Heybeliada’nın son atları da yaşam alanlarından koparıldı. 10 Ekim saat 12.00 sularında Heybeliada’da kalan dört yetişkin at ve bu yıl doğan Ateş ve Korkut adındaki iki tay İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Zabıtası tarafından alınarak Büyükada’daki İBB İspark Ahırı’na götürüldü. Olayla ilgili tutanakta şu ifadelere yer verildi:
“10.10.2023 tarihinde Adalar İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, İBB Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü ve Adalar Belediyesi Heybeliada Zabıta Birimi personellerince Çetin Erdem’e ait … çip numaralı dört at ve iki tay teslim alınarak Büyükada at ahırlarına götürülmek üzere İBB Veteriner Hizmetleri Müdürlüğüne teslim edilmiştir.”
Yeşil Gazete’nin ulaştığı atların sahibi Çetin Erdem ise atların kendisinden rızası dışında alındığını ve bu yaptırıma karşı çıktığını belirtti. Eski faytonculardan olan Erdem, Adalıların yardımıyla atlara Heybeliada’da baktıklarını ifade ederek atların elinden alınmış olmasına tepki gösterdi:
“[Atlar] Benim isteğimle alınmadı. Geldiler, atlarımı aldılar gittiler. Benim ahırım vardı burada. Geldi ahırımı yıktı. Ahırım bir sene önce yıkıldı. Atlarım ormanda geziyorlardı. Ne gerekiyorsa yapacağım, mahkemeye vereceğim. Ben faytonumu da satmadım. Sucuk oldu atların hepsi ben de atlarım kesilmesin diye böyle bakıyordum işte. Adalar’da yardım edenler vardı. Yemimi, samanımı alıyorlardı. Resmen atlarıma çöktüler yani. Atların hepsi benim üzerime kayıtlı. Benim ahırımı yıktılar, ahırımı yıkmasalar ben niye atlarımı ormanda bırakayım ki… Sabahın 5.00’inde geldiler ahırımı yıktılar.”
Adaların Atları Platformu da bu yıkıma işaret ederek İBB’nin verdiği sözü hatırlattı. Yıktığı ahırların yerine yenisini yapma sözünü tutmasını isteyen platform üyeleri, 2020’de atlar sağlıklı ahırlara sahip olsun diye 60 binden fazla imza toplamıştı. Ancak 2021’de COVID19 karantina sürecinde ahırlar yıkılmıştı.
Adalılar atların sağlıklı yaşam koşullarının yeniden tesis edilerek atların ait oldukları yaşam alanında bakılmasını istiyor. Atlar Heybeliadalılar tarafından sırtlarda taşınan samanlar, camlardan uzatılan yiyeceklerle beslenecek kadar sahiplenilmişti. Tam da bu noktada Dünya Mirası Adalar’dan Derya Tolgay, ahırlar yıkıldıktan sonra Heybeliada’da kolektif bir şekilde yaşatılmaya çalışılan atlarla ilgili şunları söyledi:
“Saman balyalarını kadın arkadaşlarım -75 yaşındalar- sırtlarında taşıdılar bu hayvanlar için. Çöpleri yemesinler, belli bir yerde tutalım, orada yesinler diye… İmkansızı yapmaya çalıştılar ve biz sivil inisiyatif olarak kolektif ahır çizdik, verdik bunlara ve söz verdiler ahır yapacağız diye. İBB’nin sözü var. O ahırı yapmadılar. Bu ahır olmadığı için de atlar şimdi böyle toplama kampına gitti.”
Adaların Atları Platformu’nca Yeşil Gazete’ye yapılan toplu açıklamada ise konuyla ilgili şunlar dile getirildi:
“İBB satın aldığı atları toplayıp Büyükada’da ahıra kapattı, sonra diğer adalardaki ahırları yıktı, satın alamadıkları atlar ahır olmayınca sefil oldu, sonra onları da Büyükada’ya götürüp ahıra kapattılar. Heybeli ve Burgaz’da ahırları ve atlarımızı geri istiyoruz. tüm Adalar’da atların ahıra hapsedilmeyip hayatın içinde olmasını istiyoruz.”
Derya Tolgay da atların sahibinin atlarının ‘toplama kampı’ denilen İBB’nin İspark At Ahırları’na götürülmesini istemediği, atların Heybeliadalılar tarafından gizli saklı da olsa bir şekilde sahiplenildiği, kış şartlarında üşümesinler diye bahçelerde kurulan çadırlarda bakıldığını anlattı:
“Ama esas olarak en önemlisi biz bunları gizli saklı yaptık. Çünkü hem Valiliğin, hem İlçe Tarım’ın, hem Adalar Belediyesi’nin, hem büyükşehirin anlaştığı bir konu var: Adalar’da at kalmasın. Eğer bugün Adalar’da at varsa onlar şu nedenle varlar: çünkü o atlar orada kaldığı sürece o ahır alanı İBB’nin. Ahır olmazsa o ahır alanını İBB kaybediyor. Velhasıl hayvanlar bugüne kadar bakılabiliyorlardı. Ama sonra bahçe de kalmadı bakılabilecek ve hayvanlar artık ortalıkta dolanmaya başladı, çöpleri karıştırmaya başladılar. Kimisi çok rahatsız oldu, kimisi eliyle besledi. Penceresinden at besleyenler de vardı.”
“Atların Adası olma durumunu çok hızlı unuttuk. Millet olarak her şeyi çok hızlı unutuyoruz” diyen Tolgay şunları aktardı:
“Topu topu iki buçuk sene önce 1800 tane at vardı. Şimdi bir tane bile at görmüyoruz ve çok hızlı da unutuyoruz. Bu atlar orada doğdu, büyüdü, yurtları orası. Aynı bizleri söküp atmaları gibi hayvanları da oradan alıp söküp götürüyorlar. İnsanın gerçekten içi paralanıyor. Biz de unutmamaya çalışıyoruz.”
Adaların Atları Platformu’ndan Siren İdemen ise şunları dile getirdi:
“Bizim talebimiz Heybeli’de İBB’nin ahır yapmak üzere Orman İdaresi’nden kiraladığı alanda yeni, sağlıklı düzgün ahır yapması ve burada doğan atların ‘yuvalarına’ dönmesi. Atların tanıdıkları, bildikleri ortama kavuşmaları, insanların da bugüne kadar hayatlarının doğal bir parçası olan atlarla ilişkisinin koparılmaması.”
Doğa Su da Heybelia’da mevcut yerine ahır ve padok alanı yapılmasını istediklerini belirterek “Her adanın kendi atlarıyla, atlarla terapi ve güven tekniği ile barış içinde yaşamak istiyoruz” dedi.
Adaların Atları Platformu üyelerinin ortak talepleri ise şöyle:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…