olan bir “Ekolojik Liste”. İşte gerçekten 2011’in önemli bir yıl olmasını böyle sağlayabiliriz.
Yeşil Gazete ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…